Billboard traduction Français
68 traduction parallèle
Panik olmuştum çünkü Billboard'da yoktum. Mick ve Bianca'yla Studio 54'te görünmüyordum.
Je paniquais parce que je n'étais pas dans les charts, ou qu'on ne me voyait pas au Studio 54 avec Mick et Bianca.
- Billboard'a. - Billboard'a.
Dans Billboard.
Billboard dergisini okudum.
Je lis le Billboard.
Bu siktiğim billboard'dan nefret ediyorum.
Je hais ces panneaux publicitaires!
Ve sokak ışığı olarak devam edip sonra billboard olmadın mı?
et tu es devenu un réverbère, puis un panneau d'affichage?
- Billboard'da 21. sıradayız.
On est 21e au hit-parade.
Ona, plağın Billboard'ın 21. sırasına çıktığını gösteriyor.
Il lui explique qu'on est 21e au hit-parade.
BILLBOARD CANLI 23 : 32
Le Billboard Live - 11 h 32
Times Meydanı'nda bir billboardı olan bir iç çamaşırı mankeni.
Avec un panneau à Times Square.
- Billboard'lara koysak mı?
On l'écrit sur une pancarte?
Benim apartmanın dışındaki billboard da aynısını yapıyor.
Un panneau devant mon appartement fait le même effet.
Benim apartmanın dışındaki billboard da aynısını yapıyor.
J'ai un panneau devant mon appartement qui fait le même effet.
Billboard'a kapak olacağız.
Tu vas faire la couverture de Billboard.
Çeviri :
Malcolm in the Middle - 6.10 - Billboard
Yoksa arkadaşın "Billboard" mu?
Ton ami Panneau?
Neden billboard ile ilan vermiyorsunuz? - Gizliliğin bozuldu Matt.
Pourquoi n'avez-vous pas de pancarte?
Billboard'un Times meydanında asılacak.
Votre panneau sera mis à Time Square.
Aman Tanrım, şuna bak - başka bir billboard.
Merde, regarde ça. Une autre affiche.
- Billboard'daki.
- Sur l'affiche. C'est moi.
Çünkü şimdi billboard'umun yanından geçiyoruz ve kimsenin umrunda değil.
On va passer devant mon affiche et tout le monde s'en fout.
- Ama bu arada her gün bu lanet billboardın önünden geçeceksin. Ben de her seferinde sinirlenmeni istemiyorum.
- Mais entre-temps, tu devras souvent passer devant ce panneau alors évite de te fâcher à chaque fois.
Billboard'u görüyor musun?
T'as vu le panneau?
Verdiğim küçük el ilanlarından, gece nöbetlerinden ve 3.caddedeki billboard'lardan da bildiğiniz gibi, Bay Kaplumbağa kayıp.
Comme l'indiquent les tracts, la surveillance nocturne et l'affiche géante sur la 3e, M. Tortue n'est pas rentré.
Neredeyse 300 tane farklı dergi ve billboard reklamındasın.
- Tu poses dans 300 différents types de magazines et pubs.
Şimdi Billboard sıçramasıyım
Maintenant que je vends bien Tous les négros veulent me toucher
Billboard 200 listesinde en uzun kalan albüm?
Quel album a le record de semaines au classement...
Aromalı votka reklamlarını severim, Kot pantolonlu billboard'ları.
J'aime les pubs de magazine pour la vodka aromatisée, les 4 par 3 de créateurs de jeans.
Pearl Jam önümüzdeki hafta bir ay içerisinde Billboard pop albümleri listesine ilk sıradan girecek olan ikinci Seattle grubu.
Tabitha Soren pour "MTV News". Pearl Jam va devenir le deuxième groupe de Seattle en un mois à se hisser en tête des meilleures ventes Ia semaine prochaine.
Ve belki BNL sende olmayan iki Billboard ödülüne sahiptir.
Et peut-être que TH a deux Billboard awards et toi zéro.
Şu gördüğümüz Clooney'li billboard gibi. Hatırladın mı? Tokyo'da kahve satarken.
C'est comme cette pub avec Clooney qui vend du café à Tokyo.
Ayrıca Alex'i posterlere ve billboard'lara koyma fikrin de çok başarılıydı.
Et faire d'Alex notre égérie, c'était ingénieux.
Mükemmel billboard! Komik, belirgin, sınırları aşmamış.
Marrant, la juste dose de provocation, j'adore.
Adam resmen seninle ilgileniyordu, ikinizin öpüştüğü bir billboard boyadı.
Le mec était tellement à fond sur toi qu'il a peint un panneau de vous deux en train de vous embrasser.
Bize göre, bunun anahtarı, farklılık gibi gözüküyor. Bir otobüsün yan tarafına bakarsanız, yürüyen bir billboard görürsünüz.
Alors, il nous semblait bien que la solution était de différente sorte si vous regardez le côté d'un bus, c'est comme un panneau d'affichage mouvant.
Ama o billboard'da şu an "Ben Holly'nin kaçık sevgilisiyim" yazıyor.
Ouai, et bien, maintenant c'est un panneau d'affichage qui dit, "Je suis le rencard d'Holly".
Sanırım bu aralar masaj salonunun billboard kızı olmam zor gibi.
Je suppose que je ne serai pas l'incarnation de ton spa de si tôt.
Bence senden harika billboard kızı olurdu.
Oh, s'il te plait. Je pense que tu ferais une très bonne image.
- Sizi Billboard'ınızdan tanıdım. - Biz Billboard insanlarından korkamayın.
Je t'ai reconnu grâce à ton affiche.
Kendisinin bazı şarkılarını Billboard listelerinden hatırlayabilirsin.
Tu dois te souvenir de certaines de ses chansons qui étaient au top 50.
Bu reklamların çoğunda, modeller sizinle sikişmek istiyor gibi bakacaklardır.
Vous venez d'être exploité. Regardez un billboard est supposé vous donner un coup de foudre.
Bir reklam panosuna bakmak, ilk görüşte aşk gibidir.
Regardez un Billboard, est censé vous donner un coup de foudre.
İki. # Manzaram benim olduğum billboard olacak #
Mes disques d'or seront mes enfants
Billboard en iyi şarkı ödülünün sahibi Kid Culprit ve Noni, "Masterpiece".
Et le prix de la meilleur chanson va. c'est un chef-d'œuvre.
Bebeğim, daha ilk albümün çıkmadan Billboard kazandın.
Bébé, tu viens de remporter un succés énorme avec ton premier single.
Bu gece Billboard ödülü aldı ve kutlama yapıyordu...
Elle a remporté un prix ce soir et elle est célèbre.
Rapçi Kid Culprit ile birlikte yaptıkları son 3 parçayla yükselişe geçti, ve geçen gece Billboard en iyi şarkı ödülünü kazandı.
Elle est sur la vague avec trois prix, et un succès avec le rappeur Kid Culprit, et un titre ce soir au billboard pour sa dernière chanson.
Sana dergiyi verecektim. Evet.
Je voulais te donner Billboard.
Geçen gün biri sakso çekti bana. Billboard yüzünden sanmıştım.
Hier, une nana m'a fait une pipe.
Billboard şirketini aramanı istiyorum.
Super affiche!
Bunlar benim "billboard" reklamım.
J'aime montrer les travaux dentaires. C'est comme un dicton d'affichage pour ma qualification.
Billboard kazandın.
Vous êtes la gagnante d'un titre au billboard.