Davey traduction Français
633 traduction parallèle
Davey, Kaptan Hollister'in bahsettiği Bayan Riggs'i gidip bulsam iyi olur.
Davey, je ferais bien d'aller trouver Mme Riggs... cette dame dont le capitaine Hollister nous a parlé.
- Hayır, Davey ile burada kalıp geminin boşalmasını izleyeceğim.
- Je veux rester avec Davey.
- Ona sahip ol, Davey.
- Prends bien soin d'elle, Davey.
- Dikkatli ol, Davey.
- Prends bien soin, Davey.
Davey, bakalım arabamız indirilmiş mi..
Davey, voyons si nos chariots sont là.
Davey'nin yanına gitmeliyim.
Je dois rejoindre Davey.
Benim aklım yattı Davey, California'ya gidiyoruz.
Mon idée est faite, Davey, nous allons en Californie.
Gidiyoruz, Davey.
- Nous repartons, Davey. - Oh! Hisse!
Oraya değil, Davey. Oraya değil.
Pas là, Davey.
Buraya, Davey.
Par ici.
Davey, adamım.
Davey, mon pote!
Neden geciktin, Davey?
Pourquoi ce retard?
Gloria O'Day ve Gertie Schultz, Bu Davey Smith.
Gloria O'Day et Gertie Schultz, voici Davey Smith.
- Birkaç saat daha kalırsak eğer...
- Davey, dans deux heures...
Belki sonra Davey bizi evine davet eder.
Davey nous invitera peut-être chez lui.
Yapma Davey, bir fikrin olmalı.
Allez, Davey, tu as une idée.
Hey Davey, senin ne işin var burada?
Tope-là! Davey, que fais-tu ici?
Sonra Hoover, Holstrom, Gray ve Davey Jones.
Puis, ce sera Hoover, Holstrom, Gray et Jones.
Bu dumanı Davey Jones çıkarmış olmalı.
Ce doit être Davey Jones qui les bombarde.
- Alo, Davey.
- Salut, Davey.
" Sevgili Davey bu ay senden hala haber alamadık ve iyi olup olmadığını merak ettik.
Cher Davey, nous n'avons pas eu de nouvelles de toi ce mois-ci et nous nous demandions si tout allait bien.
Hepsi bu şimdilik, ama seni çok özledik, Davey.
C'est tout pour le moment, sauf que tu nous manques beaucoup.
Genç olan, 22 profesyonel karşılaşmada sıfır yenilgiyle Kid Rodriguez ve tecrübeli boksör Davey Gordon, 88 maç kazandı dokuzunu kaybetti ve iki beraberliği var.
Le petit jeune, invaincu après 22 combats, Kid Rodriguez, et le vétéran, Davey Gordon, qui compte à son actif 88 victoires, neuf défaites et deux matchs nuls.
Bay Davey Gordon, lütfen.
M.Davey Gordon, je vous prie.
Davey!
Davey!
Davey, sen karışma evlat, yoksa bir parmağını uçuruveririm.
Laisse ce revolver tranquille, petit.
- Davey Bishop.
Davey Bishop.
Tanıştığıma memnun oldum Davey.
Enchanté, Davey.
Öbürü Davey Bishop.
L'autre est Davey Bishop.
- Davey Bishop mı?
- Davey Bishop?
Davey Bishop'ı arıyordum.
Je cherche Davey Bishop.
Davey ne durumda?
Juste la peau.
Doktor Davey'in iyileştiğini söylüyor.
Le toubib dit que Davey va bien.
Ama Davey'in pek kitap okuduğunu sanmıyordum.
Mais je n'ai jamais pensé que Davey lisait beaucoup.
Davey ve bana çok iyi davrandınız. Davey de artık tek başına kalacak kadar iyileşti. Çiftlikte şöyle zaman geçirmek için yapabileceğim bir iş var mıdır acaba?
Vous avez été très gentils avec nous, maintenant qu'il n'a plus besoin de quelqu'un pour le veiller chaque minute, je me demandais ce que je pourrais faire ici pour passer le temps.
Seni ayakta gördüğümüze sevindik, Davey.
Content de te voir monter, Davey.
Kasaba halkı adına buradayız, Davey. Elimizden geleni yapmak ve seni mutlu etmek istiyoruz.
Oui, on se rend compte que cette ville a une dette envers toi, Dave, et comme maire, les gens veulent que je fasse ce qu'on peut pour la payer.
Bizler zengin insanlar değiliz, Davey.
Mais on n'est pas riches, Dave, tu le sais.
Sadece gönlünü almaya çalışıyoruz, Davey.
On essayait de se rattraper, Davey.
Davey için ne yaptığını da biliyoruz. - Bu kadar tetik sever rozetliler yeter.
Et on sait ce que vous avez fait pour Davey, aussi.
Ayrıca burada kalmaya devam edemezdim. Davey saglığına kavuşmuşken bu mümkün değil.
Pas avec Davey dans les parages.
Peki Davey?
Et Davey?
- Davey daha çok genç.
Davey est trop jeune.
Tünaydın, Matt. Davey. Merhaba.
- Bon après-midi, Matt, Dave.
Mat, doktora uğrasan iyi olur.
Rendez-vous chez Doc Ridgeway. Ils viennent d'y emmener Davey.
Davey'i getirdiler. Ne olmuş?
- Que lui est-il arrivé?
Ben sadece Davey için buradası sanıyordum.
Je croyais que vous restiez à cause de Davey.
Davey, uzun zamandır göremiyorum seni.
Davey, je ne t'ai pas vu depuis longtemps.
- Selam, Davey.
- Salut.
- Davey yok.
Le voilà.
Davey'den saygılarla.
Avec les compliments de Davey.