Burrows traduction Français
488 traduction parallèle
Battling Burrows isminde - yardıma ihtiyacı olanları acımasızca kamçılayan - biri olmadığına inanabiliriz, ama bizler de kelimelerimiz ve edimlerimizin zalim kırbacını kullanmıyor muyuz?
Nous pensons que les Battling Burrows qui fouettent les plus faibles n'existent pas. Mais nous-même, n'utilisons-nous pas les actes cruels et les mots blessants comme des fouets? Battling porte peut-être en lui un message d'avertissement.
Lucy ve Dövüşçü'nün evi.
La maison de Lucy et Battling Burrows.
Berbat, uyumsuz ve kaba Dövüşçü, Doğu Londra'nın vahşi ormanlarının gorili, şeytani bir zevkle "Limehouse kaplanı" zaferini düşlüyordu.
Battling Burrows, un animal brutal, un gorille des jungles de Londres, se réjouissant de sa victoire sur le "Tigre de Limehouse".
Menajerinin, enerjisini aptalca harcadığı yönünde yaptığı itirazlara tepesi atan Dövüşçü eve doğru yola koyulur.
Les réprimandes de son entraineur rendent Burrows ivre de rage.
- Yok Burrows.
Oui, Burrows.
- Beyfendinin yemeği, Bay Burrows.
Le déjeuner du maître, M. Burrows.
- Geri dönmeyi unutma. - Baksana, Burrows.
- N'oubliez pas de revenir.
- Buyrun efendim.
- Dites, Burrows. - Oui, monsieur?
- İyi akşamlar, Burrows.
- Bonsoir, Burrows. - Sir Alfred.
- Teşekkür ederim, Burrows.
- Merci, Burrows.
Burrows'un yolculuktan haberi yok efendim.
Burrows n'est pas au courant.
Bana eski elbiseler bulabilir misiniz Bay Burrows?
Donnez-moi des haillons.
Bay Burrows...
Par ici...
- The Burrows. - Nerede?
- Où exactement?
İsmim Burrows.
Mon nom est Burrows.
Bana ismimin Burrows olup olmadığını, The Day için mi çalıştığımı sordu.
Il m'a demandé si j'étais bien Burrows, de The Day.
Bayan Burrows.
Mme Burrows.
- Şehir hastanesindeki Burrows'la ilgilen.
- Va photographier Burrows à l'hôpital.
Hesabımdan 500 dolar çekip Burrows'un karısına gönder.
Prenez 500 $ sur mon compte et donnez-les à Mme Burrows.
Adı Burrows, George Burrows.
Burrows, George Burrows. Comment?
Gereksiz, tabii Burrows'u öldüresiye dövenler değillerse.
Inutile, à moins qu'elle ait agressé Burrows.
Bay E. V. Lambert. Homeleigh, The Burrows, Oswestry'den. Bize bir şaşırtmaca sunuyor.
M. E. V. Lambert de Homeleigh, The Burrows, Oswestry, nous a posé une colle.
Homely, The Burrows Oswald Street'den Bay E. W. Lambert bize zorluk çıkarmışa benziyor.
M. Lambert d'Homely The Burrows Oswald Street,.. nous a posé une colle
Burrows.
Burrows.
Sana yardım etmeyeceğim, Burrows.
Je ne t'aiderai pas.
John Burrows adında bir FBI ajanıyla konuşmak istiyorum.
J'aimerais parler à un gars du FBI qui s'appelle John Burrows.
Bu büyük Phil Burrows bayanlar ve baylar.
Ici Big Phil Burrows.
[Burrows] Katil, yalnız bırak onları.
Éventreur, laisse-les tranquilles.
[Radyo] Gecenin sesleriyle Phil Burrows saat dördü çeyrek gece bu şarkıyı - Bütün genç aşıklara - Hey, neredeyse zaferi çantaya attınız.
Ici Big Phil Burrows avec Sons nocturnes... et à 4h16, je veux dédier ce prochain numéro... à tous les jeunes amants qui ont presque leur conquête en poche.
- Ben Vickie Burrows.
- Moi, c'est Vickie Burrows.
Burrows'un onu o çarpışmadan sonra oyuna soktuğuna inanamıyorum.
On le laisse rentrer après ce choc!
Barrows.
Burrows.
Eminim bir gelişme olursa Teğmen Burrows'a hemen haber verirsiniz.
Je suis sûr que si quelque chose se produit pour vous vous laisserez lieutenant Burrows savoir immédiatement.
Teğmen Burrows hastanede ne kadar adamımız var?
lieutenant Burrows combien d'hommes avons-nous à l'hôpital?
Adı Elisabeth Burrows.
Elisabeth Burrows.
Elisabeth Burrows'u beraber tedavi ettiğimizi bilen var mı?
Quelqu'un d'autre que toi sait que je traite Elisabeth Burrows?
Burrows'u yürüyüşe mi çıkarıyorsunuz?
Vous emmenez Burrows en balade?
Dr. Burrows'la görüşebilirsiniz.
Je... je regrette. Vous devrez voir avec le Dr.
Yarın öğleden sonra burada olur.
Burrows. Il sera là demain après-midi.
Sen Eileen Burrows musun?
Tu es Eileen Burrows?
1953 yılında Northampton'da doğdum. The Burrows denilen bölgede hayata başladım. Burası Northampton'ın hem en eski hem de en yoksul bölgesiydi.
Je suis né à Northampton en 1953, j'ai grandi dans les Terriers, c'était la partie la plus ancienne et aussi la plus pauvre.
Aman Allahım, bu Lisa Burrows.
Oh, mon dieu, c'est Lisa Burrows.
Lisa Burrows musevi mi?
Lisa Burrows est juive?
Neden Burrows'u bu kadar çok görmek istiyorsun?
Pourquoi est-ce que tu veux tant voir Burrows de toute façon?
Lincoln Burrows'u temsil eden Tim Giles siz misiniz?
C'est vous le Tim Giles qui avez représenté Lincoln Burrows?
Karşılaştırma isteğinde bulunduğunuz dikkatimizi çekti birkaç gün önce, Burrows'un davası üzerine.
Il nous a été indiqué que vous avez fait un requête via la loi de liberté d'information il y a quelques jours, pour le dossier Burrows.
Burrows'un eski kız arkadaşlarından biri için, adamım.
C'est pour une ex de Burrows, mec.
Bana Burrows davası ile ne topladığını söyleyeceksin, ve bunu başka kimlere söylediğini ve ben de Bay Savrinn'i zamanında doktora götürmen için sana izin verebilirim.
vous me racontez tout ce que vous avez découvert sur l'affaire Burrows, et a qui vous en avez parlé, et il y a peut-être une chance que je vous laisse, toi et M. Savrinn, aller chez un docteur.
Ve Lincoln Burrows'un hayatını kurtarmak değildi.
Et ce n'est pas pour sauver la vie de Lincoln Burrows.
Burrows'un çocuğunun elimizde olmadığını bilen tek kişi o.
Il est le seul qui sait qu'on n'a pas le gamin de Burrows.
- Burrows mu?
- Burrows?