Detaylar traduction Français
4,085 traduction parallèle
Şu sanrılı durumunda dahi Cora detayları öğrenecek olsa ameliyathanede benim ellerimde ölmektense hastalığı atlatıp atlatamayacağı kararını kendi özgür iradesiyle vermek isteyecektir.
Si la petite Cora connaissait les détails, même dans son état fiévreux, je suis sûr qu'elle voudrait choisir de combattre cette maladie plutôt que de mourir entre mes mains dans un bloc opératoire.
Bana detayları söyleme.
Ne me dis pas les détails.
Nezarete girdiğinde hikayeni anlatacaksın. Bize direk detayları vereceksin.
Quand tu seras en taule à raconter ton histoire, t'as ton détail croustillant.
Takım lideri gönderim detaylarını bekleyin.
Capitaine, soyez prêt pour le transfert.
- Detayları kendine sakla.
Épargnez-moi les détails.
Bu tarikatı her seferinde çok azımsadık, ama senin önerdiğin şey benim mümkün olduğunu düşünmediğim detayları gerektiriyor.
On a sous-estimé cette secte sur tous les plans, mais ce que tu suggères demanderait un niveau de détails que je ne pense pas possible.
Bak, detayları istersen bu benden ayrıldığını sandığım gece oldu Elena.
Si tu veux les détails, c'était la nuit où je pensais que tu avais rompu avec moi
Küçük Gilbert, karanlık tarafıma karşı koymama yardım et ve detayları anlat lütfen.
Petit Gilbert, aide-moi à combattre mon côté sombre et donne des détails.
Sen detayları bize bırak.
Laissez-nous gérer ces détails.
Şu an uygulanan tecrit kararının detaylarıyla ilgili bize ne anlatabilirsin?
Quels sont les détails que vous pouvez nous dire sur le confinement actuel?
- Detaylar.
- Des détails.
- Detayları bilmiyorum ama duyduklarıma göre kazaymış.
Je n'ai pas tous les détails, mais ce serait un accident.
İnsanın böyle detayları hatırlaması ne kadar garip.
C'est marrant les détails dont on se souvient.
Soruşturmanıza başlamadan önce ofisimde görüşüp detayları inceleyebileceğimizi düşündüm.
J'ai pensé qu'on irait à mon bureau discuter des détails de l'incident avant que vous commenciez votre enquête.
Detaylar konusunda ağzı sıkı ama adamı bir görmeliydin.
Il est avare avec les détails, mais... tu aurais dû voir cet homme.
Nick, size tüm detayları açıklamadı, değil mi?
Nick ne vous a pas tout expliqué, n'est-ce pas?
Bana detayları söylesene.
Donnez-moi la version courte.
Detayların çoğu bizim araştırmamızı destekler nitelikte.
La plupart des détails soutenir notre propre enquête.
Detayların çoğu derken?
"La plus part des détails"?
Size detayları aktaracak.
Il vous informera des détails.
Yeni gelişmeler ve detaylar için bizden ayrılmayın...
Restez sur la chaîne pour être averti des dernières nouvelles
Tom Keen, iş detaylarımı onunla paylaşmayacağımı fark ettiğinde teslim olmak için ısrar ederek bilgi toplayabilmek amacıyla bu tesise girme imkanı buldu.
Quand Tom Keen a compris que je n'allais pas partager les détails de mon travail avec lui... il a insisté à s'abandonner à moi pour pouvoir infiltrer cet établissement afin de collecter plus d'informations.
Patron. İstasyonun bugünkü görevle ilgili dosyasının detaylarına ulaştım.
Patron, Je suis dans le dossier Station Orange d'aujourd'hui.
Ama en fazla bugünkü görevin detaylarına ulaşabilirler.
Mais ils n'ont eu accès qu'à la mission d'aujourd'hui.
Detaylar, bağlantılar, ikinizin planladığı her şey ve kiminle yapmayı planlıyordunuz?
Details, contacts, tout sur ce que vous planifiez toutes les deux, et avec qui vous le planifiez.
