Chips traduction Français
1,748 traduction parallèle
Belki de, cips, sandviç, cips konusunda haksızdım, ya da hangi Van Halen'ın daha iyi olduğu konusunda, ama Karma'dan bahsediyoruz.
J'avais peut-être tort de me plaindre à propos des chips, ou du meilleur Van Halen, mais là, on parle du Karma.
Çubuk krakeri severim ama.. Cipsleri de çok severim.
J'aime bien les bretzels, mais... j'aime aussi les chips.
Balık ekmek.
Fish and chips.
Benzin, yemek ve balık, patates kızartması... £ 50,000 sadece balık ve patates kızartması için mi?
L'essence, évidemment, et les repas. "Fish and chips", tout ça. 50.000 £ pour du fish and chips?
Çocukluğum, boğaza kaçan patates cipsi misali içimde duruyor.
J'ai mon enfance prise dans la gorge comme une chips avalée de travers.
Ama arada verilen yiyeceklerde domuz yağı vardı.
- Les chips étaient toutes au bacon.
Evet, içeceklerimiz var cips var, sos var ve siz ikiniz gibi iyi insanlar var.
On a tout : boissons, chips, amuse-gueule et gueules sympas, comme vous deux.
Bu peynirli çerezler çok leziz.
Ces chips au fromage sont trop bonnes.
Yere cips düşürdün.
Tu as fait tomber une chips.
Tamam cipsi alacağım.
D'accord, je ramasse la chips.
Bir patates cipsi için sıkıcı şiirler... yazan bir çocuk bulmam saniyeler sürer.
Il trouvera un gamin capable d'écrire une ode sur des chips, en une seconde.
Bara dökülen cipsleri temizleyecek birini ayarlayın.
Faites nettoyer ces chips qui trainent sur le bar.
Utz patates cipslerinden Schilling ve karısını ikna etmek için.
Hunt Schilling des chips Utz et leurs femmes.
Açıkçası, bu kargaşada, sizin cipslerinizi yemeyi her şeyden çok isterdim.
Honnêtement, je préfère vos chips que la bouffe de ce dépotoir.
Benimkileri unutmuştum!
Mec! J'ai pas eu de chips depuis un moment!
Seninkileri alayım.
Envoie tes chips, mec.
Cipsler, şişe suları, rekabetçi fiyatlar, ağaç altlarında tecavüz ya da haraç kesmek yok.
Des chips et des bouteilles d'eau... à des prix compétitifs sans viol, ni extorsion.
Cips?
Des chips?
Dükkâna gidiyor onlar da. Cips filan alacaklar.
Ils vont au magasin, acheter des snacks et des chips aussi.
Abur cubur alacaklar.
Ils vont choper leurs snacks et chips aussi.
Daha çok cipse benziyor.
On dirait des chips.
Cips mi yiyorsun sen?
Tu manges des chips?
Ne yani, bunların gerçek olduğunu mu sanıyorsun?
Tu penses que les deux bouffons de "Chips" sont vraiment policiers?
Köşede kahve Red Bull ve Cheetos var.
Il y a du café, du Red Bull et des chips dans le coin.
CHİPS * teki Frank Poncharello. Bedeli fazlasıyla ödeniyor. ( * Bir tv programı )
C'est Ponch de la série télé Chips.
Bir sürü punç ve cips.
- Beaucoup de punch et de chips. - Beau rattrapage.
Sosis yiyemiyor, daha önce de patates çipsine burnunu kıvırmıştı.
Ça ne mange pas de hot-dog, et plus tôt, elle a refusé une de mes chips.
Tamam, oda spreyi var, göz damlası var, Çedar var ve ekşi kremalı patates cipsi var.
Okay, j'ai un désodorisant, des gouttes pour les yeux, j'ai du cheddar et de la crème fraîche avec des chips
Haftalığımın son kalanıyla patates kızartması ve balık alacağım.
Je vais acheter des frites. Avec mon dernier salaire. Fish and chips, ça vous dit?
Pardon.
Des chips?
Evde büyük bir paket cipsle büyük ekran televizyonunu izliyor mu olurdun?
Chez toi, à manger des chips, affalé devant un écran plat géant.
- Tofu çeşnili cips.
- Des chips au tofu.
Yani algoritmaya göre 2BY4'ün malzemesi müziğin tofusu gibi.
Selon l'algorithme 2BY4, c'est les chips au tofu.
Ve bu çocuklar pasaklı, cipsleri olduğu gibi halılara döküyorlar, tuvaleti tıkıyorlar, eşyalarımı kırıyorlar.
Et ces garçons sont des porcs, ils vont mettre des chips partout, boucher les WC, casser mes affaires...
Cipsler bu yüzden.
- D'où les chips.
- Cips vb. yanında.
- En plus des chips.
- Cips mi?
- Des chips?
Tüm paramızı siktiri boktan cipslere mi harcadın?
T'as dépensé tout notre argent pour des putains de chips?
Biraz cips ister misin?
Tu veux des chips?
Süper, cips.
Super, des chips.
- Cipsler harikaydı Bayan Cartwright.
- Délicieuses, ces chips, Madame.
Pizzanın yanına süt gibi bir şey.
Des chips et de l'eau. C'est comme une pizza et du lait.
Bu potpuri mi cips mi?
C'est un pot-pourri ou des chips?
- Bunlar cips değil.
- C'est pas des chips.
Genç birine benziyorsunuz. Sizi gazetede görmüştüm. Kullandıkları resimler pek iç açıcı şeyler değil.
Je pense que les chips et la sauce sont meilleures quand ils sont servis dans de l'argenterie.
Hayır, hayır... Kesinlikle... öyle değil.
J'ai toujours mangé mes chips dans des sachets.
Penny, saçında Cheetos var.
Penny, tu as... des chips dans les cheveux.
Mısır cipsi getirdim.
J'ai apporté les chips de maïs.
Hayır.
Plutôt en chips et packs de colas on hackait Zelda 3. Non.
Siz, Charlie'nin hapishanede tanıştığı, Bay Earley olmalısınız.
Vous avez de la crème sure et des chips à l'oignon.
Görüyorsun, öyle değil mi, Tiffie? Ne görmesi gerekiyor ki? Sadece saçma düğün fotoğrafları.
Tu penses qu'un sandwich et un paquet de chips excuseront le fait de m'avoir menti et de ne pas m'avoir appelée après avoir couché avec moi?