Bombalar traduction Français
2,420 traduction parallèle
Bombaların mandalı vardı.
OK, le détonateur est la goupille de la grenade.
Kullanılan el bombaları ev yapımıydı.
Les grenades étaient faites maison.
Onları sadece ses bombalarıyla haklamaya çalışacağız.
Nous tentons de choper ce type pour des accusations de corruption.
"Tanrım, umarım düşüncelerimi okuyamıyordur yoksa ölmeden önceki gece Justin Prentiss ile beraber ormanda olduğumu ve deli ihtiyarın kapısına boya bombaları attığımızı öğrenir." diye düşünüyorsun.
Là, tu te dis : "Punaise, faites qu'il lise pas mes pensées, sinon il saura que j'étais dans les bois avec Justin Prentiss la veille de sa mort, à bombarder de peinture la porte du vieux fou."
Silahlar, canlı bombalar...
Des armes et des kamikazes...
Aşağıdaki rafta okunmuş dergiler ve bombalar.
En dessous, les magasins vides et les grenades.
Bazı bombalar bir engeli kaldırmak için dizayn edilmişlerdir.
Certaines bombes sont conçues pour effacer un obstacle.
Bazı bombalar ses çıkarıp korkutmak için dizayn edilmişlerdir.
Certaines bombes sont conçues pour faire du bruit et effrayer.
Bazı bombalar ise öldürmek ve sakat bırakmak için dizayn edilmişlerdir.
Alors que d'autres bombes sont tout simplement conçues pour tuer et mutiler.
Yoksa patlamayı bekleyen küçük bombalar mı?
Ou bien des bombes prêtes à exploser?
Bana el bombaları atıyor, bense kızın ona gitmesine müsaade ediyorum.
Ses hommes me jettent des grenades et je la laisse aller le voir.
Başka buna benzer ölümler olabilir, böyle yürüyen bombalar.
Il y a peut-être d'autres bombes vivantes. - On ne peut pas attendre 2 semaines.
Fosfor bombaları var tankta.
Ça, c'est du phosphore.
C-4 bombalarında kullanılan türden bir hamura.
Le genre à mettre des explosifs C4 avec.
Bu peynirli bombalar bize bir ders vermek için buradalar.
Ces Cheesy Blasters sont là pour une raison.
Jüride uzun bacaklı, sarışın bombalar olacak.
Un jury de grandes et élancées bombes blondes. Et si vous vous leviez?
60 yardlık bombalar yerine hamur fırlatmak ha?
Livreur. Fini, les bombes de 60 yards.
O zaman isyanı, gardiyanları oyalamak için çıkardılar. Düşmanlarına ulaşabilmek için de, kargaşadan faydalandılar. Bombalar ve talepler vasıtası ile de, dikkatleri başka yöne çekmek istediler.
L'émeute, c'était pour occuper les gardiens et profiter du chaos pour liquider leurs ennemis en faisant diversion avec une bombe et des demandes bidons.
Bombaların sorumlusu sen misin?
C'est vous, les bombes?
Bombaları etkisiz hale getirmeliyiz, lütfen.
Il faut désamorcer la bombe.
Bombaları nasıl etkisiz hale getirebiliriz, Rafer? Lütfen!
Comment on la désamorce?
Tüm bombaların taslağını buldum.
J'ai les plans des trois bombes,
Bu bombaların pilini o satın almış, efendim.
- Elle a acheté les piles qui déclenchent ces bombes.
Şey, bombaları geçen gece saat üç civarında kurmuştuk. Sonra da, eve gitmem için ısrar etti.
On a posé la bombe à 3 h, il a insisté pour que je rentre.
O bombaları kendi kurmuş olamaz, hele ki o elleriyle. Hadi ama, Sara.
Avec ses mains tremblantes, il n'a pas fait ça seul, Sara.
Onun ilgisini bir kez çekince asıl bombaları patlatma vakti gelecek.
Une fois que j'ai son attention, je sors l'artillerie lourde.
