English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ C ] / Cojones

Cojones traduction Français

74 traduction parallèle
Senyor Bond, çok cesursunuz.
Señor Bond, vous avez des cojones.
Görünüşe göre ailede cojones'a sahip olan tek kişi o.
On dirait que c'est plutôt elle qui en a dans la famille.
Hey, Paulie, cojones ne demek?
C'est quoi les cojones?
Cojones Latince İspanyol fıstığı demek.
en espagnol.
Cojonesleri fırlayacak.
Il va se faire pulvériser ses cojones.
Tabii cesaret de lazım.
Et de grosses cojones.
O aleti çekme cesaretinin olduğunu görmek sevindirici.
Vous avez les cojones de sortir ce flingue.
Kaptan cesaretiniz var, kabul
Capitaine, vous avez des cojones.
Fakat asıl soru, taşaklarını kesecek miyiz? Onlarsız yaşar mısın?
On va te couper les "cojones" ou te les laisser?
Güçlüsün, ha?
Grosses cojones?
Cojonesli bir kız.
Une fille avec des cojones!
Ona hakkında böyle dediğini söylersem senin taaklarını kesiverir, böylece eit olursunuz...
Paulo, dis-lui bien que si elle l'ouvre, je lui coupe les cojones. Du moins ce qu'il lui en reste.
- Taşak... cojones, geri zekâlı.
- Les couilles, cojones, pendejo.
Tanrı aşkına be kadın! Biraz cesaretin olsun.
Nom de Dieu, ayez un peu de cojones!
Bunları kullan. İhtiyacın olacak.
Vous avez besoin de ça : cojones grandes.
Testislerini de yanımda götürürüm.
Et j'emmène ses cojones avec moi.
Onu çektirecek kadar ta.aklı olsaydın sana söylerdim, ama
Si t'avais les cojones de le faire je t'en parlerais. Mais...
Ta.aklarımı asla hafife alma
Ne sous-estime pas la taille de mes cojones.
Çünkü bugün senin yaptığını yapması için insanda cojones olması lazım.
Parce qu'il faut beaucoup de cojones pour faire ce que vous avez fait, aujourd'hui. J'applaudis.
Cesuruz.
On a des cojones.
Adım Juan Castaneda de los Cojones del Mono.
- Quoi? Mon nom est Juan Castaneda, de Los Cojones Del Mono.
Koca Cojones'un çelik gibi kaslarıyla Kasaba halkının hepsinin pestilini çıkarttım.
Les habitants, moi j'en fais des rognons. " " Avec ses muscles et ses couilles de compétition, El mascarado m'a fait faire dans mon pantalon. "
Cojones lazım. Çevik parmaklar.
Il te faut avoir des cojones, des doigts rapides.
Cesaretin.
"Cojones" *. ( les couilles.. de le faire ) *
Reid, bana karşı gelecek cesarete sahiptin.
Vous savez Reid, vous avez eu les cojones de me tenir tète.
- Evet, ben Daniel Meade, Betty.
Il a trouvé que j'avais des "cojones". Je vous expliquerai plus tard.
Hakkını vermem lazım Charlie, Berta'yı kovacak kadar cesur olduğunu sanmıyordum.
- Super. Je croyais que tu n'aurais jamais eu les cojones de virer Berta.
Çok cesaretliyim ben.
J'ai des cojones énormes.
Senin sorunun nedir biliyor musun?
Le problème : Vous n'avez des cojones qu'au téléphone.
Telefon cesareti.
Des cojones au téléphone.
Çok cesur, hiç kimseden ve hiçbir şeyden korkmayan.
Une grosse paire de cojones. Peur de rien ni de personne.
Taşakların.
Cojones.
Şimdi buradan defol ve bana cesaretini göster.
Sur le terrain, montre-moi que t'as des cojones.
Allah aşkına, işinin yarım kalması yeterince kötü zaten.
Oh, bon Dieu, ça ne vous suffit pas de lui couper les cojones.
Beni aldatırsan, yemin ederim cojones'ini keserim.
Si tu me trompes un jour, je jure que je te couperai les cojones.
O sigara içer, ama ben içecek olursam götümü kesmeye kalkar.
Ella fumar sino si yo fumar, ella cortar los cojones grandes.
Sağlam hayaları varmış.
Elle a des cojones.
Eğer gerçekten hayaları olsaydı ve sen muayenede onları görseydin,... bana söyleyemezdin, değil mi?
Si elle avait des cojones et que tu les as vues en la soignant, tu pourrais pas me le dire? Impossible.
Bak, Gary, Seni severim. Sende yürek var.
Je sais que vous avez des cojones.
... Sabrina Capri Jimmy Cojones ve efsanevi Elektra Luxx'a katılın.
- et la légendaire Elektra Luxx... - Hue, mon cheval. dans un film réalisé par Alan Lickman :
Ve bazı insanlar cojones var Orada yaşamak.
Et y en a qui ont les couilles de vivre ici.
Denemeniz güzel tabii.
J'applaudis vos cojones.
Hakkını vermek lazım, adam bir hayli cesur. Pete, bekle.
Je dois l'admettre, ce mec a des cojones.
Bu sürtük abinin kıçının altına bir bomba yerleştirdi.
Cette puta a une bombe sous les cojones de ton frère.
- O da gözüpek nasılsa.
Elle a des cojones, elle.
Eğer cesaretin yoksa, bu işlere bulaşma.
On ne joue pas en bourse si on en a pas les "cojones".
Sen taşaklısın, ben sadece hayalıyım.
Moi, j'ai des cojones.
Bana "cojones" li olduğunu gösterdin.
Tu m'as montré que t'avais des cojones.
Şimdi sıkı dur bakalım.
Attention à vos "cojones".
Cojones'ini seviyorsun, değil mi?
Mais...?
Taşaklı değil misin yoksa?
Où sont tes cojones?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]