Dedikleri gibi traduction Français
391 traduction parallèle
Ya da İngilizce'de dedikleri gibi, onlara bol şans.
ça s'appelle avoir de la veine.
Madem, dedikleri gibi "bir" oluyoruz hangimizde kalırsa kalsın, fark etmez, değil mi?
"plus qu'un!" Ça revient au même!
Ve çember tamamlandı, dedikleri gibi, tam da senin evinde ve... Ne çemberi?
La boucle est bouclée, comme on dit, dans ta maison qui plus est, et... quel cercle?
Belki yaşlanıyorum, belki de dedikleri gibi şimşek çarpmasıdır.
J'ai vieilli ou alors, c'est ce qu'on appelle le coup de foudre.
Filmlerde dedikleri gibi :
Comme on dit au cinéma :
Melodramlarda dedikleri gibi, sağ kolumdan başka bir şeyim yok.
Très peu de choses. Je n'ai que les aptitudes de base, comme on dit dans les mélodrames.
Dedikleri gibi, sonuçta buraya geldim, değil mi?
Comme on dit, je suis arrivé là, hein?
Onları yakalamanı isterim dedikleri gibi bunu soğukkanlıkla yapabilirsin.
Je voulais savoir si vous êtes aussi cruel qu'on le dit.
"Sevgili Baba, veya burada dedikleri gibi, Cher Papa."
" Cher père, ou cher papa, comme on dit ici,
Paris'te dedikleri gibi, Tout de suite.
- Tout de suite, comme on dit à Paris.
Tüm iyi Western'lerde dedikleri gibi :
Comme on dit dans les bons westerns :
Teksas'ta dedikleri gibi.
Comme ils disent au Texas.
Dedikleri gibi, süngülerimizi hazırlayalım.
Puisqu'il le faut, baïonnette au canon, comme on dit...
Onunla aylardır birlikteyiz. Ve şimdi tıpkı mahkemede dedikleri gibi o gemilerden biriyle geziye çıkacağız.
On est ensemble, et on part en croisière, comme cela a été dit.
Zaman zaman dedikleri gibi... "Sana beleş."
On dit que quelquefois... quand vous voulez bien.
Haberlerde dedikleri gibi fırtına çıkmaması da bizim şansımızdı.
Heureusement qu'il a fait beau.
Denizi, onu sevenlerin ona İspanyolcada "la mar" dedikleri gibi, bir sevgili olarak görüyordu.
Il appelait toujours la mer la mar, comme les gens disent en espagnol quand ils l'aiment.
Dedikleri gibi,
C'est vrai, ce qu'on dit :
Jersey'de dedikleri gibi, vive la différence!
Comme on le dit dans le New Jersey, "Vive la différence."
Dedikleri gibi, Mel "nonoş" mu?
Mel est-il homosexuel?
Dedikleri gibi "İşte! Gördünüz mü?".
Voila, ça y est!
Dedikleri gibi hırsız dayanışması.
Comme on dit, l'honneur entre voleurs.
Dedikleri gibi şeytanın avukatı olmak istemem ama.. ... elinizde kartlarla öylece çıkıp gidemezsiniz.
Je ne veux pas me faire l'avocat du diable, mais vous ne pouvez pas quitter cette pièce avec vos cartes.
Dedikleri gibi, şova yolda devam edelim.
Taillons la route, comme on dit.
Polisler geliyor. Dedikleri gibi aksırdım.
La police arrive, ils sont faits.
Dedikleri gibi, iyi bir burnu var.
Un bon odorat, comme ils disent.
Ama dedikleri gibi, kanunun eli uzundur.
Mais c'est le long bras de la loi.
Tam olarak dedikleri gibi yapmalısın.
Il faut faire ce que tout le monde dit.
Bayan Sode, her zaman dedikleri gibi, yolda bir arkadaşa ihtiyacınız var Madem ki böyle bir araya geldik, belki de beraberce yolculuk yapabiliriz.
Puisque nos chemins se sont croisés, que diriez-vous de voyager ensemble?
Eğer dedikleri gibi Tanrı bir tane ise, orada olacağım dostum.
S'll n'en a qu'une, je viendrai.
