English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ D ] / Desires

Desires traduction Français

696 traduction parallèle
" Ne istiyorsun : kadın, şans oyunu, alem?
Que desires tu? Une femme, un jeu de cartes, ou peut-être une orgie?
Bulutlar yakında dağılacak ve sen de bilmek istediğin gerçeği göreceksin.
Les nuages ​ ​ se dispersent rapidement et tu verras la vérité que tu désires.
Onu istemiyorsun sen.
Ce n'est pas lui que tu désires.
Onu istemiyorsun.
Tu ne le désires pas.
Durma, işe koyul Mac, sanırım onu çok istiyorsun.
Bien Mac, vas-y, j'imagine que tu la désires passionnément 256 00 : 47 : 49,460 - - 00 : 47 : 55,490 Je me retire, je te la laisse, vieux pote.
Daha ne diIiyorsun? "
Que désires-tu de plus? "
Catherine, odanıza gitmeden önce, yapabileceğim başka bir şey var mı?
Désires-tu quelque chose avant de te retirer?
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Tu désires autre chose?
Eğer onun mutlu olmasını istiyorsan benimle gelmesine izin ver.
Si tu désires le bonheur de Christine, laisse-la venir avec moi.
- Sen de beni istiyor musun?
- Et toi, tu me désires?
Ne kadar da hayransın onlara.
Comme tu les as désirés!
Tamam, madem bu şekilde düşünüyorsun.
Si c'est ce que tu désires.
Yakında Raoul ile tanışacak ve her şey istediğin gibi olacak.
Elle verra bientôt Raoul, et tout sera comme tu le désires.
Ölmesini mi istiyorsun?
- Le désires-tu?
Hizmetçileri kendi eşitinmiş gibi görmek istiyorsun ya.
Mais tu désires traiter les domestiques en égaux.
Kendin için tek bir dileğin bile yok mu?
Alors, et toi, qu'est-ce que tu désires?
Hadi ama, sadece kendin için küçük bir dileğin yok mu?
Tu ne désires vraiment rien pour toi?
İkimizde dilersen katılmana seviniriz.
Nous serons heureux de ta présence, si tu le désires.
- Neden bahsetmek istiyorsun?
- De quoi désires-tu parler?
Erken mi yiyelim yoksa biraz dinlenir misin?
Veux-tu dîner tôt, ou désires-tu faire un somme avant?
- Peki en büyük hayalin nedir?
Que désires-tu le plus au monde?
- Söyle, nedir dileğin Laertes?
Que désires-tu?
Ama emin ol altı ay sonra sağdıcın olup gelini sana vereceğim.
Mais crois-moi, dans six mois, je serai ton témoin et la mènerai devant l'autel si tu le désires.
Belki de sonuçta, istediğin here şeye sahip değilsindir.
As-tu vraiment tout ce que tu désires?
- Ne istiyorsun?
Que désires-tu?
Merhaba Tony, istersen sen de gelebilirsin.
Bonjour, Tony, entre si tu le désires.
- İstediğin kral yardımcılığından fazlası mı?
Désires-tu plus que la régence?
Horemheb'in arzusu nedir?
Que désires-tu?
- En büyük arzun nedir?
Que désires-tu le plus?
Bunu gerçekten istiyor musun?
C'est ce que tu désires?
- İstediğinin de bu olduğunu düşünüyorum.
- C'est ce que tu désires?
Hala da benim değil. Ancak bunu istemiştiniz.
Il n'est pas encore à moi, mais tu le désires tant!
Bir domuz gibi açlıktan senin artıklarını yemek için mi?
Tu le désires autant que le porc désire le grain.
Sana istediğin her şeyi alıyorum.
Je t'offre ce que tu désires :
İstediğin bu, değil mi?
C'est ce que tu désires?
Benden istediğin gibi güçlü olmaya çalışacağım.
J'essaierai d'être aussi fort que tu le désires.
Senin hayatın bu.
C'est ce que tu désires.
Yani, madem öyle istiyorsun.
Si c'est ce que tu désires...
Beni Ramses'in kollarında görmek ister misin? Hayır.
Désires-tu me voir dans les bras de Ramsès?
Onu niye görmek istiyorsun Musa?
Pourquoi désires-tu le voir, Moïse?
Beni istiyorsun, değil mi?
Tu me désires, n'est-ce pas?
Evet, istiyorsun.
Oui, tu me désires.
Beni istiyor musun Blaise?
Tu me désires, Blaise?
Hoşlanıyor musun, yoksa arzuluyor musun?
- Tu veux dire que tu la désires.
Bilin ki : Ülkemde fazlalıksınız ve "Hoş geldiniz!" demiyorum.
Sachez que vous êtes des intrus... dans un pays où vous n'êtes ni désirés ni bienvenus.
İstiyorsan ona seslen.
Appelle-le si tu le désires.
" Silvio, beni arzuladığını biliyorum, ama mektuplarında böyle yazma, çünkü annem onları okuyor, ve benim de yüzüm kızarıyor.
Silvio, je sais que tu me désires, mais n'écris pas ces choses, car maman lit les lettres et j'en rougis.
Çoğu kızın istemediği hâlde bebekleri oldu.
Les plus jeunes étaient dans un autre pavillon pour accoucher d'enfants... non désirés.
İstediğin bu mu, Steve?
C'est tout ce que tu désires?
Senin için yapabileceğim bir şey var mı?
- Beau spectacle. - Tu désires?
Maalesef konyağımız kalmamış, ama başka bir şey verebilirim.
Nous n'avons plus de cognac, mais sinon, tout ce que tu désires.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]