Dalmışım traduction Français
256 traduction parallèle
Dalmışım.
J'étais dans les nuages
Dalmışım.
J'ai dû rêver.
- Uykuya dalmışım.
Je dormais.
Dalmışım biraz.
J'ai du m'assoupir.
- Dalmışım.
- J'avais la tête ailleurs.
General Slater'la konuşmaya dalmışım. Subay lokalinde karşılaştık da.
Je suis tombé sur le général Slater au club des officiers.
- Özür dilerim biraz dalmışım.
Pardonnez-moi, j'ai dû m'assoupir un moment. Un bon moment.
Okurken uykuya dalmışım. Çok ilginç bir hikaye.
J'ai dû m'endormir aussi, en lisant.
Ben, oraya, kitap raflarının arkasına çıkmıştım. Okumaya dalmışım. Saatin bu kadar geç olduğunu fark edemedim.
Je me suis laissé surprendre par le temps á lire vos livres.
Yola çıktığımızdan beri tek kelime etmedin. Bir an dalmışım, Danny.
T'as pas déserré les dents depuis le décollage, t'as mangé de l'oignon?
Dalmışım.
Je dormais, mais...
Bilmiyorum. Gitmiş olmalı. Uykuya dalmışım.
Il a dû partir, je me suis endormie.
Dalmışım.
J'étais perdu dans mes pensées.
Pardon. Dalmışım.
Pardon, je me suis absenté.
Bana asla böyle olmazdı, çok derin uykuya dalmışım.
Je n'ai pas le souvenir d'avoir autant dormi.
Dalmışım, kafamdakileri unutuyorum
Quand je suis préoccupé, j'oublie tout.
Üzgünüm, dalmışım.
Excuse-moi. J'avais l'esprit ailleurs.
Dün gece seni düşünerek 14 kez mastürbasyon yaptım... en sonunda uykuya dalmışım... rüyalarım da çok sıkıcı sayılmazlardı.
Je me suis masturbée 14 fois cette nuit en pensant à toi. Quand je me suis endormie, j'ai eu des rêves humides.
Sanırım... Sanırım dalmışım.
Je... j'ai dû piquer un roupillon.
Sanırım dalmışım.
Club Shiragiku?
Dalmışım sanırım.
J'ai dû rêver.
- Lucy ile konuşmaya dalmışım.
- J'etais avec Lucy.
Dalmışım.
Je m'endormais.
Tanrım, o kadar çok dalmışım ki, yanımda sanıyordum.
J'étais si concentrée que je croyais les avoir.
Arthur'la sohbete dalmışım.
Ça fait longtemps que je n'ai pas vu Arthur.
Sonra bir pembe diziye dalmışım.
Je me suis mis à regarder un mélo à la télé.
İş arkadaşım hasta, yalnız sürüyorum kamyonu. Uykuya dalmışım...
Le collègue est malade, je suis seul au volant, je me suis endormi.
Uykuya dalmışım sonra da akü bitmiş.
Je me suis endormi au volant. La batterie est à plat.
Bir gündür tek başıma direksiyondayım sonra uykuya dalmışım ve şimdi de sen çıktın başıma!
Mon pare-brise pété, seul au volant, et vous en plus!
Anlamadım canım bir an dalmışım. Dalarsın tabii.
Je ne te suis pas
Dalmışım.
Je rêvassais.
Sadece dalmışım.
J'étais perdue dans mes pensées.
Müziğime dalmışım.
Je suis plongé dans ma musique.
Dalmışım herhalde.
Je devais rêver.
Dalmışım.
J'ai perdu la notion du temps.
Dalmışım.
Je suis préoccupé.
Uykuya dalmışım.
Je me suis endormie.
Bir an dalmışım da.
J'ai zappé.
Bilinmeyene, bilimin sırlarına dalmıştım.
J'étais attiré par les mystères de la science et l'inconnu.
Aynı zamanda da uykuya dalmış bir çiftin yanılsamalarından uyanmasına yardım et.
Pour qu'un couple de somnambules se réveille sans illusions.
Dalmış olmalıyım çünkü fark ettiğim ikinci şey odamda birinin olduğuydu.
J'ai dû m'assoupir. Soudain j'ai senti quelqu'un dans la pièce.
Bay Fogg iskambil oyununa dalmış bile.
M. Fogg est déjà en train de jouer au whist.
Sanırım doktor orada çeşitli faaliyetlerine dalmış durumda.
Le docteur doit étre bien occupé, avec toutes ses activités.
Unuttum tatlım... Süre tutamadım. Konuşmaya dalmışız...
J'ai oublié chéri... j'ai pas chronométré... j'ai bavardé.
Bir barda kederine dalmış halde bıraktım onu.
Je l'ai laissé noyer son chagrin dans un bar.
Dalmış mıydım?
Je te fixais?
Nedeni müzik dinlemeğe dalmış olması mıydı?
Il s'est peut-être mis à écouter de la musique.
Bu sabah yanlış bir şey mi yaptım, yoksa dünya hep böyleydi de, ben kendi işlerime dalmış olduğum için hiç fark mı etmedim?
Est-ce que c'est moi ou le monde a toujours été comme ça, et j'étais trop replié sur moi même pour le remarquer?
Dalmışım.
Je regarde les voitures.
Üzgünüm karım uykuya dalmış bile ama sana teşekkür ettiğini ve özür dilediğini söyledi.
Ma femme dormait presque Elle vous prie de l'excuser
Pekala Bart, üçe kadar sayacağım ve sen uykuya dalmış olacaksın.
OK, Bart, à trois, tu seras complètement endormi.