Corpus traduction Français
216 traduction parallèle
"İsa'nın bedeniyle kutsanmış bu balmumunun uzunluğunu görüyor musun?"
"Voit-elle ce morceau de cire consacrée comme Corpus Christi?"
Mahkemeye çıkarma emri alalım.
Nous allons en cour demander un bref d'habeas corpus.
Size, bir mahkemeye çıkarma emri alalım, diyorum.
Je dis, nous irons en cour demander un bref d'habeas corpus.
- Çıkarma emri nedir, biliyor musunuz?
- T'as jamais vu un habeas corpus?
Tony Camonte ve Guino Rinaldo'nun salıverilme emrini getirdim.
L'assignation d'habeas corpus pour Camonte et Rinaldo.
Anladın mı? Bürokrasinin, düzenbaz avukatların, yiyici politikacıların, salıverilme emirlerinin hiçbir şey hatırlamayan görgü tanıklarının arkasına saklanabilirsin ama sonunda seni de diğer herkes gibi enseleyeceğiz.
Tu te caches derrière un caïd, des avocats véreux, des habeas corpus, des témoins amnésiques, mais on t'aura, comme tous les autres.
Habeas corpus.
- Un habeas corpus.
Hemen bir "habus corpis." ile gelmesini söyle. Anlarsın ya?
Qu'il vienne tout de suite avec un habeas corpus.
Şu cambaz herif "ibious corpse" belgesini getirmekte biraz gecikti.
- L'habeas corpus était en retard.
Habeas Corpus yerine keşke sizi ortadan kaldırsaydım.
C'est vous que je devrais abolir. Et pas l'Habeas Corpus.
Somut bir delil bulmadan bir cinayeti kanıtlayamayız.
On ne peut prouver qu'il y a eu un meurtre sans produire un corpus delicti.
Somut delilmiş!
Un corpus delicti!
- Yeni veri toplamak için dışarıya.
- Chercher un nouveau corpus.
- Elimde mahkemeye çıkarılma talebi var.
J'ai un ordre d'habeas corpus.
Tutuksuz yargılama istedik. Aksine karar verecek yargıç olmayacaktır.
Avec l'habeas corpus, pas un juge ne pourra me retenir.
Mahkemeye çıkarma emri nedir bilmem. Ama politikayı bilirim.
J'ignore l'habeas et le corpus, mais pas la politique.
- Cesetler ortada yok.
Ça existe, le corpus delicti.
Tek bildiğim elimde kafatasında açılan bir delik olan somut bir delilin olduğu.
Tout ce que je sais, c'est qu'on a un corpus delicti ici, avec un trou dans la tête.
Bu 904A'daki ihzar emri nedir?
C'est quoi, cet habeas corpus sur 904A?
Corpus Christi'den buraya, Brownsville'e doğru uçuyordum.
Je volais de Corpus Christi à Brownsville.
Bak, Boogie'den opera bilmiyorum ya da Corpus Christi'den Lacrima Christi.
Je ne distingue pas l'opéra du boogie... ou le Lacrima Christi du Corpus Christi.
- Aşağıda elinde habeas corpus ilamı olan biri var.
Il y a une demande d'habeas corpus.
Habeas corpus'un anlamını biliyor musun Sam?
Tu sais ce que ça signifie?
Bayan Alicia Brown adına habeas corpus ilamım var.
J'ai une demande d'habeas corpus pour Alicia Brown.
Corpus Christi'deki hiç bir yargıcın söylediği umurumda değil.
Ce qu'un juge du Texas peut dire importe peu!
- Corpus'taki oyundan beri.
- Depuis cette partie.
Mahkemeye getirme emri, kişinin cesedinin getirilmesini talep eder.
Une ordonnance d'habeas corpus exigeant le corps de la prisonnière.
Her şeye el koyun. Bir dakika! Habeas Corpus'un uygulanmasını talep ediyorum.
J'exige l'application de l'habeas corpus.
