English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ C ] / Cooler

Cooler traduction Français

74 traduction parallèle
Bay Cooler... sanırım büyük yelkeni yarım metre kadar açabiliriz.
M. Coler... je crois que nous pouvons relacher la grand voile d'un demi-métre.
bay cooler. işin var mı?
"Mister Cool". T'as une minute?
sanırım biliyorum. sen cooler'sın.
J'ai demandé. Tu es un "Cooler"
tahmin edeyim. bu senin cooler'larından biri mi?
Laisse moi deviner. C'est un de vos "Coolers"?
Ama cooler mı kullanıyorsun?
Mais des "Coolers"?
bugüne dek gördüğüm en iyi cooler'dın ve o adamı geri istiyorum.
Le meilleur "Cooler" qui n'est jamais été. Et je le ramène.
Yolculuk için bir kasa Kaktüs Kola çaldım.
J'ai subtilisé une caisse de Cactus Cooler pour la route.
Kaktüs Kola içer misin?
Un Cactus Cooler?
Her yeni günün başında ya ileriye doğru bir adım atmayı... ya da vazgeçmeyi seçersiniz.
Chaque matin, vous décidez d'aller de l'avant... # The cooler kids # # will live forever #... ou de simplement abandonner.
En iyi arkadaşım Stacy, şu anda bir wine-cooler ve seyahat müzikleriyle dolu bir i-pod'la ofisimde.
Maitre. Ma meilleure amie, Stacy, est actuellement dans mon bureau avec une glacière et un iPod qu'elle remplit de chanson pour voyage en voiture.
İki, kola dolusu buzdolabı.
Deux, un mini frigo rempli de Cactus Cooler.
Bir tane daha "wine cooler" iç.
Reprends du vin.
O zaman da ona Boston Cooler deniyor.
Alors ça s'appelle le frigo de Boston.
Şarap kusmuğa benziyor.
Ça goûte le cooler au vomi.
Fakat ışıklı bir bira bir peach wine cooler ve bir Lunchable.
Mais j'ai trouvé une bière, un vin à la pêche, et un plat tout prêt.
Herkes Mount Berry Cooler Krallığı'nı selamlasın.
Gloire au royaume du Mont Jus de Fruit!
Ayrıca senin odanda dolap dolusu Hi-C Ecto Cooler meyve suyu var mı?
En plus, as-tu un mini-frigo dans ta chambre... plein de sodas orange?
Portakallı ananaslı soda. Zula yapıyorum.
"Cactus cooler" J'ai une réserve.
Chip, Chip, Chip!
Chip! C'est Cooler!
Cooler ben! İçeri gel.
Viens, entre.
- Cooler, hadi ama.
- Cooler, arrête.
Oraya sadece Cooler'i görmek için gitmiştim çünkü acil demişti ve kız oradaydı ve ben... onun sesini duydum.
Je suis entré pour voir Cooler. Il disait que c'était urgent. Elle était là et ensuite, j'ai...
Cooler kıza yürüyor olabilirdi.
Cooler aurait pu en profiter.
Cooler olmasa da ne dediğimi anladın sen.
Bon, d'accord, pas Cooler. Mais tu vois ce que je veux dire.
Cooler'ın şovunda görüşürüz o zaman?
On se voit au spectacle de Cooler?
Hay siktiğimin Cooler'ı ya.
Quel con, ce Cooler.
- İyi konuştun Cooler.
Bien formulé, Cooler.
- Şimdi olmaz Cooler.
- Pas maintenant, Cooler.
- Cooler kapat çeneni.
- Cooler, ferme-la.
- Karın mı?
- Femme? - Cooler.
Cooler biliyordur.
Demande à Cooler.
- Tamam. Cooler.
- Cooler?
Cooler.
Cooler...
Cooler, bunu Wiener ve Kaufmann'a götürmen lazım.
- Cool. Cooler, tu dois aller porter ça chez Wiener et Kaufmann.
- Sen... Cooler?
- Est-ce que...
- Evet, kusura bakma.
Cooler. - Oui, pardon.
Cooler... dilekçeler, kanka.
Hé, Cooler, les pétitions.
Cooler!
Hé, Cooler.
Cooler!
Cooler!
Cooler çık dışarı kanka!
Cooler, sors de là!
Cooler bunun için gerçekten vaktim yok.
- Je n'ai pas le temps.
Değil mi ya, Cooler'ın şovu.
Le spectacle de Cooler?
Cooler'ın sana söylediğine inanamıyorum.
Je n'arrive pas à croire que Cooler te l'ait dit.
Hayır, Cooler. Hala aynı.
Non, je suis encore bloqué là-bas.
Ben Cooler.
Je suis Cooler.
Meğer orası Cooler'ın dairesiymiş.
C'était celui de Cooler.
Cooler beni eğlendiriyordu.
Je m'amuse bien avec Cooler.
Cooler, burada London'la yaşamıyorum.
Cooler, j'habite pas ici avec London.
Cooler dur...
Cooler, non.
- Cooler! - Ne diyorsun lan!
- Quoi?
Hayır Cooler!
Non.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]