Aşka traduction Français
1,246 traduction parallèle
Bilmiyorum duygularım ne zaman aşka dönüştü.
Je ne sais pas quand ni o j'ai pu tomber amoureux de toi.
Sadece bunun bir romantik aşka dönüşmemesini diliyorum.
"I only hope this does not turn into a romance"
Utanarak da olsa aşka inanmaya başladığımı itiraf ediyorum.
Je suis un peu honteux d'admettre que j'ai commenc croire en l'amour.
Dudakların yerine gözlerin konuştuğu aşka.
Cette sorte d'amour dont les l vres ne parlent pas, les yeux oui.
İki kişiyi sonsuza dek yan yana getiren aşka.
Cette sorte d'amour qui lient 2 personnes ensemble pour toujours.
Aşka teslim olmadığın sürece onu asla yaşayamazsın.
Tu ne seras jamais prête pour l'amour si tu n'es pas prête à t'y soumettre.
Umutsuz bir aşka kapılma.
N'aime pas désespérément, ma sœur.
Aşka düştüğümden beri hasretini çekiyorum.
"Tu me manques depuis que je suis né"
# Aşka güvenmiyorum. # Çünkü aynı kalmıyor.
Je me méfie de l'amour parce-qu'il n'est jamais pour toujours.
Evliliğe karşı. Doğal aşka faşist devletin karışmasından nefret ediyor.
Il hait le fait que l'amour naturel ait été coopté par l'état fasciste.
Ama aşka gelince yaş ne farkeder?
Mais en amour, qu'est-ce que ça peut bien faire?
Şunlardan biri olabilir... geçici aşka kapılan kaçık genç intihar anlaşmalarından...
C'est peut-être un suicide d'ados amoureux.
Marco'nun durumundaki biri için aşka yer yoktur.
Pour un homme du rang de Marco ça n'a rien à voir avec l'amour.
Tanrının en güzel hediyesini kendimizi arzularımızı, aşka olan özlemimizi siz pislik günah ve sapıklık- -
vous qualifiez ce cadeau de Dieu, nous-mêmes, notre désir, notre besoin d'amour, vous le qualifiez de saleté, de péché et d'hérésie...
Aşka yolculuk yapmadan, sırılsıklam aşık olmadan. Tabi, henüz hayatını yaşamadın.
Une vie entière sans aimer à la folie... autant dire qu'on n'a pas vécu.
Aşka düştüm.
Je suis tombé amoureux.
Kavgadan aşka.
Des conflits à l'amour.
Kanındaki aşka ihtiyacım var.
De l'amour qui est dans ton sang.
Romeo yanına geldiği zaman tekrar hayata ve aşka gözlerini açacaktır.
Elle recouvrera ses sens quand Roméo revient.
Ben tek taraflı bir aşka inanmam.
Je ne crois pas aux amours à sens unique.
tanrı bilir, aşka ne zaman ve nasıl düştüm.
Dieu sait quand et comment je suis tombée amoureuse.
ve ben... arkadaşlıktan aşka dönüşebilecek.
Je veux pas être un obstacle à cet amour.
Artık aşka inanmıyordu.
Il ne croit plus en l'amour.
Tek taraflı aşka sahip olmak.
Apprécier l'amour à sens unique.
Beynini aşka kapamışken, birden aşık mı oldu?
Il se refuse à aimer et tout d'un coup il tombe amoureux?
Aşka inanmıyorum dedin.
T'as dit que tu ne crois pas en l'amour.
Bana, aşka ve o ana teslim olma isteği.
à moi, à l'amour... au moment présent.
Aşka aşığım. Prue'nun sahip olduğu normal şeyler yani.
J'adore l'amour, j'aimerais connaître ce que tu connais.
Güvendiği tarafından denenmiş, Aşka benzeyeni üstleniyorum
Éprouvé par ce en quoi il faut croire J'ai accepté la parodie de l'amour
Selam, Bob, Ben de tam seni aşka davet etmeye gelmiştim.
Salut, Bob, je suis venue t'inviter à notre rassemblement d'amour.
"Beden Bedene" - "Aşka Engel" - "Baştan Çıkarış" Hey bu kitapta bir sürü büyük kelime var.
Y'a plein de gros mots dans ces bouquins.
Biliyorsun Donna... Forman eğer adını koymaya cesaret edemediği bir aşka yelken açmışsa...
Tu sais, Donna, si Forman décide de donner dans les amours inavouables,
Bu sefer aşka ve biraya sarhoşum.
Cette fois-ci, je suis soûl d'amour. Et aussi à cause de la bière.
Ben aşka ya da evliliğe uygun biri değilim.
Je ne suis fait ni pour l'amour, ni pour le mariage.
Ben geri kafalı bir herifim ve çok sık aşka girip çıkmıyorum.
Je ne tombe pas souvent amoureux.
Ve şimdi de sanki aşka inanmıyor.
On dirait qu'elle n'y croit plus.
Ben gidiyorum ama sen, aşka arkanı döndüğünü hep bileceksin.
Je pars, mais toi, tu n'oublieras jamais que tu as refusé mon amour.
Önceden tanıyormuş hissinin hep ilk görüşte aşka delalet olduğu söylenir.
On dit que l'illusion du déjà-vu est symptomatique... du coup de foudre.
Birbirimizin mesleki yeteneklerine saygı ile başlamıştı ve zamanla kişisel bir ilişki, karşılıklı bir çekim haline geldi. Sonra bir şekilde, ihtiraslı bir aşka dönüştü.
Ce qui fut une admiration de l'habilité professionnelle de chacun devint peu à peu, une attraction personnelle qui se transforma en une relation sexuellement torride qui...
Aşka.
L'amour.
Aşka düşme evlat Kalk çocuğum
- Que fais-tu ici? - Les filles se sont inquiétées pour toi.
- Herkesin aşka ihtiyacı vardır tatlım.
- On a tous besoin d'amour.
Sonsuz aşka inanmıyor musun?
Tu ne crois pas á l'amour éternel?
Senin aşka bakış açın ne?
Qu'est-ce que tu entends par "amoureux"?
# Ebedi aşka güvenin.
Tourne-toi vers l'amour éternel.
Aşka içelim!
Buvons à l'amour!
Bir adamın nasıl Aşka gömüldüğünü
Comme un homme Peut souffrir d'amour
Bir çok boşanma avukatı da bunu yapıyor. Tam aşka yeniden inanmaya başlamışken, karşıma bir şey çıkıyor ve...
Juste au moment où je me remettais à croire à l'amour...
Aşka.
A l'amour!
Seksin aşka eşlik etmesi gerektiğini söylemekten çekinmiyor.
Pour elle, le sexe devrait aller de pair avec l'amour et la vérité.
Doktorculuk oynamaya ikna ettiği her kadına aşı yaparak ortalıkta dolanan bu adam için ; karısı ve çocukları pahasına, bu küçük hastalığına teslim olan bu adam için ; kendisinin sakat olduğunu bildiren iğrenç bir avukat ve iğrenç bir doktor bulduğu için ahlaki ve maddi yükümlülüklerinden kaçan bu adam için ; örnek bir evlilik yaşamı sürdüren bu kadınla asla evlenmediğine dair mahkeme emri çıkartmak için buraya dalan bu adam için ; aşka, sekse, sadakatsizliğe, yalana, aldatmaya bağımlı olduğunu söyleyen bu adam için ; buraya gelip penisini, kendisine özürlüler bölümünde park etme hakkı vermeleri gerekirmiş gibi sergileyen bu adam için...
On appelle ça une institution. Mais qu'il galope... après des infirmières à vacciner!