Biliyorsun, Mike... Büyük finalin için, silahlar, bombalar ve kamuflaj kullandım.
Tu sais, Mike... je suis habitué aux douilles, corps et couvertures pour tes sorties.
Üzgünüm, adamlarının attığı sis bombaları nedeniyle biraz tuhaflaştım.
Pardon d'être un peu brouillon, vos gars nous ont lancé des flashbangs.
Droid bombaları hazır.
Envoie les grenades à impulsion.
Biri bombaları ayarlarken Geonosislileri nasıl oyalayacağız?
Comment on va occuper les Géonosiens pendant que quelqu'un pose les bombes?
Bombalar çalışır halde.
Les bombes sont posées.
Patetik küçük bombalarını toplayın, sonra onları öldürürüz.
Enlevez leurs misérables bombes et tuez-les.
Bombalar!
Les bombes!
Şu bombalar neredeyse patlayacak.
Les bombes vont exploser d'un moment à l'autre.
- Böcekler bombaları aldı.
- Les insectes ont pris les bombes.
Bombalar olmadan ne yaparız bilmiyorum.
Sans les bombes, je ne sais pas.
Bombaları ateşle!
Déclenche les bombes!
Bombaları imha ederken yapacağın ufacık bir hata seni parçalara ayırabilir.
Désamorcer peut t'envoyer en enfer à la moindre erreur.
Ross'un telefonundaki, King ve Olin'in arabasındaki bombaların adli tıp raporları geldi.
On a eu les résultats des bombes dans le téléphone de Ross, et les voitures de King et Olin.
Ross'un telefonundaki ve King'in arabasındaki bombalar yüksek tesirli bombalar. Tetraheksamin ve Tetranitramin.
Les bombes de Ross et King avaient des explosifs puissants, tétrahexamine, tétranitramine.
Bu kokain laboratuvarı onların bombaları ile dolu.
Ces labos de meths, il y a des bombes dedans.
Japonlar, ayni gün ingiliz sömürgesi Hong Kong'a saldirir. Sonra Filipinlerdeki Amerikan hava üslerini bombalar ve Baatan Yarimadasina çikarma yapar.
Déjà solidement établis en Chine,... les Japonais envahissent la Birmanie et la Malaisie,... alors colonies britanniques, pour le caoutchouc,... Sumatra, colonie hollandaise, pour le pétrole,... et ils menacent l'lnde et l'Australie.
ikinci dalga saldiriya hazirlik için uçaklar yakit ikmali yapiyor ve bombalar yükleniyor.
"Ces marines, des gosses qui avaient 18 ou 20 ans, ".. ils étaient si calmes, dans ce bordel!
Bombalarım var!
Maman bobo!
Ruslar gerçekten atom bombalarını yerleştirirse Jon onları durdurabilir mi?
Si les Russes lâchent leurs bombes atomiques, Jon peut-il les arrêter?
Bırakalım da onlar elerindeki atom bombalarına güvensinler.
Que ces penseurs trouvent le moyen de s'en sortir!
Şehir merkezindeki bir kilisede ve popüler bir striptiz kulübünde bombaların patladığına inanıyoruz...
Des bombes auraient explosé dans une église en ville et dans un bar de danseuses en banlieue...
"Silahlarınızı, bombalarınızı bırakıp sonsuza kadar sevgiyle yaşayın."
Posez vos fusils et vos canons Faites l'amour toute la soirée
Bombalarımızın çoğu boş arazilere düşüyor.
La plupart des bombes tombent dans des champs déserts.
Eğer bombalarımızı daha geniş bir alana atarsak mesela fabrikalar, demiryolları önemli anayollara sahip olduğunu bildiğimiz alanlar. Başarı şansımız çok daha fazla olur.
Si nous frappions des zones plus larges, une zone où nous savons qu'il y a une usine, par exemple, ou des lignes de chemin de fer, des routes importantes... nous aurions plus de chances de réussir.
Bombalar hazır.
La bombe est prête.