English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ C ] / Cinayetler

Cinayetler traduction Français

1,322 traduction parallèle
Senin bu yardımsever görünüşüne bakarak soruyorum ki bu çözülmemiş cinayetler hakkında bana ne verebilirsin?
Comme t'es généreux avec tes souvenirs, qu'est-ce que t'as d'autre en meurtres non classés?
Cinayetler.
Les meurtres.
Yani, cinayetler, para- -
Les meurtres, l'argent...
Ya cinayetler?
Et les meurtres?
Fakat cinayetler hakkında bildiklerinin tamamını söylemezsen söylemediğin şeyler anlaşmanın dışında kalır.
Mais pour les meurtres, autant donner ce que vous avez, parce que ce que vous n'avouez pas ne sera pas négocié.
Adamım, Polis buraya cinayetler için geldi.
Ils viennent quand un mec s'est fait zigouiller.
3 davadaki cinayetler de 45'lik Colt Classic'le yapılmış
Dans les trois cas, on a utilisé un 45 mm, sûrement un Colt Classic.
Hiçbirşey bilmeden yukarı çıkmak zorunda kaldım... ve Başkan vekiline neden cinayetler hakkında telefonlar aldığını açıklamak zorunda kaldım. Bu hiçkimseye birşey ifade etmiyor.
J'ai dû monter sans être préparé et expliquer au préfet adjoint pourquoi on lui parle de meurtres dont personne n'a rien à foutre.
Fakat bu cinayetler için şu anda emir çıkartmak üzerinde çalıştığımız hemen bütün dosyayı perişan edecektir.
Mais juger ces meurtres maintenant et dévoiler nos informations dans les pièces à conviction...
Cinayetler haftalar boyu gazetelerin ilk sayfalarında kalmış.
Les meurtres faisaient les gros titres depuis des semaines.
Bu defterde, cinayetler öncesinde yazılmış şeyler var.
Ce sont des notes écrites avant les meurtres, il y a 4 ans.
Başka cinayetler de işlenecek bunun sonu gelmeyecek, değişim sağlanmadan asla.
Il y aura une fusillade après l'autre... et ça ne s'arrêtera pas... jusqu'à ce qu'on exige que cela change.
Tüm o cinayetler seni hiç huzursuz etmiyor mu?
Et toutes ces tueries, ça vous donne pas à penser?
Zekice bir film yapmaya çalışıyoruz. cinayetler hakkında... bu cinayetleri gerçekten işleyerek.
On essaie de faire un film intelligent sur les crimes tout en les commettant.
Cinayetler ve polis soruşturması.
De meurtres, et d'une enquête de police.
Sen cinayetler ve soruşturmalar konusunda ustasın. Ama bu çok farklı.
Meurtres, investigations, voilà ce que tu connais, mais ça, c'est bien trop subtil.
- Cinayetler işlendiğinde neredeydin?
- Où étiez-vous quand ils ont ouvert le feu? - Dans mon bureau.
Bugün erken saatlerde Wonderland caddesinde işlenen hunharca cinayetler... Güney yakası halkını dehşete düşürdü.
Southland est sous le choc après une série de meurtres très violents perpétrés sur Wonderland Avenue, tôt ce matin.
Cinayetler gerçekleştiğinde sen orada mıydın?
Étais-tu présent au moment des meurtres?
Tüm cinayetler yağmurda gerçekleşti.
Les meurtres ont tous deux eu lieu sous la pluie.
Demek askerliğini yapıp bu kasabaya geldin... ve cinayetler işlenmeye başladı.
Donc après avoir fini ton service militaire, tu es venu habiter dans cette ville, et les meurtres ont tous débuté.
Bu cinayetler, televizyon ve gazelerde birkaç yıl önce yer almıştı.
Cette affaire était dans les journaux et à la télévision il y a 3 ans de cela.
Ama bu sabah 09.58'deki son atıştan beri... Montgomery Polisi ne kurşunları... ne de bu rastgele cinayetler serisinin şüphelilerini açıklamadı.
Mais depuis le dernier coup de feu, à 9h 58, ce matin... la police de Montgomery n'a annoncé aucune piste... ni aucun suspect dans cette série de meurtres perpétrés au hasard.
Bölgede cinayetler varsa Federallere gidersin.
Vous seriez venus de toute façon.
- Üç ay önce benzer cinayetler olmuş.
Il y a trois mois. Des crimes similaires...
Keşke Tiffany ve diğer cinayetler için de suçlayabilseydik.
Dommage quon lait pas eu pour Tiffany.
