English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bankada

Bankada traduction Français

1,193 traduction parallèle
Ben bankada çalışıyorum, her seferinde paradan bir kaç kuruş yürütsem...
À la banque, si j'enlève une pièce à chaque rouleau...
Ekonomi mezunuyum ve bankada kredi memuru olarak çalışıyorum.
Je te signale que je suis diplômée en économie... et que je suis conseillère financier.
Ya bizim ortak banka hesabımız? Hangi bankada olduğumu bilmek istiyorum.
Dis à Papa que je ne reviendrai pas sans le téléphone ou avant que je me marie.
Marcie'nin Kyoto National'da başladığı işi hatırlıyor musun? Bizim bankada onun işi açıldı.
Quand Marcie est partie pour Kyoto National, tout s'est accéléré.
Şimdiye kadar hiç kapalı bir bankada bulunmamıştım.
Je suis jamais rentré dans une banque fermée.
Ve şöyle düşünecekler bakalım, cumartesi bankada en son kim vardı?
Ils réfléchissent. " Voyons, qui a quitté la banque en dernier samedi?
Evet... Bankada bir kaç sayı üzerinde oynamayı biliyorum.
C'est bien connu, je jongle avec quelques chiffres à la banque.
- Ben bir bankada çalışıyorum.
Je travaille dans une banque.
Ben bankada çalışıyorum.
Je travaille dans une banque.
- Bankada mı?
- C'est à la banque?
Evet, bankada.
- Oui, à la banque.
- Ona bankada hesap açtınız mı?
- Vous lui avez ouvert un compte?
Arabanın üzerinde sanıyordum ama, galiba bankada.
Je croyais qu'il était sur le toit. On a dû l'oublier à la banque.
- Evet, Palermo'daki bankada.
A la banque, à Palerme
Bankada ne dediklerini biliyormusun,
À la banque, on dit :
Marcie, sen bankada çalışıyorsun.
Marcy, tu travailles dans une banque.
- Bu bankada, bu rakamlarla cevaplar bulunuyor.
- Cette banque, avec ce numéro...
Bankada onu tanıyacak birisi olsun.
Envoyez quelqu'un à la banque capable de le reconnaître.
İşte, bir meyve şekeri al. Annemisin bankada 7000 yeni varmış.
D'accord... Voilà, prends un bonbon aux fruits.
Pansiyoner Simpson ile, kaçak memurun aynı bankada çalışıyor olması büyük tesadüf.
Curieuse coïncidence que leur locataire Simpson travaille dans la même banque que l'employé en fuite.
Hani şu, geri zekalıların bankada normal yüzde 5 faiz yerine yüzde 2 ile para yatırdıkları hesap mı?
Ce n'est pas là que les crétins mettent leur argent pour avoir 2 % d'intérêt au lieu de 5?
Bayan, üzgünüm ama kapalıyız! Saat 3'e kadar bankada olmalıyım.
Je suis désolé, madame, c'est fermé.
Bankada bin dolarınız varsa bin doların hepsini göndermeye korkmayın.
Si vous avez mille dollars en banque... n'ayez pas peur de m'envoyer les mille dollars.
Bankada hesap açtırdı.
Il a ouvert un compte à la banque.
Nerdeyse hepsi bankada.
Presque tout ce que je fais, va à la banque.
Ah, evet, eminim ki bankada tek başıma olduğum an başıma herhangi bir iş gelmeyecek.
Et bien sûr, vous ne me ferez aucun mal quand je serai seul dans la banque.
"Eğer 10 gün bir çeltik tarlasında uyuyabiliyorsam bu iğrenç bankada da kalabilirim."
"J'ai tenu 10 jours dans une rizière, je tiendrai le coup dans ce trou."
Bankada olduğumu göstermek için onları bu gece istediğim yerden arayabilirdim.
J'aurais pu les appeler de n'importe où et leur faire croire que j'y étais encore.
Bankada müdür olmak istiyor.
Précisez-lui que Poirot ne dévore pas les dames.
"Söz konusu bankada olan bütün paraların çekilmesini öneriyorum." Yine de anlamayacaktır.
Pas la loi, bien sûr. Je représente
Çünkü başıma gelen en ufak talihsizlik... yetkilileri... başka bir şehirdeki bankada bulunan belirli bir kasaya götürecektir, ki içerisindeki deliller ömür boyu kodesi boylamana yeter de artar.
Car si quoi que ce soit de fâcheux m'arrivait, ça mènerait les autorités à un certain coffre-fort dans une banque, dans une autre ville, dans lequel se trouvent assez de preuves pour 3 fois la prison à perpétuité.
İlk geldiğim zaman, bankada bozdurmuştum.
J'ai changé le mien en arrivant à la banque
Bir bankada çeki nakte çevirmek istiyorum.
Je préfère aller encaisser ce chèque!
- Bankada küçük bir sorun.
On a des ennuis à la banque.
Bankada bir sorun var.
Un problème à la banque.
Bankada 1000 dolar altında bir hesabı var, ne bir sermaye hissesi, ne senet, ne de Joyce Paulmarie adında bir servet.
Elle n'a pas 1 000 $ sur son compte. Pas de coffre, ni d'actions. Rien au nom de Joyce Paulmarie.
Bak ne diyeceğim, en iyisi bu para bankada dursun.
Tu sais quoi? Pourquoi on ne le laisse pas à la banque?
Bankada yaklaşık 6.700 dolar para var.
J'ai 6700 $ sur mon compte.
Nakit mi, bankada mı? ikisi de.
En liquide ou à la banque?
- Bankada çalıştığını sanmıştım. - Ekstra para için.
- Vous ne travaillez pas à la banque?
Hayır, olamaz. Adamla bankada görüşmem var.
Je dois voir votre collègue à la banque.
Kontrat dosyalandı ve bankada güvencede ve her şekilde sigortalıyız, bildiğiniz gibi.
Notre assurance nous couvre intégralement, quoi qu'il arrive.
Bu senenin 137. intihar eylemcisi, ne yoksulluk ne de yalnızlık yüzünden intihar etti. O, mutlu bir ailesi ve bankada 40 milyonu olan başarıIı bir idareci.
Le 137 ème suicide de l'année, dans cette ville... ne concerne ni un défavorisé, ni un homme isolé... mais un cadre accompli avec une famille aimante... et 40 millions de dollars en banque.
Bankada 40 milyon $'ı, mutlu bir evliliği vardı ve sağIıklıydı.
40 millions de dollars en banque, un mariage heureux, en bonne santé.
Ne kadar var bankada, bir milyon mu?
Combien tu as dessus, un million?
Şimdi bankada 50 papelim de var.
Et j'ai 50 $ à la banque.
Dün bankada.....
- Bella l'a grignotée.
Biz her gün bankada olurduk.
Avec elle, je suis tous les jours à la banque. Tiens, au fait, la rue de la banque est piétonne.
Karşılığında bankada bir pozisyon istiyordu.
Hier, Mme Pengelley est venue me consulter à Londres.
Paramı istiyorum. Bankada bekledim.
Tu m'as promis.
Yarım saat bankada bekledim.
Tu me dois 5 livres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]