Cüzdan traduction Français
5,330 traduction parallèle
- Cüzdan, para! Bir ayda yedi ruble!
Ils donnent sept roubles par mois.
... şu eski fotoğrafın arka kısmı var, hep taşırım cüzdanımda.
L'arrière de cette vieille photo que j'ai, et elle est dans mon portefeuille depuis toujours.
Kurbanın cüzdanını buldum.
J'ai trouvé son portefeuille.
Cesedinde kimlik bulunmadı, çanta yok, cüzdan yok, odasından telefon da çıkmadı, kim olduğunu bulmak zor.
Eh bien, sans identité trouvée sur le corps, Pas de sac, ni de porte monnaie, ou de téléphone dans la chambre, c'est dur de savoir qui elle est
Üstlerinden telefon ya da cüzdan çıkmadı.
Pas de portable ou de portefeuille sur eux.
- Çanta ya da cüzdan buldunuz mu?
- On a trouvé son sac ou de l'argent?
Olabilir ama eğer tek istediğin cüzdan ve mücevherse birini öldürmek için fazla pis bir yol.
Mais c'est une façon brutale de tuer quelqu'un si tu veux juste son sac et ses bijoux.
Bir çanta, cüzdan ve cep telefonu var.
Il y a un sac à main... et un portefeuille et un téléphone.
Cüzdanı bende de.
J'ai... j'ai son portefeuille.
Peki. Ben veririm cüzdanını.
Très bien, je vais m'assurer qu'on le lui rende.
Ben... pisliğin birinin cüzdanımı çaldığına inanamıyorum.
Je ne... Je ne peux pas croire qu'un stupide a volé mon sac.
Burada cüzdanı çalındı.
On lui a volé son sac juste ici.
Cüzdanımın gittiğine inanamıyorum.
Je ne peux pas croire qu'on m'ai volé mon sac.
Ethel Beavers, biz bir evlilik cüzdanı istiyoruz, teşekkürler.
Ethel Beavers, nous aimerions un acte de mariage, s'il vous plaît et merci.
Cüzdan için tam isimleriniz gerekli.
J'ai besoin de vos noms complets pour l'acte.
Gloria, Manny'nin tekrar ülkeye girmesi için nüfus cüzdanı lazım.
Manny a besoin de son certificat de naissance pour retourner au pays.
Nüfus cüzdanımı hiçbir yerde bulamıyorum, Jay.
Je ne trouve ce certificat nulle part.
- 3. sokaktaki kahvecideyim ve cüzdanımı unutmuşum.
- Je suis au café de la 3e, et j'ai oublié mon portefeuille.
Meğerse Mitchell gerçekten de cüzdanını unutmuş. Yani evlilik teklifi yapmak aklında bile yokmuş.
Mitchell avait vraiment oublié son portefeuille, il ne pensait donc même pas à la demande.
Cüzdanım kayıp, pasaportum da.
T'es jamais en sécurité, même ici avec moi. Mon portefeuille a disparu, et mon passeport aussi.
Kız arkadaşım cüzdanıma sıçıyor.
Ma copine me vide le portefeuille.
- Cüzdanını ver.
Montrez-moi ton portefeuille.
Um, tanıştığımız akşam cüzdanını karıştırdım.
Um, la première nuit ensemble, j'ai regardé dans ton portefeuille.
Ve eğer elini cüzdanına atarsa, kız seni soyuyor.
Et si elle met sa main sur ton porte-feuille, alors elle te vole.
Polis cüzdan bulmamış.
La police n'a pas trouvé de portefeuille.
Seth'in cüzdanını hiç bulamamıştık.
Nous n'avons jamais retrouvé le portefeuille de Seth.
Seth'in cüzdanıyla kredi kartlarını buldular.
Ils ont trouvé le porte-feuille de Seth et ses cartes de crédit.
Cebine bir hesap cüzdanı koydum.
Je t'ai mis un livre de compte dedans.
Cebine bir hesap cüzdanı koydum.
Il y a un livret de compte dans la poche.
- Cüzdanım, birkaç saniye önce buradaydı!
Mon portefeuille, je l'avais il y a une seconde.
Cüzdanım hakkında konuşuyorum!
Je parle de mon portefeuille!
- Cüzdanınız bende değil.
- Je n'ai pas votre portefeuille.
Seni pislik, cüzdanın bende değil!
Je n'ai pas votre portefeuille, connard!
Cüzdanım Paul Smith'di.
C'était un Paul Smith.
Cüzdanını ver.
Je veux votre portefeuille.
Erkek dediğin cüzdanı kabarık olmalı, öyle değil mi?
Toujours avoir un portefeuille bien rempli!
Cüzdanı ve oldukça kaliteli saati hala burada olduğu için sanmıyorum.
Son portefeuille et sa montre sont toujours là, donc je ne pense pas.
- Cüzdanı nerede?
- Où est son portefeuille?
Arka cepleri parçalanmış, bu yüzden cüzdanı yok. Hiçbir şey yok.
Ses poches de derrière sont déchirées, alors pas de portefeuille.
Para yanımda. Cüzdanımda.
J'ai l'argent, dans mon sac.
Cüzdanı doldurma meselesidir.
On veut engranger.
Ya bize cüzdanını ver ya da taşaklarımı yala.
Donne-nous ton portefeuille ou lèche mes putains de couilles.
Taşaklarınızı yalarsam, cüzdanım bana kalabilir mi?
Monsieur, si je vous lèche les couilles, je peux garder mon portefeuille?
Bunlar da ücretsiz bozukluk cüzdanın ve kalemin.
oh, et voila ton porte monnaie gratuit et ton stylo.
Her şeyimi cüzdanımı, saatimi, yüzüklerimi arabada bıraktım.
J'ai tout laissé... ma valise, ma montre, mes bagues... dans la voiture.
Cüzdan veya telefonu yok.
Pas de portefeuille ni de portable.
Olayı soygunmuş gibi göstermek istediğin için cüzdanı ve kimliğini aldın herhalde.
Je suppose que vous avez pris le portefeuille parce que vous vouliez faire croire que c'était un vol.
Bir saat sonra boş bir cüzdan ve baş ağrısıyla uyandım.
et je me suis réveillé une heure plus tard avec un porte-monnaie vide et un gros mal de tête.
Harika fikir, Wood. Cüzdanımda olacak. Hani şu el koyulan cüzdanımda!
Je vais la prendre dans mon porte-feuille qui a été confisqué quand on a été arrêté et qui se trouve avec les scellés!
Cüzdanımı unutmuşum.
J'ai oublié mon sac.
Sadece bir cüzdan.
Juste un portefeuille.