Daydım traduction Français
1,298 traduction parallèle
Geçen akşam Carmela'daydım, Ro.
J'étais chez Carmela, l'autre soir.
Dün akşam Stan'le The Palm'daydım, yerken boğuluyordu.
J'ai dîné au Palm avec Stan et il s'est étouffé avec son agneau.
Ben de Hindistan'daydım. Kimle uğraştığımızı biliyorum.
J'étais en Inde aussi, je sais à qui on a affaire.
Eğer Bari'den feribota binmiş olsaydım şimdiye kadar çoktan İstanbul'daydım, burada değil.
Si j'avais pris le ferry depuis Bari, je serais déjà à Istanbul et pas ici.
Dün Wimbledon'daydım.
J'étais à Wimbledon hier.
Ben Prusya'daydım, kendi işimle uğraşıyordum, light bira içiyordum.
J'étais au Prussia, dans mon coin, je buvais ma bière.
88'de Londra'daydım.
En 88? J'étais à Londres en 1988.
- Bankok'daydım.
- J'étais à Bangkok.
Aşağıdaydım şimdi de yukarıdayım. - Hey. - Bilirsin...
J'étais en bas et maintenant, je suis en haut...
Cinayetten birgün önce çatıdaydım...
La veille du meurtre, j'étais sur le toit...
Houston'daydım. Telefon geldi. İnanamadım.
J'étais à Houston quand je l'ai appris
Yukarıdaydım. Bir şey görmedim.
J'étais de garde
Çatıdaydım.
J'étais installé sur un toit.
Londra'daydım.
J'étais à Londres.
- Onu son kez aldığımda Maru'daydım.
- Je l'ai pris la dernière fois sur le Maru.
Dışarıdaydım.
J'étais sorti.
Kuala Lumpur'daydım.
J'étais à Kuala lumpur.
Evet o çatıdaydım ama onu aşağı itmedim.
Oui, j'étais sur le toit. Mais je ne l'ai pas poussé.
Üzgünüm, Müfettiş Morris ile bir toplantıdaydım.
J'étais en réunion avec l'inspecteur Morris.
O sırada ben de Moya'daydım.
J'étais à bord de Moya à cette époque.
- Joey'le dışarıdaydım. - Öyle mi?
Sorti avec Joey.
- Aslında ben Hartford'daydım. Neden?
Réunion des parents d'élèves
Tabii ki dışarıdaydım.
Bien-sur j'étais sorti.
Ve sonra tekrar arabamdaydım, 2 gün geçmişti ve Batı Virginia'daydım.
Je me réveille dans ma voiture deux jours plus tard.
11 yaşına kadar New Mexico'daydım.
J'ai vécu au Nouveau-Mexique jusqu'à 11 ans.
Harry Kim ile birlikte dışarıdaydım.
Il m'a fait du baratin au pub.
- Toplantıdaydım Boccolino mozzarella'dan bahsediyorduk. Sonra birden aklıma geldi.
Je parlais à une réunion de Boccolino Mozzarella et ça a fait tilt.
İşgal altındaki Fransa'daydım. Haber yollayamadım. Anlatırım.
Je suis resté en France occupée sans pouvoir communiquer.
7.20'de aşağıda kahvaltıdaydım, her zamanki gibi.
Je suis descendu déjeuner à 7h20, comme d'habitude.
Çok üzgünüm. Önemli bir toplantıdaydım.
J'étais à une réunion importante.
- Geç saate kadar dışarıdaydım.
- Je suis sorti tard.
Long lsland'daydım. Yaz mevsimiydi.
J'étais à Long Island.
... bir Macaristan'daydım...
Ce type de musique était interdit.
Bir süre dışarıdaydım, yani evde değildim.
Je suis sorti un moment, je n'étais pas chez moi.
Hayır ama ben sürekli dışarıdaydım.
Non, mais je suis resté dehors.
Aç tırnak, dışarıdaydım, kapa tırnak.
Oh, mon Dieu. Ouvrez les guillemets "Dehors." fermer les guillemets.
En son hatırladığım hala Amerika'daydım.
On est en Amérique, ici!
Kalın Gen Tampon'daydım.
J'étais Phi Mega Tampon.
Evet, Barcelona'daydım.
Bon, alors j'étais à Barcelone...
- Salı günkü biyoloji notlarını alabilir miyim? Ben dışarıdaydım
Personne ne m'apprend ces trucs-là.
- 02 : 30'da kapıdaydım.
- Il était 2h30.
- İş için Chicago'daydım.
- J'étais à Chicago.
Sadece şunu söyleyecektim. Ben de Jennifer'la birlikte toplantıdaydım, ve o kapatılacak şubenin bizimki de olabileceğini söyledi.
J'étais à la réunion avec Jennifer et selon elle, notre filiale peut sauter.
Üzgünüm geç kaldım. The Hub'daydık.
J'ai raccompagné les autres et...
Gece ikiye kadar seni aradım. Genelde, beynimde duyduğum belirsiz çınlamalardan başka bir şey duymadım. - Buluşma için dışarıdaydın.
j'ai appelé jusqu'à 2h00 du matin j'ai rien entendu, seulement le bruit vague de gamelles dans ma tête t'es sorti avec une copine?
Bu arkadaşım Florida'daydı, tazı yetiştirirdi.
J'avais un pote en Floride qui élevait des lévriers.
- Bu sabah kahvaltıdaydım... - Norm!
- Ce matin...
Annem Londra'daydı, benim için ayrılık o kadar büyük bir darbe olmadı... çünkü bir yere gidiyordum.
Comme ma mère était à Londres, la séparation n'était pas aussi traumatisante. Elle est venue me chercher à la gare et m'a amené là où elle travaillait.
Geçen gün uğradım ama galiba dışarıdaydın.
Je suis passée l'autre jour, mais tu étais sorti.
Şansımıza, ofislere tekrar dönebildik San Francisco'daydık bu yüzden VA ofislerine geri dönebildik
On a pu retourner au bureau, parce que nous étions à San Francisco.
- Bütün hafta Barstow'daydım.
J'étais à Barstow toute la semaine.