English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Brown

Brown traduction Français

3,978 traduction parallèle
Barrett Brown, PM projesinin yöneticisiyim ve eski bir Anonymous operatörüyüm.
Barrett Brown, je suis le responsable du projet PM et ancien membre d'Anonymous.
H. Jackson Brown Jr.
H. Jackson Brown Jr.
Hey! İkiniz de zil zurna sarhoşsunuz!
vous deux êtes plus saouls que ce vieux Cooter Brown.
- Erkek arkadaşı var mıydı?
Elle avait un petit ami? Teddy Brown.
- Teddy Brown. Biz onu kabul etmedik.
On ne l'acceptait pas.
- Evelyn'nin erkek arkadaşı, Teddy Brown... ne tür araba kullandığını bul.
Le copain d'Evelyn, Teddy Brown... on a trouvé quel type de voiture il conduisait.
- Evelyn'nin erkek arkadaşını buldum, Teddy Brown.
J'ai trouvé le petit ami d'Evelyn, Teddy Brown.
Bay Brown, farkında olduğunuz gibi,... son dokuz ay, the Hour'ın gidişatını ve tutumunu belirlemekle geçti.
M. Brown, comme vous le savez peut-être, ces neuf derniers mois n'ont été qu'un exercice afin de maintenir la direction et la morale de The Hour.
Bay Brown!
Ah, M. Brown!
Hector, Bay Brown'ı ne kadar tanıdığımı soruşturduğunda, tanımadığımı söyledim.
Quand Hector m'a demandé si je connais - - sais M. Brown, j'ai dit pas du tout.
Bay Brown tayin etti.
Nomination de M. Brown.
Bu benim elimde değil,... ama Bay Brown'la aynı fikirde olduğumuz bir konu var.
Ce n'est pas de mon ressort mais c'est la seule chose sur laquelle M. Brown et moi sommes d'accord.
Bay Brown, konuşmak istiyorum.
M. Brown, je voudrais m'entretenir avec vous.
Bay Brown The Hour'da konuşma özgürlüğüne'hayır'diyor.
M. Brown dit non à la liberté de parole sur The Hour.
Bay Brown, beni affedin, birkaçımız savaşta yer aldı ve... Dr. Ola'nın bu... genç adam, bu faşist ile etkin olarak görüş alışverişinde bulunmasını izlemek... Dürüstçe, izleyicilerimiz bunu sindiremezler.
M. Brown, pardonnez-moi, mais certains d'entre nous ont fait la guerre et vous voir troquer les propos du Dr Ola pour ce... jeune homme, ce fasciste, très honnêtement, nos téléspectateurs auront du mal à l'avaler
Kasten ters davranıyorsunuz Bay Brown.
Vous êtes délibérément pervers, Mr Brown.
Hayır Bay Brown.
Non, M. Brown.
Bay Brown bize ekibinizde nasıl örnek bir sunuculuk sergilediğinizden bahsediyordu.
M. Brown nous a dit quel présentateur exemplaire vous étiez pour votre équipe.
Bay Brown'ın kabul ettiği bir gerçek, herkes bunu apaçık görebilir.
Un fait affirmé par M. Brown, mais évident pour nous tous.
Bay Brown, size teşekkür etmek istemişt...
M. Brown, je voulais vous remercier...
Bay Brown!
M. Brown? !
- Bay ve Bayan Brown.
M. et Mme Brown?
Bundan küçüğü Charlie Brown'un ağacı gibi olurdu.
Ben, n'importe quoi de plus petit que ça aurait l'air du sapin de Charlie Brown.
Yale, Baylor, Brown.
Yale, Baylor, Brown.
Evet, paketlerce sigara ve Brown Thunder.
Ouais. Paquets de fumées et Tonnerre Brun.
Doktorun referansları Cambridge ve Brown Üniversitesi'inden birer doktora derecesi.
Vérification des titres du docteur. Un doctorat à Cambridge, un autre à l'université Brown.
Senin gibi Brown'a giremem. Ama yakınlarında bir okula girebilirim. Uzun mesafe ilişkisi yürütme olayını sadece ilk sene yapmak zorunda kalırız.
Ecoutes, je ne peux pas entrer à Brown comme toi, mais je peux aller dans une université voisine, donc nous n'aurons de relation à distance que la première année.
Belki de hepsinden güzeli yaşlı Charlie Brown'dır.
Et peut-être le plus grand d'entre eux, ce bon vieux Charlie Brown.
Aslında "Güzel bir keder." Bay Brown.
"bon deuil" en effet Mr Brown.
Seni seviyorum Tommy Brown.
Je t'aime, Tommy Brown.
Adı Thomas Brown, diğer deyişle Tommy Brown ve kendisi küçük Johnny'nin babası, gerçekten.
Il s'appelle, Thomas Brown, alias Tommy, jeune père de Johnny, pour de vrai.
Garcia, Brownlar'ın adresine ihtiyacımız var.
L'adresse des Brown.
Todd Brown, takma ismi "Ayı."
Todd Brown, surnommé "Bear" ( ours ).
Size söylemeliyim, Mr. Brown, biz işinizi gerçekten takdir ediyoruz.
Je dois vous dire, Mr. Brown, on admire votre travail.
Ayrıca, Brown ordudaydı.
De plus, Brown était dans l'armée.
Ve Todd Brown da değil.
Et Todd Brown n'est pas notre tueur.
Sizi öyle bir yeneceğiz ki Chris Brown'a cinsel hastalık bulaştırdın sanacaksın.
On va tellement vous battre que vous aurez l'impression d'avoir refilé une MST à Chris Brown.
John Brown yazmıştı. ( Kanlı Kansas olayının elebaşı )
C'est John Brown.
Onu asmadan önce güneyliler John Brown'a da böyle demiştiler.
Et bien, c'est ce que les rebelles disaient à John Brown juste avant de le pendre.
Biliyor musunuz bu hafta aslında Hasbi Tembeler'i canlandıracaktım ama galiba Charlie Brown'dan almanız gereken önemli dersler var. ( * )
J'allais commencer avec Les Tuniques Bleues, mais tu dois apprendre une leçon d'une des idoles des jeunes.
Başlayın. Hadi Charlie Brown.
" Vas-y, Charlie Brown.
Evet, doğru diyor Charlie Brown.
"Crois-moi, Charlie Brown."
- Sanki Lucy kocaman kozmik bir futbol topu çıkarmış Charlie Brown da vurmak üzereymiş gibi.
Lucy tirait sur un ballon de foot énorme au moment où Charlie Brown était sur le point de tirer.
Az bilinen umut vadeden bir film. Yapım 1947, başroller Judy Canova ve Joe E. Brown.
Un très bon film de 1947 avec Judy Canova et Joe E. Brown.
Paul Brown bir keresinde şöyle demiş :
Paul Brown a dit une fois,
Evet, benim yakın bir arkadaşımı CSI Warrick Brown'ı öldürdü.
Ouais, il a tué un de mes bon amis, CSI Warrick Brown.
- Meclis üyesi Brown.
- conseiller Brown.
Bay Brown...
Euh, M. Brown...?
Bay Brown ısrar etti.
M. Brown est intraitable.
Brown da öyle.
Ni Brown.
Bay Brown!
M. Brown.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]