Dallas traduction Français
2,002 traduction parallèle
Dallas metropol bölgesinin bir haritası.
Voici la zone métropolitaine de Dallas
Biz de kendimiz yaptık. Ve şimdi bu sektörün yarattığı kirliliğin Fort Worth'daki bütün araba ve kamyonların yarattığından daha fazla olduğunu biliyoruz.
Nos calculs ont révélé que les émissions de l'industrie dépassent celles des voitures de Dallas et de Forth Worth.
Biri Karingal'da, diğeri Dallas'ta.
1 par Karingal, les autres par Dallas.
Dallas, Tulsa ve ABD'nin bir takım mesire yerlerinin ardında geliyor.
Il y a nous, Dallas, Tulsa, et certaines parties du centre commercial.
Dallas, hadi. Karnım acıktı. Gidip yiyecek bir şeyler alalım.
J'ai faim, allons manger.
Bir kaçağı Dallas'a götürmekten dönerken, İki hostesten randevu koparmışlar.
En escortant un fugitif de Dallas, ils ont fait connaissance avec 2 hôtesses de l'air.
Dallas'ın tek sevmediğim yönü, Yeterli iyi Çin yemeğinin olmaması.
Ce que j'aime pas à Dallas, c'est qu'il y a pas de bon chinois.
Mesela, Dallas'a gelirseniz, Annem seninle seve seve çıkar.
Si vous veniez à Dallas, ma mère sortirait avec vous.
Dallas'ta çok mutluydum.
J'étais si heureuse à Dallas.
Dallas, Dallas, Dallas, Dallas, Dallas, Dallas.
Dallas, Dallas, Dallas, Dallas, Dallas, Dallas.
Dallas, Dallas, Dallas, Dallas, Dallas.
Dallas, Dallas, Dallas, Dallas.
Dallas, Dallas, Dallas.
Dallas, Dallas, Dallas.
Dallas yankısı.
Dallas écho.
Power Ranger'larım o kadar çok kombinasyonda evlenip boşandılar ki, Fleedwood Mac gibi olmuşlardı. Eğer becerebilirsem beni popüler bir bitirim gibi gösterir.
Mes jouets ont été mariés et divorcés comme dans Dallas. j'aurais l'air cool.
Dallas'ta şirket adına bir daire kiralamayı düşünüyorum demişti. Hafta sonu O'nu ziyarete gidelim diye.
Il parle de prendre un appartement à Dallas et on irait le voir le week-end.
Güzel, güzel Hatırlıyorsun demek.
- Oui. Bravo, vous vous souvenez. - À Dallas?
Evet, Dallas'ta.
- C'est SMU.
Dallas yıldızı. Dallas yıldızı, dostum.
Le Dallas Star, les gars.
Dallas'a uçakla gitme imkanın da var, Şef.
Il y a des avions pour Dallas.
Büyük 757. Dallas Maverick logosunu bulun. Tamam mı?
Le grand 757 avec le logo des Dallas Mavericks.
- Dallas'tan geliyor.
- Dans un avion depuis Dallas.
Dallas'tan Kathy Porter.
Cathy Porter de Dallas.
FBI'nın Dallas Ofis'inde.
Prisonnier du FBI, à Dallas.
Sen "Londra" olacaksın.
Tu es "Londres". Brody, "Dallas".
Brody ise "Dallas." "Boise" ve "Memphis" sizi fırlatma tesisinde bekleyecekler "Şikago" ise ta Vegas'tan geliyor.
"Boise" et "Memphis" vous attendent au centre, et "Chicago" est en route depuis Vegas.
JFK, Dallas'ta suiskaste uğradı ve tabii ki Teksas'ta başka bir petrol zengini bölge, bunun yanında Beyrut'ta hiç petrol yok ama petrol zengini bir bölgenin ortasında kalıyor ve işin doğrusu şu ki, sözü geçen yer sermaye bankası için petrol zengini bir bölge.
