Brady traduction Français
1,549 traduction parallèle
Brady'nin partisine gidemem.
Je n'irai pas à l'anniversaire de Brady.
- Brady, tek çocuk.
- Brady est le seul enfant ici.
İYİ Kİ DOĞDUN, BRADY!
JO YEUX ANNIVERSAIRE, BRADY!
Mutlu yıllar, sevgili Brady!
Joyeux anniversaire, cher Brady!
Bir dilek tut, Brady.
Brady, fais un voeu.
Brady'yle ilgileniyor ve senin rahat olmadığını biliyorum...
Elle passe du temps avec Brady et tu n'es pas à l'aise...
Bana ulaşmak için Brady'yi kullanıyor ve ben bu tuzağa düşmeyeceğim.
Elle se sert de Brady et je ne tomberai pas dans le panneau.
Brady'nin yatağından almamız gereken birkaç şey var.
Il faut juste qu'on prenne des trucs dans le berceau de Brady.
Geçen sefer Bay Fil'i unutmuştum ve Brady koca bir bebek gibi davrandı.
Si j'oublie M. Eléphant, Brady pleurniche comme un gros bébé.
Sorun ne, Brady?
Qu'est-ce qu'il y a, Brady?
Al bakalım, Brady-cik.
Et voilà, mon Brady-lice.
Brady babasıyla birlikte, saat yediye kadar çalışmıyorum.
- Réfléchis. Brady est chez son père.
- Brady'nin küpelerini unuttum.
J'ai oublié les gouttes de Brady. Et toi?
- Bu Steve, Brady'nin babası.
- Voici Steve, le père de Brady.
Selam, Brady-cik. Merhaba.
Coucou, Brady-licieux.
Brady, hazır.
Bon, Brady est changé, prêt à partir.
Brady'yi babasıyla geçireceği geceye hazırlıyorum.
Je préparais Brady pour sa soirée avec papa.
Tamamen Brady'ye odaklanmalısın.
Je dis qu'il faut que ton attention soit complètement concentrée sur Brady.
Brady'ye % 1 00 odaklanıyorum ben.
La mienne est toujours 100 % % sur Brady.
Eğer kazayla hamile kalmasaydım, asla Brady'ye sahip olamazdım...
Si je n'étais pas tombée enceinte, je n'aurais jamais eu Brady...
Brady, söyle annene babayı kovalamayı bıraksın.
Brady, dis à maman d'arrêter de poursuivre papa.
Hoşça kal, Brady.
Salut Brady.
Orada dur, Brady.
Un instant, Brady.
Brady kraker yiyebilir mi diye soruyordum.
Je voulais juste savoir s'il pouvait manger des biscuits.
Magda, Brady'yle ilgilenebilir.
Magda pourrait garder Brady.
Brady, hadi.
Je t'en prie, Brady.
Sekizinci sınıfta vücudumun olağanüstü gelişiminden ve Bayan Brady'nin beni özel asistanı yapmasından bu yana, beden derslerinde bir tur bile atmadım.
J'ai pas fait de gym depuis ma poussée de croissance en 4e, quand Mme Brady m'a nommé "assistant spécial".
Hatırladım da, şu Brady denen elemanlar sıkıldığında Oliver denen şişko çocuk gelmişti. İşler epey karışmıştı.
Dans "La Famille Brady", quand le petit gros arrive, tout change.
Erin ve Paul Brady'in düzenledikleri.
Celle d'Erin et Paul Brady.
Brady'lerin partisinde havuzda yüzdüler mi?
Il y avait une piscine à la fête des Brady?
Soruları biz sorarız, Bay Brady.
C'est nous qui posons les questions, M. Brady.
Evet, bu arada çok düzenlisiniz, bayan Brady, Normalde burda dün gece bir parti verildiğini hiç farkedemezdim.
Eh bien, vu la façon dont vous avez nettoyé, Mme Brady, on ne dirait même pas que vous avez fait une fête ici la nuit dernière.
Bayan Brady, buraya kadar gelir misiniz, Lütfen?
Mme Brady, voulez-vous me rejoindre ici, s'il vous plaît?
Ayrıca Karen Brady ve Mallory Stone ile de.
Karen Brady, et Mallory Stone.
- Mary, o Brady.
- Mary, c'est Brady.
Onun Brady olduğunu biliyorum!
Je sais que c'est Brady!
O Steve değil, Brady.
Ce n'est pas Steve, c'est Brady.
- Brady?
- Et Brady?
Brady'yi Magda'ya bırak.
Confie Brady à Magda.
- Brady'yle harika vakit geçiriyoruz.
- Nous nous amusons bien ensemble.
- Brady'yi götürmemi söyledi.
- Il a demandé à ce que Brady vienne.
Gir içeri Brady.
Entre, Brady!
- Brady vazoyu devirdi.
- Brady a fait tomber le vase.
Brady'yi iki günlüğüne bile bana bırakmak istemedin.
Tu n'as même pas voulu me laisser Brady deux jours.
Brady biraz daha sende kalsın, en azından akşam yemeğine kadar?
Pourquoi ne gardes-tu pas Brady jusqu'au dîner?
- Brady iyi.
- Brady va bien.
- Brady nasıl? Onu özledim.
- Comment va Brady?
Brady'yi sağlam karyolasına güvenli şekilde yatırdıktan sonra Charlotte ve Harry'de biraz aşkın tadını çıkardı.
Apres avoir mis Brady au lit dans son joli berceau, Charlotte et Harry prenaient du bon temps eux aussi.
Brady bizi seks yaparken gördü!
Brady nous a vus!
- Brady...
- Brady...
O Brady.
C'est Brady.