Denişe traduction Français
1,457 traduction parallèle
Mack ve Denise Rattray senin bölümüne oturmak üzereler.
Mack et Denise Rattray s'installent dans ton rang.
Adım Mack Rattray buradaki de karım, Denise.
Mon nom est Mack Rattray et voici ma femme, Denise.
Denise o kadar kızgınmış ki birilerini öldürmek ister gibi araba sürüyormuş.
Et Denise est arrivée, on aurait dit qu'elle voulait tuer quelqu'un.
H.R.'daki Denise'den duydum,
Denise, des Ressources Humaines, me l'a dit.
- Mack ve Denise Rattray mi?
Mack et Denise Rattray?
Neyse o aslında çok sert biri çünkü bir keresinde beni 15 dakika boyunca yere yatırmıştı, ama bu hiç adil değil çünkü yaptığım herşey doğruydu bir kere Baskin Robbins inmiştim çünkü Denise Welby bir cumartesi işi var ve kasadaki bütün parasını ondan aldım nane ve çikolatalı kurabiyesine sıçtım.
Ou les deux? Bref. Elle est sévère, vu qu'une fois, elle m'a punie 50 minutes!
Ben 15 yaşındayken Denise Palmeri ile tanışmıştım ve bana 5 üzerinden 1.8 başarı puanı vermişti.
- Et alors? À 15 ans, quand j'ai rencontré Denise Palmeri, ma moyenne générale est passée de 20 à 7,2.
Affedersin, Denise olmalıydı, Dennis değil.
Désolée, j'aurais dû dire Denise, pas Dennis.
Merhaba, ben Denise, size spesiyallerimizden bahsetmeme izin verin.
Bonjour, je m'appelle Denise. Laissez-moi vous parlez des spécialités.
Westwood Wilde ve Kaptan "Kamikaze" Fox, için mutluluk anı.
C'est le paradis pour Westwood, Wilde, et la capitaine Denise "Kamikaze" Fox.
Denise ile sinema gideceğim.
J'emmène Denise au cinéma.
Adı Denise Watkins'miş.
- Denise Watkins.
Denise Watkins'de kim?
Qui est Denise Watkins?
Denise Watkins'mi?
Denise Watkins?
Denise Watkins'de kim?
- Qui est Denise Watkins?
Denise'i adliyede gördüm.
J'ai vu Denise au palais de justice.
Çok üzgünüm Denise, Sam'in ona veda etme şansı olmadı.
Je suis désolée que Sam n'ait pas eu la chance de dire adieu, Denise.
Denise aradı ve seninle yılbaşı gecesi dışarı çıkamayacağını söyledi çünkü o senin kız arkadaşın değil, senin psikoloğun.
Denise te dit qu'elle ne sera pas avec toi au nouvel An car ce n'est pas ta copine mais ta psychiatre.
Robert, Anne, Derek, bu benim kız arkadaşım, Denise.
Robert, maman, Derek... ma chérie Denise.
Öğle yemeğinde Denise'le buluşacaktım.
J'étais censé retrouver Denise pour déjeuner.
"Ne, ne oldu?" Denise ile aranızda ne oldu demek oluyor.
"Quoi, que s'est-il passé?" Que s'est-il passé entre Denise et toi?
Denise, bu Bette.
Denise, je te présente Bette.
Denise'le nasıl gitti?
Comment ça s'est passé avec Denise?
Denise hoş görünüyor.
Alors, Denise? Elle a l'air sympa.
Ben Denise.
Salut, je m'appelle Denise.
"Farklı bir şey" anlaşmamızın bir parçası değildi Denise.
"Quelque chose de différent" ne faisait pas partie du deal, Denise.
Denise!
Denise!
Olay budur Denise.
C'est ça, Denise.
Denise, bak...
Denise, écoute, je...
İşte sizin kızınız Denise!
C'est vôtre miss, Denise!
- Baba... - Denise, bizi bu gece buraya getirmek için kandırdığına inanamıyorum.
Denise, je ne peux pas croire que tu nous as piégez pour venir ce soir.
- Hayır. Denise'i hayatı boyunca piyano çalarken izledim ve çok iyiydi.
J'ai regardée Denise jouer du piano toute sa vie et elle est excellente.
Denise bir saniyeni alabilir miyim?
Denise, quelques mots.
Ondan sonra Denise var, birazcık katı yürekli.
Il y avait Denise, qui pouvait être un peu insensible.
Denise'e Jo diyorum çünkü bana, "Hayatın Gerçekleri" dizisindeki şehirli, erkeksi kızı hatırlatıyor.
J'aime appeler Denise "Jo", car elle me rappelle cette fille débrouillarde de Drôle de vie.
Tamam, Denise. Bir süre angarya işlerle canına okuyacağım. Yine de, yanımdayken kendin gibi davranmanı istiyorum.
Denise, je vais te faire travailler d'arrache-pied, mais je veux que tu restes toi-même avec moi.
Burada yapmasan iyi olur, Denise. Çünkü burası bir hastane.
Ne fais pas ça, Denise, on est dans un hôpital.
Denise, bana J.D. diyebilirsin. Dr. Dorian babamın adı.
Denise, appelle-moi J.D. Dr Dorian, c'est mon père.
Denise'e söylemeliyim.
Je vais le dire à Denise.
Bana gelince, Denise'e, beraber tedavi etiğimiz ilk hastanın öleceğini söylemenin yollarını arıyordum.
Je voulais trouver une manière de dire à Denise que notre premier patient allait mourir.
Tamam, Denise. Olay şu.
Écoute, Denise.
Denise, bir saniye gelebilir misin?
Denise, peux-tu venir?
Denise için çok zorlu olacaktı, ama daha merhametli bir doktor olabilmesi için bu yoldan geçmesi gerektiğini biliyordum.
Ce serait difficile pour Denise, mais il fallait qu'elle y arrive, pour devenir une docteure plus sensible.
Denise, seni biriyle tanıştırmam gerek.
Denise, j'ai besoin de vous présenter à quelqu'un.
Çok okurum ve Denise'den birkaç kitap çaldım.
J'ai lu des choses, et j'ai gagné quelques livres de Denise.
Denise'in oradan çaldım.
Je l'ai volé la place de Denise.
Herkesin, sen hariç, Denise.
Enfin, exceptée... Denise.
Denise sarhoş oldu ki, Brian'a sakso çekiyor.
Denise est tellement bourrée qu'elle suce Brian dans sa piaule!
Bak bir de şunu düşündüm, belki sen, Denise ve Hailey burada mağazanızın ikinci şubesini açabilirsiniz.
J'ai même pensé que Denise, Hailey et toi pourriez ouvrir un deuxième magasin.
Gerçekten mi? Çünkü Denise de ikinci bir şube açmak istediğini söyleyip duruyordu.
Denise n'arrête pas de parler d'ouvrir un autre magasin.
- Denise'i de ara telekonferans yapalım.
- Appelle Denise en conférence.