Bak, Rush... Bu cinayetler çok işleniyordu. O yıl bir düzine kadar vardı.
Écoute, Rush... ces meurtres il y en avait à la pelle cette année là.
Çeviri... cinayetler... intiharlar... kazalar vesaire
Traduction : meurtres, suicides, accidents, etc.
Terk edilmiş bir çiftlik evindeyiz. Bundan tam 20 yıl önce burada korkunç cinayetler işlendi.
Il y a vingt ans ce soir, de terribles meurtres ont eu lieu ici.
Nicholas. Cinayetler sırasında bodruma sığınmış.
Il s'est caché dans un recoin de la cave pendant la tuerie.
Cinayetler lokanta çalışanları her zamanki içecek ve sandviçleri servis etmek için hazırlanırken, lokanta henüz kapalıyken işlendi.
Le crime a été commis alors qu'ils préparaient les traditionnels sandwiches et les sodas.
Çözülmemiş cinayetler mi?
- A propos de quoi? De meurtres nos résolus?
Sanırım bana demek istediğin şey aslında bu adamın Bunk'ın çözmek zorunda olduğu cinayetler için hedef olduğu.
Vous êtes en train de me dire qu'il y a un maximum de chances pour que ce gars soit aussi un client pour Bunk, non?
Eğer çözemezsen, bende ekibi Cinayet Masası ekibine çeviririm böylelikle çözülememiş cinayetler için suçlanmana gerek kalmaz.
Sinon, je m'arrangerai pour que la criminelle ne soit pas la seule à supporter un taux de réussite aussi faible.
Cinayetler sende kalır, ben de başımı derde sokmamış olurum.
Vous gardez vos meurtres, et moi, je garde le cul au chaud.
Şu an da, cinayetler hakkına ne kadar az şey duyarsa o kadar mutlu olacaktır.
Pour l'instant, moins le Lieutenant se souvient qu'il a une affaire de meurtre sur les bras, et plus il est content.
İşlediğin cinayetler için bir skor tabelası tutmalısın.
C'est un gros carnet qui te faut pour noter ceux que t'as liquidés.
Gayrı resmi olarak burada çalışabilirsiniz bilgilerimizi paylaşırız. Fakat cinayetler Cinayet Masası'nda kalıyor.
Vous pouvez vous installer ici et on partagera les informations, mais les meurtres restent à la Criminelle.
Taklit cinayetler işleyen diğer suçlularla aynı sebepten.
Pour la même raison que les criminels imitent.
Öldürmek için gerçek bir sebebi olan birisi olmalı. Sebebi gizlemek için kopya cinayetler işlediler.
Quelqu'un avec un excellent mobile, vu le mal qu'il se donne pour nous le cacher.
Eğer bunu seri cinayetler gibi göstermek istiyorlarsa Linda'nın, Morgan'ın ilk kurbanını aldığı köşe başındaki Eon'a gelmesi onlar için çok büyük bir şanstı.
S'ils essayaient de faire croire que c'était un tueur en série, ils ont vraiment eu de la chance que Linda débarque au Eon, juste à côté du bar où Richard Morgan a piégé sa première victime.
Fakat gerçek bir güvenlik sorunu olduğuna katılıyorsunuz, değil mi? 2. Seviye'deki şu seri cinayetler...
Mais vous convenez quand même qu'il y a un réel problème de sécurité... tous ces meurtres en série au Niveau 2.
Şu cinayetler hakkında.
et ces meurtres, alors.
- Tamam, Del Marco - Dikkatli ol - Geçmişinde cinayetler olan bir müvekkilin var
Ce type, Delmarco, il a tendance à péter les plombs.
- Biri, beni tkip ediyor, bu cinayetler başladığından beri
Quelqu'un me suit depuis le début des meurtres.
Hala tüm şehri eline geçiren bu tarif edilemez cinayetler için bir açıklama yok...
Toujours aucune explication à cette vague meurtrière... Qui traverse cette ville...
Bu cinayetler Los Angeles'da yasadışı uyuşturucu ticareti için savaşan çetelerinin son marifeti olarak değerlendiriliyor.
Ces meurtres sont le dernier épisode de ce qui semblerait être une guerre des gangs liée au trafic de drogue.
Bilseniz ne cinayetler işlendi efendim!
Un meurtre atroce commis là-bas!
Hep dediğin gibi, cinayetler kanlıdır.
Tuer, c'est salissant.
Cinayetler * Bay Area genelinde işleniyor,
- Oui.
- Cinayetler duruyor sadece şüpheli değişti
- Raisonne!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]