Barbarlar traduction Français
359 traduction parallèle
Biz barbarlar biliriz ki insan ancak avdan sonra eğlenebilir.
Nous, les barbares, nous savons que c'est après la chasse et non avant, que l'homme se révèle
Yeni birlikler göndermenin ve barbarları ezmenin tam zamanıdır, Majesteleri.
Des troupes fraîches nous sont nécessaires. Nous devons écraser ces barbares.
O barbarlar etrafımı sardığında kurtarabildiğim tek şey bu oldu.
C'est tout ce que j'ai pu sauver quand ces sauvages m'ont encerclé.
Sonra barbarlar gelip mutluluklarını ellerinden almışlar, onları evlerinden etmişler, sanat ve bilim hazinelerini yağmalamışlar, her şeyi yok etmişler.
Vinrent des barbares envieux de leur bonheur. Ils les chassèrent de chez eux, pillant arts et sciences, les dépouillant de tout.
Barbarlar güneyden işgal ediyor.
Les barbares arrivent du sud
Mareşal Petain'ın artık yaşlı bir adam olduğunu ve barbarların elinde olduğunu unutmamaya çalışıyorum.
Pétain est à présent un vieillard aux mains des barbares.
Sizi buraya barbarlar gibi yağma yapmanız için getirmedim.
Emballez ça. Vous n'êtes pas là pour piller comme des barbares.
Eğer mağlup olmuşsak, olacaksak onurlu bir mağlubiyeti tercih ediyoruz. İnsan gibi. Barbarlar gibi yakıp yıkarak değil.
Nous préférons être vaincus comme des êtres humains que comme des barbares.
Şimdi barbarlar çağındayız.
Désormais, c'est l'âge des barbares.
Barbarların misafirlerini nasıl onurlandırdığına tanık olacaksınız.
Tu verras, les barbares honorent aussi leurs hôtes.
- Evet, hele de bizim ellerimizdeyken. Bizler barbarlarız. Gücümüz budur bizim.
Oui, mais uniquement lorsqu'elle est entre nos mains.
Ama biz Barbarlar okuma bilmeyiz.
Mais les barbares ne savent pas lire.
Barbarlar ülkemizi işgal etmeyi planlıyordu.
Les Barbares préparaient une invasion.
Diğerleri eşinizi yani kuzenimi öldüren o barbarların çok yakında öfkemin ağırlığını duyacaklarını temin ediyorlar.
Soyez assurée que les barbares qui ont tué votre mari, mon cousin, sentiront bientôt le poids de ma colère.
Siz barbarların ölmüş babamın eski giysilerini neden aldığınızla daha çok ilgileniyorum.
J'aimerais savoir pourquoi des vandales comme vous, avaient tant hâte... de confisquer les vêtements de mon défunt père.
Sizi barbarlar.
Vous êtes des barbares.
Kahretsin! Barbarlar beni bu Allah'ın belası yerde öldürsün diye savaştan sağ çıkmadım ben!
J'ai survecu à toutes ses années de guerre, pour me faire crever par des sauvages dans ce trou!
Barbarların arasında işi yok.
Il n'a rien à faire avec les barbares.
Barbarlar da muhtemelen onu arıyordur.
Les barbares doivent le chercher eux aussi.
General Jung-Lu'yu barbarların yanında olmakla suçlamak için Majestelerinin iznini almaya geldim.
Je demande à Votre Majesté la permission d'arrêter le général Jung-Lu comme traître.
Ne cüretle sen ve barbarların kütüphanemi ateşe verirsiniz?
Barbares, comment avez-vous osé brûler ma bibliothèque?
Ama ne sen, ne de diğer barbarlar insan düşüncesini yok etme hakkına sahip değilsiniz!
Mais ni vous ni aucun barbare... n'avez le droit de détruire la pensée!
Rahat ol Balam. Eğer barbarlar buralardaysa, gözcülerimiz onları bulacaktır.