Beyinlerimizin iki yarısı arasında bitmeyen bir diyalog var ve bu geniş sinir ağları ile kuruluyor bu kısma corpus callosum deniyor.
Ces deux hémisphères communiquent en permanence... par l'intermédiaire d'un immense réseau de fibres nerveuses... qu'on appelle le corps calleux.
Bu dilekçe, yüksek makamınızdan David Okla Bertinneau'nun 1958'deki mahkumiyetinin gözden geçirilmesini, ve erken tahliyesini rica etmektedir.
Dans sa requête, David Okla Bertinneau vous demande de revoir sa conviction, et d'accorder un bref d'habeas corpus.
Bununla beraber, iyi halden ötürü, erken tahliyesine izin vereceğim.
Cependant, après considération, j'accorde un bref d'habeas corpus.
- Ne? Görünüşe göre, bu dış görünüş yüzünden bu iradesiz herif her halükârda sözümü kesecek.
De prime abord, c'est prima facie non corpus interruptus.
- Bir kaç günlüğüne Corpus'a git.
- Allez quelques jours à Corpus.
Marty dün Corpus'a gitti.
Marty est parti à Corpus.
Corpus Christi'den yeni geldim.
Je reviens de Corpus Christi et l'argent a disparu du coffre.
Sen Mike ve ben Corpus Christi festivalindeydi.
Toi, Mike et moi au festival de Corpus Christi?
Müessesemiz şovumuzun bir numaralı starını sunmaktan kıvanç duyar,... hasta, rahmetli ve neredeyse bir cenaze olan adam,... Karayiplerdeki turundan başarıyla döndü, Muhteşem Jake.
La maison est fière de vous présenter la vedette de notre spectacle, l'ancien malade, presque corpus delicti, de retour de sa tournée à succès aux Caraïbes, le splendide Jake.
"Yüce İsanın eti ruhumu sonsuzluğa sürüklesin".
"Corpus Domini nostri Jesus Christi custodiat animam tuam in vitam eternam".
"Yüce İsanın eti ruhumu sonsuzluğa sürüklesin".
"Corpus Domini nostri Jesus Chisti custodiat animan tuam in vitam eternam".
İkiniz Corpus Christi'ye gidip biraz dinlensenize. Sonra gelip Gaines dosyasını hazırlarsınız.
Allez donc à Corpus Christi vous reposer un peu et ensuite vous revenez coincer Gaines.
Beynin iki yarıküresini bağlayan corpus callosum... o kadar aktif ki, iki yarıküre de tekmiş gibi çalışıyor.
Il est si actif que les hémisphères fonctionnent de concert.
İş işte. - Habeas Corpus'tan bahsetmemiz lazım.
- On aurait dû parler d'Habeas Corpus.
Habeas Corpus.
Habeas Corpus.
- Habeas Corpus, Griff.
Habeas Corpus, Griffin. - Habeas Corpus.
- Habeas Corpus.
Habeas Corpus.
Habeas Corpus yasaları, onları seni serbest bırakmaya zorlayacaktır.
La Loi de l'habeas corpus les obligera à te libérer.
Gömülmüş cenaze, kokmuş Ceset gibi.
Comme, rigor mortis, habeas corpus.
Yasalara aykırı tutuklama dilekçesi sunuyorum.
J'ai un Habeas Corpus...
Eve kadar bizimle gelebilirsin, ama sonra kovuldun!
On te ramène à Corpus Christi, et après tu te barres!
Bütün dünya, tüm Corpus Christi yıkılsa, fikrini değiştirmez!
Le monde, toute notre ville peuvent s'écrouler, il ne bougera pas d'un pouce!
Bir itirazın olduğunu bilmiyordum. Şüphesiz, hapse gönderme evraklarını şimdi imzalayabilirsiniz... ama mahkemeye çıkartma emrini öğleye kadar getirebilirim.
Vous pouvez signer le mandat de dépôt, mais j'invoquerai l'habeas corpus.