JFK a été tué à Dallas, bien sûr, mais ça reste le Texas, une région riche en pétrole. Beyrouth se situe au milieu d'une région pétrolière, et est la capitale financière - de la région pétrolière susnommée.
Dallas kaybediyor.
Dallas perd.
117 numaralı Dublin uçağı, birinci sınıf...
Vol 117 pour Dallas.
Ben bu şekilde "The Dallas Monthly" ve "The Salt Lake City Weekly" i kurtardım.
J'ai déjà sauvé le Dallas Monthly et le Salt Lake City Weekly.
Buradan Dallas'a kadar teslimat bekleyen müşterilerim var.
J'ai des clients qui attendent leur livraison.
Patron, Younger'a Dallas'ta park cezası kesilmiş.
Chef, Younger a eu une amende à Dallas.
Dallas. 1533 Smith, bodrum katında. İncinmelerine izin vermeyin, lütfen!
Dallas, sous-sol, 1533 Smith.
Dallas'ta, bodrum katında. Lütfen, lütfen çocuklarımı incitmesine izin vermeyin.
Empêchez-le de leur faire du mal!
- Hayır, söylemiyor. Dallas'ta bombayı bulduğumuz yerin adresini verdi. Doğru söyledi.
Pour la bombe qu'on a trouvée, il a donné la bonne adresse.
Kim Dallas'taki bir katalog çekimi için liseyi bırakır ki?
Et qui quitte l'école pour un shooting pour un cataloque à Dallas?
Dallas ya da başka bir yer.
De Dallas, je dirais.
Amerika'da ölü sayısı 2,5 milyona ulaşırken, Başkan bugün bilinmeyen bir yerden yaptığı açıklamada Dallas, Miami, Cleveland ve Phoenix'te iki gündür yaşanan ayaklanma sonucu sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini bildirdi.
Alors qu'on compterait aux États-Unis 2,5 millions de morts, le Président a depuis un lieu secret décrété le couvre-feu dans les métropoles, après 2 jours d'émeutes à Dallas, Miami, Cleveland et Phœnix.
Tören anı başbakanlık ofisinin akıcılığını gösteriyor.
La police de Dallas solennel qui marque la continuité politique.
Dallas'tan Ajan Shanklin hatta.
L'agent Shanklin, de Dallas.
Dallas Özel Timi'nde dört numaraydım.
J'étais le numéro 4 de l'unité de Dallas, tu sais?
- Evet. Daha sonra da beraber, Dallas - HRT'te gittik.
Puis, on est allés ensemble au HRT de Dallas.
Dikkatli bir incelemeden, ve beşe ikilik bir oylamanın sonucunda, okul yönetimi önümüzdeki seneyi etkileyecek, bütçe kısıntılarından dolayı, Dallas bölge okul yönetiminin kararıyla Dillon'da bir futbol programının olmasına karar verdik.
Après une longue réflexion et un vote de cinq contre deux, vu la situation financière, le conseil scolaire a décidé que, dès l'année prochaine, il n'y aurait qu'un programme de football à Dillon.
Bu dağınıklığı ne diye yaptınız? - Dallas'a gidiyoruz.
C'est quoi ce bazar?
- Evet, Dallas'a gidiyoruz.
- On va à Dallas!
Baban aradı. Dallas'ta açtığı şubeyi hatırlıyor musun?
Tu te rappelles la franchise que ton père a lancée à Dallas?
Babam Dallas'ta iş kuruyor, o yüzden bu dönemden sonra, Dallas'ta yaşayacağım.
Mon père ouvre un nouveau restaurant à Dallas, alors... à la fin du semestre, je pars vivre à Dallas.
Dallas'ta da değiliz.
On n'est pas à Dallas.
Dallas.
Dallas.
Mark Cuban ile iletişime geçtim, Dallas Mavericks'in sahibi.
- Le proprio des Mavericks.
Dallas polisi Lee Harvey Oswald'ı tutukladı.
Incroyable.
Dallas, HRT.
William Preston. Dallas HRT.