Derken traduction Français
8,395 traduction parallèle
Pilotumuz derken neyi kastettin?
Hey, qu'est ce que tu veux dire par Notre pilote?
Nessie derken, Loch Ness canavarından mı bahsediyorsun?
Quand vous dites "Nessie", vous parlez du monstre du Loch Ness?
Kılık değiştirici derken?
- Quand vous dites "métamorphe"...
Tuhaf hikâye derken, içkisiz parti verdiklerini mi söylüyorsun?
Par "trucs bizarres", tu veux dire qu'ils font des fêtes sans bière?
- Yalnız derken?
Seul?
Sıra dışı çalışma saatleri derken?
Heures de travail inhabituelles?
- Test derken?
Comment ça, un essai?
O ise gülerdi. Derken, bir gün bir problemi olduğunu söyledi. Arkadaşım yardım edebilir mi diye sordu.
Elle rigolait, et puis un jour, elle a demandé s'il pouvait l'aider.
- Linus derken? Yetenekli. İşinde iyi.
Il est doué, bon dans ce qu'il fait.
- Neyse ne derken?
Peu importe?
Duygusal durumu derken?
- Psychologiquement?
"İyi bir miktar" derken Lily'yi okula ortaklaşa bırakmaktan mı yoksa Clooney / Pitt tarzı bir miktardan mı bahsediyoruz?
Quand tu dis "incroyable", on parle d'un covoiturage de papas à l'école de Lily ou de quelque chose plus Clooney / Pitt?
"Biz" derken, kimlerle protesto ediyorsunuz?
Donc, qui est ce "on" qui va manifester?
- Hatırlat, sancak derken...
Pour mémoire, le tribord est... Allez-y!
Normal derken?
Quelle normale?
Dur. Sokmak derken beni yakaladın. Nedime deyince de kaybettin.
J'ai accroché à "force" et décroché à "demoiselles d'honneur".
Canlıyken daha fazla edersin derken ne demek istedin?
Que voulais-tu dire quand tu as dit que nous sommes pires vivants que morts?
Tam da daha kötüsü olamaz derken.
Quand ça ne pouvait pas être pire.
- Derken?
Qu'est-ce que tu veux dire?
Burası derken?
Où est-on?
Saatlerce barda bekledim derken yatağında beklediğin kısmını anlatmayı atlamışsın.
Donc, quand tu disais avoir attendu au bar pendant des heures, tu as oublié le moment où tu attendais nue à la maison dans le lit.
Şans derken okuyamadığımız kitaptaki büyüden bahsediyorsun ve şu an birileri tarafından izleniyor.
Si ça te motive pas... Si par possibilité, tu veux dire un sort dans un livre illisible qui est suivi...
Bunu bilemezdin derken haklıydın.
Tu avais raison. Je ne pouvais savoir.
- "Biz" derken?
J'ai pas besoin d'avance, moi.
"Küstah öğrenci" derken hangi anlamda söylüyor?
Que veut-il dire quand il parle de - "l'élève défiant"?
"Olmayacak şeyler" derken?
"Un peu à l'ouest" comment?
Bu hal derken?
État?
"Yalan söyledim" derken de yalan söylüyordum.
En fait j'ai menti en disant que je mentais.
Aslında dün akşam aldım ve "aldım" derken Rachel'a evlilik teklif ettim demek istiyorum.
- En fait, je l'ai prise hier soir. Et par prise, je veux dire que j'ai demandé à Rachel de m'épouser.
- Siz derken?
"On"?
Kızlar "başka işlere dalmak yok" derken neyi kastediyorlar?
Qu'est-ce que ça veut dire quand une fille dit, "Pas d'à-côtés"?
- Ne gibi? Evlat, sana hükümetin teknolojini yardım paketi dağıtmak yerine mühimmat indirmek için kullanmayı planladığını bilmiyordum derken dürüsttüm.
Fils, j'ai été honnête avec toi quand je t'ai dit que je n'avais aucune idée que le gouvernement avait prévu d'utiliser ta technologie pour des munitions à la place de colis d'aides.
Düşünüyorum da, "Eve gözün gibi bak!" derken belki de, " Gözün gibi bak.
Je pense que, quand il a dit : "Prends soin de la maison", peut-être qu'il a dit d'en prendre soin parce qu'il y a un trésor là.
"Emily Thorne" derken "Amanda Clarke" ı mı kastediyorsunuz?
Quand tu dis "Emily Thorne" tu veux dire "Amanda Clarke", pas vrai?
Anne öyle derken onu kastet...
Maman, quand j'ai dit ça, je ne voulais pas dire...
Hepsi derken?
- Tout y est?
- Tedaviyi almayı teklif ettim derken?
Comment ça, tu lui as proposé de prendre le remède?
Tedaviyi alacağım derken ciddi miydin? Yoksa beni kaybetmenin verdiği korkudan mı söyledin?
Tu était sérieux quand tu m'as dis que tu prendrais le remède, ou tu étais juste appeuré que tu allais me perdre?
Tebrik ederim, sen de iki numaraya yükseldin. Bu yüzden o aptal Yükselticiyi yok ettiğin için sağ ol. Umarım o evrenden çıkış yolu yok derken doğruyu söylemişsindir.
Tu as été rétrogradée en numéro deux, donc merci d'avoir détruit ce stupide ascendant, et j'espère que tu pensais ce que tu as dit, qu'il n'y a aucun moyen de sortir de ce monde-prison.
Bir daha asla mutlu olamayacağım derken seninle tanıştım.
Je pensais que je ne serais plus jamais heureux, et puis je t'ai rencontrée.
Bundan kurtulacağız. Bundan derken?
Nous allons... survivre à ça...
"Sevgili" derken?
"Petit ami"?
- "Sevgili" derken?
"Petit copain"?
- "Yollar" derken?
"Routes"?
"Sam'le olan sorunların" derken?
Tes problèmes avec Sam?
- "Eski," derken?
"Anciens"?
İlgilenecekler derken?
"Elles"?
- Kadına derken?
- Elle?
- Evleri derken? Erkek arkadaşı Marc'la ikisinin.
Qui sont ces "ils"?
Bir şey derken?
Qu'est-ce que vous voulez dire par "quelque chose"?
- "Gidiyoruz" derken?
- Nous?