English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Brandt

Brandt traduction Français

429 traduction parallèle
Evet, gerçekten öyle. Özel Araştırma Timinden Yüzbaşı Mueller ve Teğmen Brundt'ı takdim edeyim.
MM. Muller et Brandt de notre section spéciale d'enquête,
Ülkem için seve seve ölmeyi göze alırım ama trafik kazasında ölmeyi değil. Geciktik, Brandt.
Je mourrais à contrecoeur pour la patrie, mais pas dans un accident.
Dinle, bak - neyin var senin, Brandt ile ne kadar yakındınız? Ne... ha?
Dites, comment ça se fait que vous soyez si près du front?
- Dinle, Paris'te ne yapıyorsun Brandt?
- Qu'allez-vous faire à Paris?
Bu çok hoş olurdu, Brandt, ama sanırım rapor yazmalıyım.
J'aimerais bien, mais je dois me présenter.
Biraz dinlenmeye ihtiyacın var. - Brandt, Françoise'yi hiç görüyor musun?
- Vous voyez encore Françoise?
Brandt, Françoise ve benimle akşam yemeğe ne dersin?
Voulez-vous dîner avec Françoise et moi?
Üçüncü Devlet'in ordusundan elveda, Kaptan Brandt.
Adieu, capitaine Brandt de l'armée du Ille Reich!
Christian beni anlıyor. İyi geceler, Yüzbaşı Brandt.
Bonsoir, capitaine Brandt!
Mösyö Brandt, dünyanın yurttaşı.
monsieur Brandt, citoyen du monde!
Ve vali Willy Brandt'i.
Suivant. Appelez-moi le maire Willy Brandt.
Ya vali Willy Brandt?
Et le maire Willy Brandt?
Anladım, o da Willy Brandt'i izliyor.
Je vois. Il suit Willy Brandt.
Benimle gel.
Brandt, venez avec moi.
- Bayan Grant, özel sekreterim. - Merhaba.
Mlle Brandt, ma secrétaire.
- İyi günler Bn. Brandt.
- Au revoir, Mlle Brandt.
Binbaşı Brandt, Keskin Nişancı Taburu.
Le commandant Brandt, du bataillon Jaeger.
Benim kadar iyi bildiğiniz bir emirdi Binbaşı Brandt.
Vous connaissez cet ordre aussi bien que moi, Commandant Brandt.
Binbaşı Brandt?
Commandant Brandt?
Dr. Brandt hakkındaki fikriniz nedir, efendim?
Et que pensez-vous du Dr. Brandt?
Bayan Brandt'a artık buraya gelmesi için bir neden olmadığını söylemenizi öneririm.
Vous devriez dire à Mme Brandt que ses visites ne servent à rien.
- Dr. Frederick Brandt.
- Le Dr. Frederick Brandt.
Tabii ki Brandt'ın üzerinde çalıştığı iş kendisini delirtmeye yetti anlayacağınız üzere.
Et ce sont ses recherches... qui rendirent Brandt fou.
Bana doktor Brandt'ın hücresini göster.
La cellule du Dr. Brandt?
Sana söylüyorum, bu imkansız. Brandt'ı görmesi için profesör Richter'i çağırdık.
Le professeur Richter... s'est déjà prononcé sur son cas.
Size daha iyi haberler vermeyi gönülden dilerdim, bayan Brandt.
J'aurais préféré pouvoir vous encourager.
Dr Brandt'a da gelince sizin onunla birlikte odada olduğunuzu bile bilmiyor.
Et le Dr. Brandt... ne se rend même pas compte de votre présence.
Brandt'de bilmem gereken bir sır var.
Brandt a un secret. Il me le faut.
Benim araştırmam kötü gitti. Fakat Brandt bir teknik keşfetti.
Et c'est Brandt qui a découvert la technique.
Brandt'ın çalışma kayıtlarını bulmam gerek.
Il me faut son dossier. Allez me le chercher.
Korkmayın, Dr. Brandt. Sizi incitmeyeceğiz.
Docteur Brandt, on ne vous fera aucun mal.
Bayan Brandt, bu olayın bir de endişe verici farklı bir yönü var.
Mme Brandt, il y a quelque chose d'inquiétant dans cette affaire.
Size salt gerçekleri sunabilirim, bayan Brandt.
Je pourrais vous faire un exposé.
- Aman Allah'ım! Yoksa o...? - Brandt hanım.
Vous croyez que c'est lui qui...
Bayan Brandt size soruyorum. Onunla hiç tanıştınız mı?
Mme Brandt, l'avez-vous rencontré?
- Teşekkürler, bayan Brandt.
- Merci.
Dr. Brandt'ın beynini başka bir cerrahın bedenine yerleştirirsem O ; uğruna savaştığımız her şeyin canlı bir kanıtı olurdu.
Brandt sur un autre chirurgien... ce serait une preuve vivante!
Ve şimdi Brandt'in cesedini gömmeliyiz.
Il faut enterrer Brandt.
Sen Dr. Frederick Brandt'sın, değil mi?
Vous êtes le Dr. Frederick Brandt, n'est-ce pas?
Sevgili bayan Brandt, sizinle karşılaşmak ne güzel.
- Chère Mme Brandt, entrez donc.
- Bayan Brandt. - Ne yaptın ona?
Que lui avez-vous fait?
Sen Dr. Frederick Brandt misin?
Etes-vous le Dr. Frederick Brandt?
Bu kadar kafi, bayan Brandt.
Ça suffit. Il ne faut pas le fatiguer.
Hoşça kalın, bayan Brandt.
Au revoir, Mme Brandt.
Bu yaptığınız aptallıktı, bayan Brandt.
Oui, cela aurait mieux valu.
Bizim çalışmamız, Brandt.
Notre travail... nos recherches.
Brandt, hayır!
Brandt, non!
Brandt!
Non!
Biraz meyveli turta alabilirdim, Brandt, henüz buradayken... iki saat - Şimdi bu gerçekten sıkıcı, Brandt. - Böyle sabırsız olma, Christian.
- C'est assommant.
Seni gördüğüme sevindim, Brandt.
Ça me fait plaisir de vous voir.
Benim adım Ella Brandt.
- Je suis Mme Frederick Brandt.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]