Cart traduction Français
110 traduction parallèle
O kadını elime bir geçirirsem bacaklarını cart diye ayıracağım.
Et je vais vous dire : Si je l'attrape, je vais la déchiqueter.
Go-cart'ı ayır.
Séparer cart-trotteur.
Her hafta bahsettiğim çifte indirim kuponu artık eşsiz değil. Süpermarketlerde daima kullanıma hazır, yüzlerce çifte indirim kuponundan sadece biri.
Le double rabais de carte de fidélité dont je parle chaque semaine... n'est qu'un seul double rabais parmi des centaines d'autres... dont vous bénéficiez toujours à Grocery Cart.
"Kozure Okami" "Yalnız Kurt ve Yavrusu"
Baby Cart IV
"Kozure Okami" "Yalnız Kurt ve Yavrusu"
BABY CART ( Le loup à l'enfant )
Senin şapkan, cart...!
Le chapeau,...
O arabayı geri al. Birisi gelip beni alacak.
Garde le cart, on viendra me chercher.
Umarım cart kırmızı kullanıyorsundur. Çünkü en sevdiğim renk o.
J'espère que tu utilises du rouge vif, je n'aime que ça.
İzle şunu Lisa, kalbini orta yerden cart diye kırdığın yeri tam olarak saptayabilirsin.
Regarde. On peut voir la seconde exacte où son coeur se déchire.
Birşeyleri yeniden biraraya getirmek isteyen, iki umudu kırılmış parça... 20. yüzyılın geri kalanında, burada.
Deux moiti s pour cr er quelque chose de nouveau dans un endroit un rien l' cart du XXe si cle.
Babanla konuştuk. Üç hafta Mario Cart oynamak ve kaykay yok.
Nous avons décidé... de te priver de jeux vidéo et de skateboard pendant trois semaines.
Cart...
Cart...
- Senin arabayla mı, benimkiyle mi?
Votre cart ou le mien?
Onu go cart'a götürmem için başımın etini yiyordu. Bense hayır deyip duruyordum.
Il me tanne pour que je l'emmène au circuit de karting, tu n'as qu'à l'y emmener.
Gerçekten mi? Go cart'a bayılırım.
J'adore le karting.
Onu eker ve bütün gün go cart'a bineriz.
On le laissera et on fera du kart toute la journée. Non.
Go cart, çocuklar!
C'est parti pour le kart, les gars!
Go cart!
- Vive le karting, hein?
Sportif go-cart, Leela!
Sport, ton trotteur, Leela!
Dinle, kıçını kaldırıp ona Bergdorf'tan onun seveceği bir özür hediyesi al. Kırmızı ya da turuncu yakışır. Ya da sarı, yeşil ya da cart renkli her hangi bir şey de olur.
Bouge tes fesses jusqu'à Bergdorf's et achète-lui un cadeau pour t'excuser, quelque chose qui lui plaira, mais pas de rouge, ni d'orange, ni de jaune, vert, rayé, en plaid ou d'épaulettes.
Go-cart kiralamıştık.
Le kart?
Cart pembe giymişti kadın...
Elle était en rose et...
Küçük araba hazır efendim.
Le dog-cart vous attend.
Lan bi bok anladığın yok, cart curt konuşuyorsun.
Tu n'y connais rien. Tu parles dans le vide.
Amcaydı, dayıydı, bakandı, milletvekiliydi, cart curt.
Tu cherches un cousin, un député ou je ne sais quoi.
Aslında cart kırmızı.
Oui, c'est rouge vif.
CART arabaların hızlı gitmesini istiyor ama çok da hızlı değil.
Cart veut que les voitures aillent vite, mais pas TROP vite. Les vitesses devenaient incontrôlables, alors Cart a installé la soupape d'échappement. - Juste.
Supapları CART denetmenleri dağıtıyor.
Les scrutineurs de Cart distribuent les soupapes de sûreté.
Denetmen. Teknik müfettişlerine öyle diyorlar.
C'est comme ça que Cart appelle ses inspecteurs techniques.
Eğer sırtın incindiyse, neden bir arabaya binmedik? Ne?
Si ton dos te fait mal, Summer, pourquoi on ne prend pas un golf-cart?
Okula başladığında, ilk gün ağladı, ikinci gün, ben ağladım, üçüncü gün, ikimiz de ağladık, okul yüzünden değil, go-cart kazası geçirdiğimiz için.
Tu le croiras pas, quand on l'a mis à l'école, premier jour il a pleuré, deuxième jour il a pleuré, troisième nous avons tous les deux pleuré. pas à cause de l'école, parce que nous avons eu un accident de voiture.
Hayır, parçaladım, sonra top yapıp, oda servisindeki çocuğa attım.
No, I shredded it, then I humped the bellboy on the room-service cart.
Makalede cart curt ediyordun ama.
Tu n'avais pas de problèmes à parler quand tu m'as critiqué dans le journal.
Gelirsek oraya senin ağzını cart diye ayırırız. - Boş ver Berta, uğraşılmaz bunlarla.
Attention, elles sont déchaînées.
Ama go-cart'a gidebiliriz.
Une course de chariots, par contre, pourrait être très bien.
Hayır gerzek ; müzik ile kafayı bulduğunu açıklamak için Cart felsefesinden bahsediyor.
Elle n'est pas idiote, elle utilise la philosophie cartésienne pour dire qu'elle est en phase avec la musique.
- Bu go-cart mı?
- Chariot? !
- Go-cart? ! Bu go-cart değil.
Ce n'est pas un chariot.
Ama go-cart sürdüğünde, kendini nasılsa daha iyi hissediyorsun.
Mais quand tu es dans un "Go-cart", d'une certaine façon tu te sens mieux avec toi-même.
Peki neden işten ayrılmak zorundaydık, kafanı temizlemek için go-cart sürebilesin diye mi?
Alors pourquoi avons-nous quitté le boulot, pour que tu fasse un tour de "go-carts" pour te vider la tête?
En azından bundan sıyrılmak için go-carta gittim.
Au moins j'en aurais tiré un tour de "Go-cart".
Neden go-cartın faydası dokunsun sana?
En quoi les "go-carts" aident?
Nordby aradı ve cumartesi günü için bizi Go Cart'a davet etti.
Norby a appelé pour qu'on fasse du karting samedi.
Polis onu yakaladığında, ruhsata baktı. ve hemen, adının Jane Driver olmadığını fark ettiler. Ve Go-Kart ülkesinde de yaşamıyordu.
Quand les policiers l'ont arrêtée, ils ont vu son permis et ont vite compris qu'elle ne s'appelle pas Jane Driver et qu'elle ne vit pas au Pays de Go-Cart.
O balo günü cart mavi renkte tişörtlü bir koca ayak.
Ton cavalier, on aurait dit un yéti en costard bleu pastel.
- Cart...
- Cart...
Ehliyet ve ruhsa- -
Votre permis et votre cart...
Tamam, 1 saat içinde kalkacak bir FAA çartır seferimiz var.
On a un charter de l'aviation civile qui part dans une heure.
- O nasıl kaldırıma çartı?
Elle a heurté le trottoir?
Ona yıldırım çartığını sanıyorum.
J'ai cru qu'elle aurait pu être frappée par la foudre.
- Go Cart mı? - Cumartesi.
- Du karting?