Reste calme, les éclaireurs trouveront les sauvages.
Barbarlar!
Les sauvages!
Birçok asil çok sayıda kaliteli kılıca sahip lâkin hiçbiri yabancı barbarları yok edecek cesarete sahip değil.
Parmi vous, les samouraïs, aucun n'ose dégainer son sabre pour contrer l'étranger.
Bana şu barbarların yaşadığı, ormanlardaki son seferinden bahset biraz.
Parle-moi de ta dernière campagne dans ces forets barbares.
İşte o yüzden bana barbarların kalbini getirmelisin. Onunla konuşmak istiyorum.
Ramène-moi l'âme des Barbares, je désire lui parler.
Bir tanesi burada, kuzeyde, Barbarlar diye adlandırılan insanlar, diğeri de Doğu'da, Pers ülkesi.
Celle qui au nord nous sépare de ceux que l'on nomme barbares.
Kumandan olarak göreviniz adamlarınızla birlikte ilerlemek. Barbarların sizi zayıf görüp, saldırmalarına ikna edilene dek ormanın iyice derinliklerine gireceksiniz.
Vous conduirez vos troupes de plus en plus loin dans la forêt, jusqu'à ce que les Barbares jugent bon d'attaquer.
Buna değmem. Barbarlar!
Ils n'en valent pas la peine!
Eğer bu barbarları Romalı yaparsak, Roma vatandaşı olmanın ayrıcalığını kendimize kimlerden saklayacağız ki daha? Hayır!
Si ces barbares deviennent romains, peut-on leur refuser la citoyenneté?
Eğer bu barbarları aramıza alırsak, düşmanlarımız şöyle düşünecek : Mecburdular, çünkü zayıfladılar.
Si nous acceptons la présence de ces barbares, nos ennemis diront que c'est par faiblesse.
- Amazon ormanlarında barbarların yok ettiği medeniyet.
Ah, diable.
- Barbarlar mı? Avrupalı istilacılar, sen, ben...
Mais vous, vous avez bien été là-bas, en Amazonie.
Sen ve senin şu bibloların, Kızılderili barbarlar ve Profesör Catactan...
Alors tes statues, ton professeur Bataclan...
Barbarlar!
Barbares!
Barbarlar, sanatımdan anlamıyorlar ki.
Barbares! Ils ne comprennent rien à mon art.
Mongolia'ya sürüleceksiniz, orada bana karşı gelmeye çalışan diğer barbarlar var.
Il paraît qu'il y a des barbares qui s'agitent là-bas.
Barbarlar!
Je ne suis pas resté.
Medeni bir adamın barbar gibi davranmasını daha kolaydır ama barbarların medeni adam gibi davranmaları daha zordur.
Il est plus facile pour des hommes civilisés de se comporter en barbares, que pour des barbares de se comporter en hommes civilisés.
Hindistan cevizini sevmeyenler barbarlar ve aptallardır.
Ceux qui n'aiment pas le coco sont grossiers et salauds.
- O zaman sadece barbarlar.
- Des voyous...
Bunlar köle değiller. Barbarlar.
Pas des esclaves, mais des barbares.
Savaşçı barbarlar.
Des barbares belliqueux.
Gözlerinizin önünde bu dinsiz barbarlar.... inanılmaz vahşet yaparken..
Pensez-y! Songez aux abominations commises par ces barbares impies.
Barbarlar! Barbarlar!
Ce sont des barbares!
Gördün mü bak, barbarlar da geliyorlarmış.
Tu vois... Le coiffeur est venu, lui aussi.
Ama O, barbarların kalbi.
Mais c'est l'âme des Barbares!
Barbarlarını yerleştirmeyi kabul edeceğiz, ama sen...
Nous laisserons les barbares s'installer, mais toi...
Barbarları yok edin.
Exterminez les barbares.
Bunlardan bazıları, Barbarlar'la savaşırken öldüler.
( m.1316 )