English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Balonlar

Balonlar traduction Français

572 traduction parallèle
Alman balonları havada...
Des ballons allemands
Sal şu balonları!
Laissez ces ballons.
Balonlar.
Des bubulles.
Bizimle her zaman bir çorban ve yatacak yatağın vardı. Güzel balonlar!
C'est idiot d'avoir quitté une place où tu mangeais bien pour venir faire le pantin en ville!
Tokyo üstündeki uçaksavar baraj balonlarının konumlarında bir değişiklik oldu.
Un changement dans la disposition des ballons captifs au-dessus de Tokyo.
Düşünsene, Tokyo körfezindeki bir denizaltıda bir avuç adam ter içindeyken bizim gibi adamlar da gece sinsice yanaşıp balonlar hakkında telsiz konuşmaları yapıyorlar.
Imagine ça, un tas de types bossent dur dans un sous-marin dans la baie de Tokyo. Ce sont des gars comme nous, ils émergent la nuit pour donner les positions des ballons.
Uçaksavar balonlarının da günışığında bizi göreceğini unutma.
N'oublie pas les ballons captifs.
- Ne kadar huysuzsun. - Balonlar rahatsız ediyor mu?
Les ballons ne vous gênent pas?
Balonları ver de şuraya bağlayayım.
Je vais les attacher.
Kırmızı balonları seven tatlı ve küçük bir kızdı.
Elle fut une belle petite fille qui adorait les ballons rouges.
Bu balonları al ve "koş" dediğim zaman hızla koş ve balonları elinden bırakma.
Elevez ces ballons autant que possible. Et sur mon ordre, courez aussi vite que possible. Sans les lâcher.
Hızla koşup balonları bırakmayacağım.
Je cours sans lâcher les ballons?
Balonların var.
Vous avez acheté des ballons.
Fransa'da balonlar çok popülerdi.
Le sphérique faisait fureur.
Konfederasyon hapishanesinde tutukluyduk. Gözlem balonlarından biriyle kaçtık.
Nous étions prisonniers des Confédérés et nous sommes échappés en ballon.
Yalanlar ise içi sıcak havayla dolu balonlar gibidir.
Les mensonges, ce sont des ballons remplis d'air chaud.
Balonlar?
Ballons?
Balonları bulup güzelce yakacaksın.
Ça brûle très bien, vous verrez!
Ve sarı balonlar
Et des ballons jaunes
Balonlar çok değil mi?
Pourquoi autant de ballons?
- Bütün balonlarınızı almak istiyorum.
- Je voudrais acheter tous vos ballons.
Balonlar!
Les ballons!
Balonlar, çabuk!
Les ballons, vite!
Nefis renkli balonlar.
De toutes les couleurs. Deux pour le prix d'un.
Hatırladığım kadar Birlik ordu gözlem balonları 200 metre yüksekteydi.
Vos ballons d'observation se déplaçaient à 180 m d'altitude.
- Geri gelin balonlar!
- Revenez, les ballons!
Balonları bir kere salarsanız, uzaklaşıp giderler.
- S'ils s'envolent, c'est foutu.
Balonlar!
Ballons!
Balonlar. Çocuklar ve yetişkinler için.
Des ballons pour la joie des grands et des petits.
Batılıların balonlarına benziyor.
On dirait un ballon occidental.
Ve şeyler olacak... - Bedava balonlar. - Bedava balonlar!
Nous aurons... des ballons gratuits.
Klozet kapağı örtüsü ve paspas takımı anlatılan balonların resimleriyle süslü.
Il y a aussi des paillassons et des serpillières illustrés avec les divers ballons mentionnés dans la série.
"Hey, balonlar," diye bağırıyorsun.
"Des ballons", même quand il n'y en a pas.
Balonlar çocuklar içindir.
Les ballons, c'est pour les mioches.
Balonlar.
Les doses.
- O balonları getirirdi... ve siz gündelik şeylerden konuşurdunuz.
- Il t'apportait des doses et vous parliez de choses et d'autres.
Mesela bir keresinde balonları suyla doldurmuş ve pencereden fırlatmıştık.
Comme la fois où on a jeté des ballons remplis d'eau par la fenêtre.
Bir erkeğin, bir kadının balonlarını kıskanması kadar bile geçerliliği yok.
Pas plus que si un homme enviait à une femme ses lolos.
- Balonları mı kastediyorsunuz?
- Les lolos, vous voulez dire?
Sıcak hava balonları havadan daha hafiftir, ama yer çekimine dayanamazlar.
Un ballon est plus léger que l'air, mais moins que la gravité.
Bazen kız arkadaşlarına tüm balonları alıyorlar.
Parfois, ils achètent un bouquet de ballons.
Tüm balonları alıyorum.
Je les prends tous, alors.
Keşke o balonlar olsaydı.
J'aimerais avoir encore mes ballons.
Devasa boyutlardaki balonlar altlarından, ağır gazları püskürterek havada asılı kalabilir veya içlerinde tutabilirler.
D'énormes ballons vivants pourraient flotter... en expulsant des gaz lourds ou en conservant une haute température.
- Peki ya balonlar falan?
- Et les ballons et tout ça?
- Çıplak bir Amerikalı balonlarımı çaldı.
- Un Américain nu a volé mes ballons.
Meteoroloji balonları ebadında kavun mu ya da insanları sopalamak için domates mi, ha?
Obtenir des melons gros comme une sonde météo?
Neden balonları bırakıp yükselsinler?
Quel est l'intérêt de lâcher des ballons s'ils ne font...
Balonlar dikkatimizi hava üslerinden çekmek için mi?
Ils pensent vraiment que les ballons vont faire diversion?
Birleşik Devletler semalarında ilk balonlar görüldüğünden beri duyulan heyecan II. Dünya Savaşı'nın bitiminden beri görülmedi.
Depuis que les premiers ballons sont apparus au dessus des Etats-Unis... il y a dans l'air un sentiment d'exaltation... que l'on n'avait pas senti depuis 1945.
- Balonları ben yaptım.
- C'est moi qui ai fait les ballons.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]