Altın Kırlangıç! Dedikleri gibi bir azize!
Hirondelle d'or, je sais que tu es avide de gloire.
Dedikleri gibi, onun için kötü olur muydu?
Serait-ce aussi grave, qu'on le dit?
'Dedikleri gibi, farklı bir gezideydik.
Nous ne sommes plus de leur monde :
Ve inanın, dedikleri gibi, hiç kolay olmadı.
Ce n'était pas du tout-cuit.
Onların "Kapıyı biraz aç daha aç, biraz daha aç" dedikleri gibi.
Et qui disent, "ouvre un petit peu, ouvre encore... un peu plus, encore. Là, voilà."
Tamam dedikleri gibi "bir şeye istediğin kadar fiyat biçmek serbesttir."
On dit que la gratuité est ce qui a le plus de valeur.
- Açıkcası farketmedim, reklamda dedikleri gibi : Yeni bir imaj, sadece. - Hmm.
J'avais envie de changer d'image, comme on dit dans le monde de la pub.
Ya da daha doğrusu Bay Johnson. Tıpkı Colorado'da size dedikleri gibi?
Où plutôt M. Johnson, comme on vous appelle au Colorado?
Bence sen... pis sözler kullanarak... dedikleri gibi dolap kraliçesi ünvanını kazandın.
Tu devrais être content d'être enfermé, comme tu es... comme on dit vulgairement... "une tante de cabinet"
Dedikleri gibi, "T" hedesi ve ruhun müziği saatlerce devam ediyor ve büyük patronun mekanı işte burası. Telefonum çalıyor.
Quatre heures de soul et de rythme, ici et maintenant!
Bu yüzden biz, dedikleri gibi, elimizden geldiğince çalılığın içindeyizdir. Bu durumda çöp gibiyizdir.
Alors, comment dire... on pollue les fourrés.
Eskiden Washington'da dedikleri gibi, ikimiz de vakitsiz anti faşistleriz.
On est des antifascistes de la 1e heure, comme ils disaient ø Washington.
Polonyalıların dedikleri gibi ıvır zıvır üretirler, bizi dolandırırlar ve işçileri sömürürler.
Pour que les Polonais puissent dire : Ils font de la friperie, ils trichent, ils exploitent les ouvriers.
Evet Danny dedikleri gibi, vakit geldi.
Danny... l'heure a sonné, comme on dit.
Bir zamanlar dedikleri gibi, gökten beyin yağsa biri bile Roxy Robinson'ın başına rastlamazdı!
Quelqu'un a dit un jour que s'il pleuvait des cerveaux, Roxy Robinson ne se ferait même pas mouiller.
Yarın, dedikleri gibi yeni bir iş günü Yapılacak bir sürü iş olacak
Demain... Demain, comme ils disent Un autre jour de travail,
- Evet, dedikleri gibi.
Comme on dit, ça vous fera plus de mal qu'à moi.
Dedikleri gibi, vakit nakittir.
Et temps = argent, paraît-il.
Hep bahar mevsimi yaşanan Divina Costiera dedikleri yerdeki sahile bir deniz kuşu yuvası gibi yerleştirilmiş Akdeniz yazlık evi gibi şeyleri kapsıyor.
Elle comprend par exemple une villa sur la Méditerranée, perchée comme un nid d'oiseau sur la côte qu'on appelle Divina Costiera, où le printemps n'a pas de fin.
Dedikleri gibi mutlu son. Adalet bir kez daha tecelli etti.
Mais, en réalité S'était Somme ça?
Sovyet Yüksek Komiserliği, Moskova saatiyle yarın saat 23 : 00'da, adına "Gardiyan" dedikleri ve tıpatıp aynı bizimki gibi olan elektronik beyinlerini çalıştırma emri vermiş. Evet beyler, buraya kadar. - Sadece savunma amaçlı olacakmış.
Le Conseil de l'URSS annonce pour demain 23 h, heure de Moscou, l'activation d'un cerveau électronique, similaire au nôtre, baptisé "Guardian", utilisé uniquement pour leur défense.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dedikodu 28
dedik 42
dediklerine göre 41
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dedikodu 28
dedik 42
dediklerine göre 41