English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bazen

Bazen traduction Français

35,731 traduction parallèle
Beni tanıdığı için bunun doğru olduğunu zaten biliyor ama bazen yine de söylemen gerekir.
Tu sais, et... elle sait ça parce qu'elle me connaît, mais, parfois tu... tu dois juste le dire.
Bazen ne demek istediğinizi anlıyorum ama hemen sonrasında beynim uyuşuyor.
Oui, la transférer au Grey-Sloan. Merci beaucoup.
Bazen biraz zorlanmamız gerekir.
L'armée ne te dirait rien sans certitude. Et quand arrive-t-elle? Maintenant.
Bazen evde soyunup da lehim yapıyor.
Parfois il soude torse nu à la maison.
Bazen büyükler çocukları anlamadığı aptalca şeyler söyleyebilirler. İpotek durumları hakkında veya diğer kişilerin ebeveynlikleri hakkında konuşabilirler.
Tu sais, des fois les adultes disent des bêtises que les enfants ne comprennent pas, comme quand ils parlent de prêts immobiliers ou les qualités des autres parents.
Bazen gün içinde belirsiz zamanlarda bir kaç kez.
Parfois plusieurs fois par jour, - de manière imprévisible.
Hatta bazen, Amerikan parasının üstünde olması gerektiğini düşünüyorum.
Ça devrait être sur la devise américaine.
Hâlâ bazen suçlu hissediyorum.
Parfois, je culpabilise.
Yani, bazen orada işten sonra gidip takılıyorum.
J'y vais parfois après le travail et... Et je traîne.
Bazen özellikle de son zamanlarda.
- Ça arrive. Surtout récemment.
Sadece sevildiğini bilmeni istiyorum. Çünkü, bazen aksini düşünebiliyorsun.
Je te le dis pour que tu saches que tu es aimée au cas où tu penserais le contraire.
Genelde kendime, bazen de diğerlerine.
Surtout pour moi, rarement pour les autres.
Bazen korktuğumda korktuğum şeye odaklanmaya çalışıyorum.
Parfois, quand j'ai peur... J'essaie de me concentrer sur ce qui me fait peur.
Bazen bozuk olabilirim.
C'est parfois impossible de pas être irrité.
Gerçekten. Bazen kafama takıyorum.
Je suis dans mon monde, parfois.
Bazen kafama takıyorum.
Je suis dans mon monde, parfois.
Bazen yalnız başıma bebek sahibi olmayı düşündüğümde korkuyorum.
Parfois, je... J'ai peur à l'idée d'avoir un bébé, seule.
Bazen hedef bize yön veriyor.
Quelquefois, on trouve la direction pendant le trajet.
Bazen onun anıları geliyor. Tam olarak bir insan değil de daha çok bir his veya deneyim gibi.
Quelquefois... j'ai comme des souvenirs d'elle, mais comme si elle était un sentiment ou une expérience plus que comme une personne à part entière.
Bazen ben âdeta onu vücudumun etrafında hissediyorum.
Parfois je... Je peux presque sentir son corps qui m'entoure.
Bazen pek çok şeye alışabilirsin.
On peut s'habituer à une tonne de choses.
Bazen bir kusur olabiliyor.
Parfois à tort. Si cela vous gêne...
Bazen hâlâ öyle olduğuna inanıyorum.
Parfois, je continue de croire qu'il aurait pu.
Bazen, bir liderin zor kararlar vermesi gerekir.
Un meneur doit parfois prendre les dures décisions.
Bazen, insanlara yardım etmek için laboratuvarda üretildiğmi düşünüyorum.
Parfois, je pense que j'ai été élevée dans un laboratoire pour aider les gens.
Bazen bu yere dair her şeyi bildiğimi sanıyorum.
Parfois, j'ai l'impression de tout savoir sur cet endroit.
Bazen Teksas'a geliyoruz.
Parfois, on fait une virée au Texas.
Bazen bir kaptan, rağbet görmeyen kararı vermek zorundadır çünkü bu onun sorumluluğudur.
Parfois un commandant doit faire une chose impopulaire car c'est sa responsabilité.
- Bazen yattığı açık cezaevinde...
- Parfois à la prison ouverte.
-... bazen şehirde.
- Parfois en ville.
Bazen biraz geri durmak fena fikir değildir.
Ce n'est pas une mauvaise idée de prendre du recul de temps à autre.
Bazen böyle şeyler olur.
Ce genre de chose arrive parfois.
Bazen şehri kurtarmak.. .. diğerlerinden önce geliyor.
Parfois sauver la ville est prioritaire sur le fait de la diriger.
- Evet, bazen görüyorum.
- Je le vois des fois.
Bazen de hangimizin haklı olduğunu merak ediyorum.
Et je te déteste. Et des fois je me demande lequel de nous deux a raison.
Bazen senden gerçekten nefret ediyorum, Ray.
Je te déteste vraiment parfois, Ray.
Bazen gündüz, bazen... gece.
Parfois dans la journée, parfois... dans la nuit.
Ama bazen istemediğimiz şeyleri de .. yapmak zorunda kalırız.
Mais parfois nous devons faire des choses que nous ne voulons pas.
Bazen geç saatlerde çalışmak için buraya gelirdi.
Parfois il venait ici après la fermeture pour travailler encore.
Emir almaktan nefret ederim, O yüzden bazen reddederim.
Je déteste recevoir des ordres, donc parfois je refuse.
Bazen işimi bitirseler diye dilerdim.
J'ai parfois regretté qu'ils ne m'aient pas tué.
Bazen tutamıyorum kendimi böyle.
Parfois je regrette ne pas pouvoir être juste moi-même.
Biliyorum seçimlerim bazen çok aptalca oluyor ve sen onları düzeltmek için hep orada oluyorsun ama bu sefer bana inanmana ihtiyacım var.
Je sais que mes choix sont pourris parfois, et tu aimes être là avant que les choses ne dégénèrent, mais cette fois... J'ai besoin que tu croies en moi.
Bazen tamamen silmen gerekebiliyor.
Parfois il faut faire table rase. Faire table rase...
Bazen orada yaratıkları tutuyoruz.
Parfois on garde des monstres à l'arrière.
Bazen bu sadece af dilemektir.
Parfois, c'est juste s'excuser.
Biliyorsun ben... Bazen Sam ile kendimizi kaptırabiliyoruz. Başka herkesi unutuyoruz.
Parfois, Sam et moi, on doit s'occuper de tellement de choses qu'on en oublie tout le monde.
Bak, demek istediğim şu... bir şeyi önemsiyorsak... bazen canımızı sıkan şeylere katlanmamız gerekir.
Ce que je veux dire, c'est que... si on tient à quelqu'un, on doit parfois accepter des choses qui nous énervent.
Gerçekten harika bir cerrahsınız ama bazen size ayak uydurmakta zorlanıyorum. Çok hızlısınız.
Oui.
Bazen.
Parfois.
Bazen alışıyorsun.
D'autres fois, on s'y habitue.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]