English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Boşuna

Boşuna traduction Français

3,502 traduction parallèle
İnkar etme boşuna.
Ne le nie pas.
Burada kurallar boşuna koyulmuyor.
On a nos raisons.
Sayın yargıç, Claire buraya boşuna gelmedi.
Excellence, Claire n'est pas venue les mains vides.
Boşuna nefesimi yormak istemiyorum.
Je n'ai pas envie de perdre ma salive.
Eğer bu verdiğin bilgi yüzünden öldüyse o zaman boşu boşuna öldü.
Si ce sont vos informations qui l'ont tué, alors il est mort pour rien.
Eğer onu yakalarsa, Lachlan kendini boşuna feda etmiş olacak..
Si il se coince, Lachlan se sera sacrifié pour rien.
Şimdi de bana tüm bunların boşuna olduğunu mu söylüyorsun?
Tout ça pour abandonner maintenant?
Bu kadar yolu boşuna gelmedik, değil mi?
Profite du voyage.
* Boşu boşuna sakın âşık olma kimseye *
♪ And may you never love in vain ♪
O halde döner sürpriz koltuğum sizi boşuna korkuttu.
Vous m'avez surpris dans mon fauteuil qui tourne pour rien
Yani, pozitif düşünmek istiyorum ama, çocuklara da boşuna umut vermek istemiyorum.
Je veux dire, je veux rester positif, mais je ne veux pas donner aux enfants de faux espoirs.
Boşuna uğraşma.
Oh, pas la peine.
Ona boşuna Böbrek Katili dememişler.
Ils ne l'appelle pas La tueuse de rein pour rien.
Boşuna. Açılmayacaktır.
Laisse, tu pourras pas l'ouvrir.
Chuy ne yaparsa yapsın, boşuna yapmış olmayacak.
Quoique Chuy a prévu de faire, il ne va pas perdre de temps.
O zaman boşuna uğraşmasın.
Alors il ne devrait pas faire ça.
Boşuna üzülüyorsun bak.
Je te dis que tu fais des histoires pour rien.
Gemiyi boşuna terk ettim.
J'ai sauté du bateau pour rien.
Sen, deneyimli bir politikacı ve kendini Tanrı'ya adamış bir kadınsın.. O yüzden zaten üzerinde ciddi ciddi düşündüğün bir konu hakkında seni konuşarak ikna etmek için zamanımı boşuna harcamayacağım.
Vous êtes un politicien expérimenté, et une femme de Dieu, alors je ne vais pas perdre mon temps en essayant de vous convaincre que vous avez évidemment donné beaucoup de pensées sérieuses à ça.
Boşuna gelir diye umutlanma.
N'y compte pas trop.
Ve o açıklık yakın zamanda gelse iyi olur. Mümkünse, sen boşuna çabalayan bir kaşara dönüşmeden önce gelsin.
Tu ferais mieux de le faire vite, avant te faire jeter sans t'y attendre.
Buraya kadar boşuna gelmeniz yazık olmuş.
Je suis désolée que vous ayez voyagé à perte.
- Çok ağrıyor. - Boşuna kalkma, burası çok sıcak.
Tu es vivant?
boşuna bekleme.
Ça n'arrivera pas.
Direkt sadede geleceğim ki John kafanı boşuna şişirmesin.
Allons droit au but, John vous cassera plus les oreilles.
Boşuna dua etme burada seni kimse duymaz.
- Pas la peine de prier, Il n'y a personne qui t'entend ici,
Mario'nun tehditleri boşuna değilmiş. O teoride tek bir sorun var, Shawn.
On dirait que Mario est prêt à mettre à exécution ses menaces.
Belki de, yeni hatıralar yaratmak yerine eski olanları tekrar yaşamak için boşuna çabalayıp duruyoruzdur.
Peut-être a-t-on trop essayé de retrouver nos vieux souvenirs au lieu de nous en créer de nouveaux.
Sen evlisin, benim de gerçekten bir kız arkadaşım var, - tüm bu pis herif bilgilerimiz boşuna gidecek.
T'es marié, j'ai une copine, tout notre savoir dégueulasse va se perdre!
Ve eğer Charlie bunun olmasına izin vermezdi diyeceksen, boşuna nefesini tüketme.
Et si tu es sur le point de dire que Charlie n'aurait pas été d'accord, c'est pas la peine de le dire.
Boşuna uğraşma. Sinyal yok.
{ \ pos ( 192,230 ) } Ne perdez pas votre temps, il n'y a pas de signal.
Van Pelt 20 dakika içinde burada olacak ve biz boşuna endişelenmiş olacağız.
Van Pelt sera là dans 20 minutes, et on se sentira tous bien bêtes de s'être inquiétés.
Boşuna yemin etme.
Il ne faut jamais jurer sur sa mère.
Boşuna uğraşma.
Ne t'embêtes pas.
Bunun için boşuna beklememize gerek yok çünkü küçüklerle bu sonsuza kadar sürebilir, tamam mı?
Chacun remplit sa commande. Comme ça, on attendra pas des heures, surtout avec les petits.
Boşuna zaman ve para harcanıyor.
Ils sont tous un gaspillage de temps et d'argent.
Kendini boşuna hırpalama Ellen.
Ne te blâme pas, ellen.
Boşuna kurgusal olmadığı söylenmiyor Leonard.
Ça ne s'appelle pas "non-fiction" pour rien.
Boşuna gelme.
Ne t'embête pas à venir.
Korkunç bir şey. Ama boşuna durumları ilişkilendirmeyelim.
Je sais que c'est horrible, mais... essayez de ne pas faire des liens qui ne sont pas là.
Despereaux'nun boşu boşuna ölmediğinden emin olmalıyız
Nous allons veiller à ce que Despereaux ne soit pas mort en vain.
Boşuna uğraşıyorsun.
Tu perds ton temps.
Bu tümörü alamazsak da bu ameliyatı boşu boşuna yapmış oluruz.
Nous n'aurons pas cette tumeur, l'opération est inutile.
Doktor, boşuna uğraşma. Çantayı ben alıyorum.
Docteur, venez, je vais prendre ce sac.
Acele edip de buraya gelip boşuna beklemek istemezler.
Ce n'est pas comme s'ils voulaient se précipiter et rester là.
Kalbimdeki cihazı boşuna takip etme. Sinyal karıştırıcı kullanıyoruz.
Laisse tomber mon bouton cardiaque.
Boşu boşuna değil aslında bu.
Actuellement, il y a une raison à ça.
Ben size her şeyi anlatayım, boşuna zaman harcamış olmayalım.
Mais pourquoi je ne nous ai pas sauvés comme la plupart du temps et te dire la vérité?
Bu özgürleşmek değil mi? Biliyor musun boşu boşuna korktuğum bir sürü şey var, kişniş ve güvercinler gibi. Evet, haklısın.
C'est vrai.
Seni bosu bosuna topragin altina koymadigimi ispatla.
Prouve que je ne t'ai pas mise sur le sol en vain.
Boşuna zahmet ettin.
Je comprends pas pourquoi ça te dérange.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]