Bak ne diyorum traduction Français
222 traduction parallèle
- Bak ne diyorum Caldicott.
- Je pense, Caldicott...
Bak ne diyorum evlat, bunu sır olarak sakla... biz de sana uçak alalım.
Si tu ne dis rien à personne, nous t'achèterons un avion.
Bak ne diyorum.
Tu vois, je lui dis.
Bak ne diyorum daha önce hiç olmamıştı.
Je le jure, croix de bois, croix de fer.
Bak ne diyorum.
Alors écoute.
Bak ne diyorum, burç falını okuyalım. Bakalım okula gitme konusunda bir şey söylüyor mu, tamam mı?
Lisons votre horoscope pour voir ce qu'il dit au sujet de l'école.
- Bak ne diyorum. Seninle...
On pourrait peut-être...
- Joey, bak ne diyorum...
- Tu sais quoi?
Bak ne diyorum.
Tu sais...
- Bak ne diyorum. - Ne?
- Vous savez quoi?
Bak ne diyorum.
Tu sais quoi?
Bak ne diyorum.
Juge par toi-même.
Tamam.Bak ne diyorum, bir haftalığına iş görüşmesi içn Çin'e gidiyorum.
Voilà ce qu'on va faire. Je pars une semaine en Chine pour affaires.
Anladın mı bak ne diyorum? ..
Tu vois ce que je veux dire?
Bak ne diyorum ortak, detektiflik oyunu karnımı acıktırdı.
Partenaire, ce travail de détective m'a ouvert l'appétit.
- Tamam, bak ne diyorum...
- Bon, ben tu sais quoi...
Bak ne diyorum.
Écoute.
Bak ne diyorum, buradan birlikte yürüyerek çıkalım mı?
Que dirais-tu si on sortait d'ici tous les deux?
- Bak ne diyorum aygır.
- Tu sais quoi, mon étalon?
Bak ne diyorum, aynı hücrede kalalım.
Ce serait bien qu'on partage une cellule.
Bak ne diyorum.
Je vais t'expliquer.
"İşte Bayan Fanny, bıçağa gene ne yapıyor bakın" diyorum.
"Mile fanny est encore en train de maltraiter ce couteau."
- Evet? Ben çıkmadan çocukları doyursam diyorum, bakıcı yeni ne de olsa.
Je les fais manger puisqu'il y a une nouvelle baby-sitter?
Bak ne diyeceğim, çakmağı bulursan yarın bankaya getirsen diyorum?
Si vous retrouvez le briquet, passez à la banque.
Bakın ne diyorum. Buraya ilk geldiğimde karım mektup göndermişti. Yerel gazeteden bir haber kesip koymuş.
A mon arrivée ici, ma femme m'a écrit une lettre, une coupure du journal de chez nous.
Tanrım, bakın ne diyorum üçünüzle birlikte evlenirim.
Avec tous les trois!
Ya atış-matış ettirme diyorum sana bak, benim yüzümden oldu ya.
Ne les fais pas tirer. C'est à cause de moi!
Doğru! O adama bakınca, korkacak ne var diyorum! Tek yaptığı bir şehre gidip, telefon etmek!
C'est juste, quand je le vois, j'oublie mes soucis ll n'a qu'à décrocher le téléphone n'importe où pour gagner sa vie!
Bak, Jess diyorum ki, o seni aramıyorsa sende...
Écoute, Jess, s'il ne te rappelle pas...
Bak sana ne diyorum.
Tu sais quoi?
.. bu adamlara benim kız arkadaşım bir oyuncu diyorum, ve her gün haberlere senin için bakıyoruz.
Je ne cesse pas de dire que ma petite amie est actrice... et on regarde tous les soaps pour voir si tu y es.
Annem bir drag queen, bak, ne diyorum
* Ma maman est une drag queen, regarde!
Bay Del Monica, buraya bakın, dudaklarıma, size ne diyorum :
M. Del Monica, regardez bien là, ce qu'elle va vous dire, ma bouche :
O halde ne zaman gidiyorsun? Bak, sana kalabilirim diyorum.
Je te dis que je peux rester.
Ne diyorum bak...
Tu sais quoi?
Ne diyorum bak, 40 yaşına geldiğimizde ikimiz de bekarsak birlikte bir bebek yapmamıza ne dersin?
Je te propose ça. À 40 ans, si on n'est marié ni l'un ni l'autre... on se met ensemble et on en fait un.
Ne diyorum bak... Benden çok korkuyorsun. O yüzden söylediğim her şeye ters tepki veriyorsun.
- Tu te sens menacé par moi!
Ne zaman onunla çıksam bakıcılık ücretim ödenmeliydi diyorum.
A chaque fois qu'on sort, j'ai l'impression de faire du baby-sitting.
Ve her seferinde "hayır" diyorum. Bak ne diyeceğim.
Sais-tu où est Felicity?
"Ben olaylara hiç olmadığı açıdan bakıp,'Neden olmasın'diyorum."
Je les vois telles qu'elles ne sont pas et je dis "Pourquoi pas?"
- Bak o bir fahişe diyorum adamım.
Je ne dis pas que c'est une pute...
- Kadın iyi değil diyorum bak, uzun zamandır da böyle. - Kıymetlim.
Je dis simplement que cette fille ne va pas bien.
Tamam, ne diyorum bak...
Bon, je vais te dire...
- Ne diyorum bak?
- Tu sais quoi?
Ne diyorum bak?
Je vais te dire.
Ne silah kullandıklarına bakıyorum ve kendime neden benim silahlarım değil diyorum.
Je me dis : pourquoi n'utiliseraient-ils pas mes armes?
Bak ne diyeceğim Sadık diyorum ki bugün, Deniz'i de alalım şöyle bir dolaşalım.
Écoute Sadyk Prenons Deniz et faisons-lui faire le tour.
Ne diyorum bak. Yarın Barry'i bulmana yardım ederim.
On ira voir Barry demain.
Bak, sadece diyorum ki hiçbir şeye acele etmeyelim.
Je dis juste que, on ne devrait pas se précipiter, tu vois?
Bak tam olarak diyorum ki ; bize anlatılan davada olanların gerekli olduğunu sanmıyorum.
Ecoutes, je dis simplement que je ne pense pas que tout se soit passé de la manière dont il nous l'ont raconté.
Bak ne diyorum...
Je vais vous dire...