Beceriksiz traduction Français
1,252 traduction parallèle
Onu Colts Neck'teki beceriksiz veterinere götüremeyiz.
Il n'ira plus chez ce charlatan à Colts Neck.
Mürettebat, denizcilik tarihindeki en beceriksiz ve salaklardan oluşan bir güruh.
Cet équipage est le plus grand ramassis de jean-foutre et de connards de toute la Marine.
Bir başkasını getirmek için Çin'e gideceksin, Seni beceriksiz orospu çocuğu!
Je vais t'envoyer en chercher un autre en Chine, stupide tils de pute.
Neden beceriksiz olsunlar ki?
Pourquoi seraient-ils incompétents?
Beni beceriksiz sanmayın... Size saygı duymakla arzulamanın arasında kaldım.
Vous me jugez gauche... car, en moi se combattent le respect que je vous dois... et le desir que vous m'inspirez.
Beceriksiz olduğunu söylemiştim!
Tu vois, il est nul!
" Küçük çocuklar utangaç ve beceriksiz olabilir.
" Les adolescents sont souvent timides et maladroits.
Aşk için umutsuz, beceriksiz ve çaresizim!
Je suis nul, maladroit et désespéré!
Sizin ışıltılı danslarınızı bilmem, ama pistte hiç de beceriksiz değilimdir. Pekala.
Je danse pas comme Travolta... mais j'ai rien d'un empoté!
O beceriksiz dediğin insanlar Kıymık ile Tırmık'ı yaptı.
Ce type sans talent a créé Itchy Scratchy.
Beceriksiz olanın Yönetici olduğunda anlaşmıştık sanırım.
C'est l'Intendante qui a été incompétente.
- Beceriksiz!
Bon à rien!
Buradaki hemşirelerin hepsi beceriksiz.
Les infirmières sont des brutes.
Beceriksiz.
Bon à rien!
Kraliçe, defalarca beceriksiz mahkemelerimizden söz ediyor.
La reine fait plusieurs fois référence à...
- Senin adamların beceriksiz!
Ils sont incompétents!
Lefty, şu sersem herif, Richie, beni aradı ve... "bir kaç beceriksiz'mafya'bana sorun çıkartıyor" dedi.
Lefty, un type que je connais, Richie, m'a appelé. ll dit qu'il se fait harceler par quelques petites frappes.
Birinin geleceğinden Umudumu kesmiştim. Başarılı olacak birinin, Beceriksiz değil.
J'avais perdu l'espoir de connaître en ce monde un gars pour qui on ferait tinter la cloche, pas le gong!
Bir sürü beceriksiz yetiştirdim, Hiçbiri kahraman olamadı.
J'ai vu tant de tocards tomber dans les choux!
Yalancı mısın yoksa beceriksiz mi?
Es-tu fourbe ou simplement maladroite?
Sonsuz sadakat beceriksiz coşkulu
Une loyauté indéfectible. Un enthousiasme maladroit.
! Evet ya da hayır, seni sosyalist, sanat yapmaya çalışan beceriksiz?
Oui ou non, sale petit con de fasciste!
Beceriksiz hissediyorum!
Je me sens mal à l'aise.
Ama vazgeç bundan. Çünkü yakında, yanında şimdiki beceriksiz arkadaşların bile kalmayacak.
Autrement tu n'auras bientôt même plus tes potes losers.
Kocam biraz beceriksiz. Afedersiniz.
Mon mari est très maladroit, excusez-le!
Milos, emin ol çok beceriksiz bir tenis oyuncusu olduğunu kimseye söylemeyeceğim.
Je vous assure, je n'aurais parlé à personne de votre incompétence en tennis.
Milos, emin ol çok beceriksiz bir tenis oyuncusu olduğunu kimseye söylemeyeceğim.
Ton père voulait une Mercedes, je veux pas de voiture allemande.
Bob, bu zamana kadar senin bir beceriksiz olduğunu düşünmüştüm. Ama bu şehri yok etmek, sandığımdan daha zormuş.
Tu sais, j'ai toujours pensé que tu étais nul mais détruire cette ville est plus dur que je ne pensais.
Beni bilerek mi mahvetmeye çalışıyorsun, yoksa sadece beceriksiz misin?
- Allez-y. Essayez-vous de me ruiner ou est-ce simplement de l'incompétence?
Sosyal açıdan, beceriksiz olduğu hakkında itiraf edeceğim.
- J'admets qu'il est un peu asocial. - Asocial?
Beceriksiz mi?
C'est un fou.
Seven of Nine ile birlikte çalışmak beceriksiz bir hale gelmeye başladı.
J'ai de plus en plus de mal à travailler avec Seven of Nine.
Karşındayım işte, yüzüme karşı beceriksiz desene.
Vas-y, je suis là. Traite-moi de bon à rien!
İşime de "beceriksiz" diyorlar.
Et ils disent que mon job n'est pas "qualifié".
Beceriksiz.
Incompétent.
Evet ve beni de beceriksiz bir hırsıza dönüştürdü.
Et quel voleur maladroit j'ai été.
- Yaşıyor! Seni beceriksiz.
Espèce de gros tas de poils!
Düşüncesiz ve beceriksiz.
Il n'a aucun tact, il est nul.
- Beceriksiz herif!
- Putain d'amateur.
Çünkü eğer yine yanlışlıkla olduysa bu beceriksiz olduğunu gösterir.
Ouais. Parce que si t'as glissé, t'es vraiment maladroite.
Ve tabiiki beceriksiz okul sistemi bu ikisi arasındaki farkı ayırdetmekte başarısız oldu.
L'incompétence d'un système... scolaire dépassé ne pouvait l'admettre.
Beceriksiz görünmek istemem.
Je veux être compétente.
Yine de KTP lazerini beceriksiz insanların elinde görmeyi istemem.
Un laser KTP doit être entre des mains expertes.
Siz bayanlar şüphesiz bu işdeki en beceriksiz grupsunuz.
Bande de femmelettes, vous êtes pathétiques.
Çok beceriksiz, çok sakar, çok... "
Si bête, si maladroit... "
Benim gibi Öğretmenler için değilse senin gibi öğrenciler için daha özel şeyler olmalıydı... sosyal olarak beceriksiz, dünyadan nefret eden, hiç kimsenin ilk etapda duymak istemediği, kendini beğenmiş fikirleri havada uçuşan..
- Ah, vraiment? - Oui! Vraiment?
Beceriksiz gençlerle aynı yerde mi oturacağız?
Il va s'assoir avec des campagnards?
Beceriksiz!
Mauvaise passe!
- Beceriksiz!
- Bon à rien!
Asla beceriksiz değilsin onyedi şifreli telefon araması los angeles dan pentagona...
1 7 appels cryptés au Pentagone.
Pek beceriksiz sayılmam.
- Vous voyez que je peux être adroit.