English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bow

Bow traduction Français

152 traduction parallèle
Ox-Bow Olayı
L'ETRANGE INCIDENT
- Ox-Bow'da.
- A la Pointe-aux-Bœufs.
Alıp Bow Sokağındaki yetkililere teslim etmeliyim.
Je dois la soumettre au Bureau Central.
- Geçici olarak ikamet ediyorum. - Bow Sokağı mı?
Je suis en visite.
- Arkadaşlarımın yanındayım.
- Bow Street?
"Gemi" ve "tekne" de de aynı durum, ama "bow" ve "bough" başka.
Spécialement pour vous, on l'apporte aujourd'hui
"Gemi" ve "tekne" de de aynı durum, ama "bow" ve "bough" başka.
C'est un cas analogue à celui de "bateau" et "vaisseau", mais pas à celui de "bander" et "bandé"
Oh, Bir mahkum için Medicine Bow'a gitmeliyim.
Je me rends à Medicine Bow pour un prisonnier.
Clara Bow. - O Clara Bow değil.
Ce n'est pas Clara Bow.
- Clara Bow'un gençliği.
Si, à ses débuts.
- Roadmaster, BOW 404.
- Roadmaster, BOW 404.
Bay Çifte Silah Lefty LeBow!
M. Main Gauche Le Bow!
Clara Bow onu bir hafta sonu davet eder... ve bütün kişiliklerini getirmesini söyler.
Clara Bow l'invite pour un week-end en privé... et lui prie d'emmener avec lui toutes ses personnalités.
Boone'u tutukladılar şu anda Bow Caddesi'ndeki
Ils ont arrêté Boone. Il est détenu en ce moment au poste de police de Bow Street.
- Tri-Oceanic ne yapıyor, Bow?
- Comment se porte Tri-Oceanic, Bow?
Senin için birşey var, Bow.
Voici quelque chose pour toi, Bow.
- Aç şunu, Bow.
- Ecrase, Bow.
Bow, İyi misin?
Bow, ça va?
Ve bu hastalık, Bow'u öldürdü öyle mi?
Et cette maladie, elle a tué Bow?
Sixpack ve Bow öldü.
Sixpack et Bow sont morts.
( Proud to work for him ) They bow to his whim, love serving him
Fiers de le servir De lui obéir
- Medicine Bow bu tarafta 40 mil ileride.
- Medicine Bow, à 65 km par là.
Yine açıksa... K9 aracı isteyip, içeri bir bow-wow yollarız.
Si c'est toujours ouvert, on appellera la brigade canine et on enverra un "ouah-ouah".
Bow-wow bir polis köpeği demek.
Un "ouah-ouah" est un chien policier?
Ne, yine Clara Bow'dan mı bahsediyor?
Il parle de Clara Bow?
Beni dinle. Sheehan'a, Clara Bow'un çok iyi biri olduğunu düşündüğümü söyle. Filmin 10 mil yanına bile yaklaşamayacak.
Tu vas dire à Sheehan que je la trouve vraiment charmante et qu'elle n'a rien à faire dans mon film
Sevin eşinizi her köşede
Bow to your partner corners, all
William Randolph Hurst'ün yeni kadın dergilerini pazarlaması için görevlendirildi. Bernays, başka müşterilerinin ürettiği ürünleri dergi yazıları ve reklamlarla,... halihazırda müşterisi olan Clara Bow gibi ünlü film yıldızlarıyla birleştirerek kadınları büyüledi.
Le président Roosevelt face au chaos causé par le krach de Wall Street encouragea les Américains à se rassembler en syndicats pour installer des groupes de consommateurs et mutualiser un système d'entraide pour ceux qui étaient piégés par la pauvreté.
Tekrar Nebraska'ya döndüm ve Broken Bow'daki tarih müzesine giderek mızrak başı koleksiyonunu gördüm.
Je suis revenu au Nebraska pour m'arrêter... Au musée du comté de Custer à "Broken Bow" Pour voir leur impressionante collection de pointe de flèches.
Cidden, hiç kimse sana Clara Bow'a benzediğini söylemiş miydi?
Sérieusement, on ne t'a jamais dit que tu ressemblais à Clara Bow?
Onlar, bazı ilginç gerçekleri ortaya çıkardı. Görünüşe göre iki Suliban askeri "Broken Bow, Oklahoma" denen bir yerin yakınına düşmüş.
Deux soldats Sulibans se seraient crashés près de Broken Bow, dans l'Oklahoma.
Bu şarkılarına bayıIıyorum
Je préférais Lil'Bow Wow avant Bow Wow.
Bow
On fait le salut!
Clara Bow?
Clara Bow?
Burası Sonny Chow'ın, Bow Yu Chuan sanatını öğrendiği yerdir. Burası onun Kobra olduğu yerdir.
Chow a appris l'art du Bow You Chow ici, pour devenir le Cobra.
Ben, Hilary Duff, ve Lil Bow Wow.
Moi, Hilary Duff, et Lil Bow Wow.
Ooo, Larry!
Ohh, Larry, bowm-chicka-bow-bow.
Hayır, evet.
- Oui, Eddie m'a demandé... - En fait, mon ami John Bow
Bow-chicka-bow-ow.
Bow-chicka-bow-ow.
Abrams, sen ve Crossfield kuzey rotasını alıyorsunuz Nebraska yolu üzerindeki Broken Bow eyalet polisi kışlası'na kadar.
Abrams, toi et Crossfield prenez la route nord jusqu'à la station de police d'état à Broken Bow dans le Nebraska.
Çünkü geçen yıl Bay Jefferson'u tekne şovunda görmüştük.
parce qu'on a vu M. Jefferson au "Bow Show" l'année passée.
Kovboy'un da bir eve ihtiyacı olabilir.
Aider ce coy-bow à rentrer chez lui.
Saat 8'de Central Park'taki Bow Köprüsü'nde buluşalım.
Retrouve-moi au Bow Bridge, à Central Park, ce soir à 20 h.
"Krallar Önümde Eğilirdi." Bu şarkıyı hiç duymadın mı?
Kings bow before me, vous n'avez jamais entendu cette chanson?
- Evet, fakat sonra sen geldin. - Sonra ben... bow!
Mais là, j'ai juste fait pow!
Ben senin kızının 12. yaşgününde Lil Bow'u getirmiş adamım.
J'ai fait venir Lil'Bow Wow à la bar mitzvah de ta fille. - Ari.
- Vay, Küçük Bow Wow.
- Lil'Bow Wow.
Hey, sen Bow Wow'sun.
Vous êtes Bow Wow.
Henry adında bir gece kulübü vardı, değil mi? - İnanılmazdı. "Ann Bow-ling Salonu" vardı. ( Ann Boleyn : 8.
Il y avait le passage Anne Boleyn.
- Bow caddesine gelmelisiniz.
Suivez-moi.
Bu harika ama sözlerinde köpek kelimesi geçmek zorunda değil.
# Bow-wow, woof woof, whoo-hoo! # Ça semble super.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]