Başkanın kampanya programı, güvenlik detaylarının rötuşları, gizli servis vardiya değişimi, çıkış noktaları, acil durum planları, ve beklenmedik durumlara karşı önlemler.
Le planning de la campagne du président, complété avec tous les détails de l'organisation de sa sécurité les changements d'équipes de sortie, les routes de sortie, les plans des imprévus, et les éventualités des éventualités.
- Detayları bilmezsen en iyi hayatım.
Eh bien, c'est mieux, trésor, si tu ne connais pas les détails.
Hangi detayları Boyd?
Quels détails, Boyd?
- Detaylar pek önemli değil.
Peu importe les détails.
Ölene kadar gözünü dikebilir çünkü bütün detaylar kontrol edildi.
Elle peut regarder jusqu'à qu'elle meure, parce que tout est vrai.
Ben de senin fiziksel detaylarınla dalga geçerdim ama hiç detayın yok.
Je me foutrais bien de ton physique, mais tu n'as aucun défaut.
Roman'la olan buluşmamın detaylarını sonra anlatırım.
Je vous tiendrai au courant de mon entrevue avec Roman.
Hiçbirimiz detayları bilmeyelim diye.
Pour qu'aucune de nous ne sache les détails.
Muhtemelen kıza yaptıklarının detaylarını sana açıklamak zorunda.
Sûrement pour qu'il t'explique en détail ce que ça a fait, ce qu'elle a enduré.
Detayları Tio'ya anlat.
Tu donnes les détails à Tio.
Detayları öğrenemem mi?
Ne puis-je connaître les détails?
Vogue dergisindeki kadın gelip partinin detaylarını görüşecekti unuttun mu?
La femme de Vogue vient pour parler des détails de la fête, tu te souviens?
New York Polisi Nomar'a ait bir kullan-at telefonu izlemiş. Lobos ile görüşmesi esnasında çok kullanışlı detaylar ortaya çıkarmışlar.
Un téléphone prépayé que le NYPD a tracé jusqu'à Nomar a montré une grande activité pendant la rencontre des Lobos.
Korucu Parker, bu olayların detaylarından bize bahseteye hazır mısınız?
Ranger Parker, êtes-vous prête à nous donner les détails de ces incidents?
Öyleydim, ama artık detayları duymak istiyorum.
Tu n'étais pas occupée?
Detayları bilmiyorum.
Je ne connais pas les détails.
Anlatmadan önce hikâyenin tüm detaylarını bilmek isterim.
J'aime connaître tous les détails d'une histoire avant de la raconter.
Detayları sana vereceğini de nereden çıkardın?
Qu'est-ce qui te fait penser qu'elle te donnera les détails?
Bill'in mutlu bir çocukluk geçirmediğini biliyordum ama işte, muhabbet edemediğimiz için detaylar konusunda kararsızım.
Je sais que Bill n'a pas eu une enfance heureuse, mais voilà, pas de blabla, alors je ne connais pas les détails.
İnsan kaynakları işe alım detaylarınla ilgili bir kontrat hazırladı. Okumak istersen.
Les ressources humaines ont rédigé un contrat spécifiant les détails de ton embauche, si tu veux le consulter.
Bilir misiniz, ben sarsıldığımda bazı şeyleri unuturum ; detayları.
Quand je suis choqué, j'oublie des choses... Des détails.
Şaşırtıcı detayları tartışmalı bir biçimde açıklığa kavuşacak ve çok yakında yayınlanacak olan kitabın ismi "İnsan ve Cinsellik".
Les détails surprenants, vous seront révélés dans un livre controversé bientôt publié, s'appelant "L'homme et le sexe."
Saldırı başladığından beri, Başkanın güvenlik detaylarına direk ulaşılamıyor.
Il n'y a eu aucun contact direct avec la garde rapprochée du Président depuis le début de la fusillade.
Birlikte zaman geçirirdik. Detayları söylemesen de olur.
Garde les détails.
Detaylar bunlar.
Ce sont les détails.
Detayları biliyorum.
Je connais les détails.