English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bière

Bière traduction Français

13,250 traduction parallèle
Üzgünüm, H.K., bira gözlüklerimi kahve çekmek için pince-nez ile takas ettim.
Désolé, H.K., j'ai échangé mes lunettes de bière contre un pince-nez broyeur de café.
- Biraya da razıyım ben.
Une bière me suffira.
Kelebek, kulağakaçan tespih böceği, çiyan bira kapağı, karınca, bira şişesi, Barney.
Monarque, Perce-oreille, roly-poly, larve de fourmi, capsule de bière, fourmi, bouteille de bière, Barney.
Birayı ziyan etme.
Ne gaspille pas de bière
Bira paylaşmak.
On est là à partager une bière.
♪ Birasız, kafam gayet ayık ♪
♪ Sans bière, j'aurai les idées claires ♪
Bir sigara ve bira için etekle amuda bile kalkarım.
Je ferais le poirier en jupe pour une clope et une bière.
Dostum, şansın var ki 1 seneden fazladır bira içmiyorum yoksa bana ısmarlamana hayatta izin vermezdim.
Si je n'avais pas bu de bière depuis un an je ne vous aurais pas laissé m'en payer une.
- Bira mı Toby?
Une bière, Toby?
Bu birayı bitirince, biraz da uyuduktan sonra O'nu arayabilirim.
Après avoir fini ma bière et fait une sieste, je vais peut-être l'appeler.
- Bize bira alabilir misin?
Vous pouvez nous acheter de la bière?
Dünyadaki bütün biraları içeceğim.
Je vais boire toute la bière du monde.
- Yeşil bira da dâhil mi? - Evet.
Y compris la bière verte?
Cervezas içip, yüzmeğe gideceğiz, yerel yaşamla kaynaşacağız.
Des bière, une baignade, observation de la faune locale.
Aynı zamanda pizza ve birayı da insanlara tercih ediyorum.
Je préfère aussi les pizzas et la bière aux humains.
Bira, lütfen.
Une bière s'il vous plaît.
Açık konuşmak gerekirse, Molly'nin yerine takılmayı ve orada bir bira içtikten sonra eve gitmeyi ve seninle Blackhawks'ların maçını seyretmeyi tercih ederim.
Pour être franc, je préférais traîner au Molly's pour une bière, puis rentrer, et mater le match des Blackhawks avec toi.
Evimde tatlımla beraber soğuk bir birayı ve iyi bir maçı yeğlerim.
Je suis ravi chez moi avec ma copine, une bière fraîche et un bon match à la télé.
Bira getireyim mi?
Tu veux une bière?
Leş gibi sarhoş olup, burada takılabileceklerini sanan 3 mal bara gelmişti.
3 crétins pleins de bière, qui pensent être assez forts pour s'installer dans ce bar.
Bir bira iç benden.
Prends-toi une bière.
Bana bir bira getir, çaylak.
Prospect, donne moi une bière.
Bira ister misin?
Tu veux une bière?
Hem bu yüzden, hem de birisi kafamda bira şişesi kırdığı için.
Ça et parce qu'on m'a assommée avec une bouteille de bière. Tu as trouvé, pour Nash?
Eğer bu bira şişesi ile kendini öldürmeye çalışırsan seni vurmam gereken öyle bir yerden vururum ki hayatının geri kalanında bebek bezi kullanmak zorunda kalırsın.
Si tu essayes de te suicider avec cette bouteille de bière, je tirerai à un endroit qui t'obligeras à porter une couche pour le restant de ta vie
Bira ve konuşma için teşekkür ederim.
Merci pour la bière et la conversation.
Poutine sipariş etmiş. bu da Quebec'e özgü bir yiyecek. Ayrıca kromatin ve yerel bira da.
Et bien, il a commandé une poutine, un plat typique du Québec, et une croakmatin, une bière locale.
Bana birkaç bira boruçlusun.
Tu me dois une bière.
Evet, birkaç bira borcum var. Ama bir saniye.
Oui, je te dois une bière.
Ne içtiğini de bilmediğimden sana bira, margarita ve kola aldım.
Je ne savais pas non plus ce que vous buvez, alors je vous ai pris un bière, une margarita et un coca.
Birlikte bir dakika daha bira içmenin keyfine varamaz mıyız?
On pourrait avoir 1 minute pour apprécier une bière ensemble?
Hey sen kaldır kıçınıda bana bir bira getir.
Toi là-bas! Donne-moi une bière!
Nerede benim biram?
Où est ma bière?
Bir bira ister misin?
Tu veux une autre bière?
Ağrı kesicinin üzerine bira içersen yine hastaneyi boylarsın.
Bière plus médicaments contre la douleur égal un autre voyage à l'hôpital.
Olabilir. Ben de evime gelip bu güzel paslanmaz çelik buzdolabımdan bir bira alıp içerim.
Et après je rentrerai à la maison et sortirai une bière de mon sublime réfrigérateur en acier inoxydable.
Bira getiririm.
J'amène la bière.
Belki arada bira ya da başka bir şey içmeliyiz.
On devrait aller se boire une bière un des ces jours.
Sana bir bira verir ve kendi silah koleksiyonunu gösterir.
Il t'offre une bière... Te montre sa collection d'armes.
Dünyadaki en büyük tahta geçmekten 1 adım uzaktasın bunu kızlara yazmakla ve barlarda şişe bira içmekle israf ediyorsun.
Tu es à un souffle du plus grand trône sur terre et tu dilapides tout pour des amours d'écolier et des pintes de bière dans le pub.
Biramın tadının garip olduğunu düşündüm.
Je trouvais que ma bière avait un goût bizarre.
Sonra anladım ki sorun biramda değil, bir yerden bir şeyin kokusu geliyor.
Et j'ai réalisé que ce n'était pas ma bière, que c'était une odeur venant d'ailleurs.
Onun adına özür dilerim ama ona bira getirecekseniz ben de bir tane alırım.
Je suis désolée pour lui. Mais si tu lui obtient une bière, j'en prends une aussi.
Çıkışta birer bira içelim mi?
Vous voulez obtenir une bière après?
Çalışanlar olarak bira içmeye gidiyoruz.
Il est juste collègues sortir pour une bière.
Fray Bentos marka biftekli bir turtaya sözüm var.
J'ai rendez-vous avec une tourte à la bière.
Dutch Schultz, Bronx'un Bira Baronu olarak bilinirdi.
Dutch Schulz est surnommé "le Baron de la bière du Bronx."
Lanet bira serinleticimizde ölü bir hatun var.
Il y a une nana morte qui flotte dans notre refroidisseur à bière.
Biki... Hayır, hayır.
La bière... non.
Homer, hadi buradan gidip birer bira alalım?
Homer, tu veux sortir d'ici, prendre une bière?
Merhaba.
Je devine que vous êtes pas ici pour la bière Pong,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]