Distraction traduction Français
978 traduction parallèle
Benim hakkımda hiçbir fikrin olmadı. Sana kastettiğim de buydu işte.
Je n'étais qu'une distraction pour toi, c'est tout.
Güzel bir ev yemeği yersiniz, hem de değişiklik olmuş olur, ve bu bize çok iyi gelir.
Vous, ça vous change un peu de votre réfectoire et puis votre panier, puis nous ça nous fait un peu de distraction.
Eğlencenizin yarım kalması yazık olur.
Vous êtes venu jusqu'ici, ne ratez pas cette distraction.
Bir erkeğim ihtiyaç duyduğu tek şey bir parça eğlence... kara-kara düşünmesini ve kalbinin gizemlerini... anlamaya çalışmasını önleyecek kadın dolu bir ev.
Un homme a juste besoin de distraction, et de quelques belles femmes afin de ne pas se lamenter ou d'examiner les mystères de son cœur.
- Albay bu eğlenceden memnun kalacak, bayan.
Le colonel sera heureux de cette distraction.
Tamamen dikkatsizlik memur bey. Aklımda başka bir şey vardı.
C'était pure distraction de ma part.
Peki, o zaman babamın adı neydi? Şimdi Generalin adının ne olduğunu hatırlayamıyorum. Eminim bir adı vardı ama.
Dans un instant de distraction que je ne me pardonnerai jamais, j'ai déposé le manuscrit dans la poussette et placé le bébé dans le cabas.
Çoraplarda onarılacak yeni delik arıyorum.
Les trous de vos chaussettes sont ma distraction.
Komutan, bazen bekar olmak dikkat dağıtıcı olabilir.
Il n'y a aucune distraction, ici.
Ben bir çiftçiyim, çömlekçiliği ek iş olarak yapıyorum.
Bien que ce ne soit qu'une distraction.
Büyük Cumartesi gecesi eğlencem de onu gözetlemek oluyor.
Le regarder doit être ma grosse distraction du samedi soir.
Neden insanların geceleri eğlenmeye ihtiyacı varken bunun yerine insanlar yakılıyor?
Pourquoi la brûler la nuit? Les gens ont besoin de distraction!
Aylardır bir kadın yüzü görmüyorlar!
Qui pendant des mois n'ont aucune distraction. ll fallait demander mon avis
Günlük rutine keyifli bir mola.
Une agréable distraction.
Kısır bir eğlence kaynağı olacak.
Comme moyen de distraction, ça sera plutôt stérile.
Eminim, şu yemek davetlerinde tanıştığın beyefendilerden birine Sphinx'in sağlayamayacağı bir eğlence türü olmadığını söylesem benimle aynı fikri paylaşırdı.
Je suis sûr que ce gentleman que tu as rencontré lors de ces dîners conviendra avec moi qu'il n'y a aucune distraction que le Sphinx ne puisse fournir.
Biraz eğlence ve iş hepinize iyi gelecektir.
Un peu de distraction et d'exercice.
Çalışmanın can sıkıcı olduğunu... artık kimse düşünmüyor.
Le travail comme distraction est un concept dépassé.
Hey! Hey sen, her kimsen!
C'est la distraction rêvée, et j'en ai besoin, maintenant.
Alışkanlığın kesinliğiyle dikkat dağılması yaşanıyor.
Avec la sûreté de l'habitude,... de la distraction.
Ben senin için bir gönül eğlencesi olabilirim.
Pour toi, je dois être qu'une distraction.
insafsiz eğlencelerinden çıkıyor ve kendilerine soruyor :
Ils arrêtent un moment leurs jeux maudits, sortent de leur inexorable distraction et se demandent :
Kör bir adam için eğlence işte.
Juste une petite distraction pour un aveugle.
Dikkatlerini çekmek için ne gerekiyorsa yapın.
Je veux un maximum de distraction.
Kasabadaki tek eğlence bu mu yani?
C'est la seule distraction?
- Sana pek eğlence diyemem, canım.
- Vous n'êtes pas une distraction.
Ufak bir hata, bir anlık dikkat dağılması...
Une petite distraction je vous l'accorde.
Bu ne yaman bir kuşku böyle?
Damnée distraction!
Akşamı böyle geçirmek istemem.
Comme distraction, il y a mieux.
Aklımdaki türden bir rahatlama değil.
Mais ce n'est pas le genre de distraction que j'avais en tête.
Bence onun yaratıklarını kendi eğlencemiz için çağırmak saygısızlık.
Il est impertinent de troubler le repos des âmes pour notre distraction.
Anlaşılan içinizden biri... dün gece... saraydaki konukseverlikten... pek memnun kalmamış... ve eğlence aramak için... adanın başka yerlerine gitmiş.
II semble que l'un de vous, la nuit dernière, n'ait pas été satisfait... de l'hospitalité du palais... et soit sorti dans l'île en quête de distraction.
Valizlerinizde fotoğrafı olabilir mi acaba?
J'emporte toujours mon album en voyage, c'est une distraction. Vous auriez sa photo? Oui.
Psişik yeteneleri değerlendirilirken, ne kadar az dikkati dağılırsa o kadar iyidir.
On mesure mieux l'activité parapsychique avec un minimum de distraction.
Bu onlari eglenme sekli.
C'est leur grande distraction.
yatay zevkler arayanlara gelince... Sizi uyarıyorum.
et pour tous ceux qui envisagent quelque distraction horizontale... vous êtes prévenus.
Bağışlayın, hafızam zayıftır.
Désolée. Une distraction...
Jazz Dönemi'nin gündemi çok hızlı değişmektedir... Yerli kabilelerindeki evler gibi. Manipüle edilen bir toplum kolay unutur.
Les événements de l'ère de jazz bougeaient trop vite... comme la Grange Rouge... une population qui a trop de distraction... oublie vite.
- Oyalanmanın bir yolunu bulun.
- Trouvez une distraction.
O yüzden esaslı bir dikkat dağıtmaya ihtiyacım var.
Il va me falloir une énorme distraction.
Hırs, dikkati başka yöne çekme, çirkinleştirme, küçümseme.
ambition, distraction, laidification et dérision.
Bisküvilerden buğday biti toplama ve idrar içme hakkındaki üç saatlik kurusıkı denizci sohbeti... -... bana hiç cazip gelmiyor.
Trois heures avec ce borgne puant l'iode pour apprendre à ôter les vers des biscuits et à boire son urine, il y a mieux comme distraction.
Sadece kafa dağıtıyorum.
Une distraction, ma chère.
Yalnızca kafa dağıtıyorum.
Une simple distraction.
Komi dediğin gittiği yere bakar.
Ces grooms sont d'une distraction!
Geri döndüler Sahibe, ama Ramsey ya da diğerleri olmadan.
- Oui, capitaine, restez. - Ce n'est pas ma distraction.
Olan bitene aldırmıyor musun Ramsey?
Je n'ai pas besoin de repos ni de distraction.
Oynamaları için sürüyle yılanımız var.
Pour leur distraction, nous avons des serpents, des lézards.
Dikkati dağılmayacaktı, anlaşmıştık. Onu hastaneye yollamak istemem.
Toute distraction peut précipiter son retour à l'hôpital.
Seks bir eğlencedir, futbol gibi. Biliyorum, hafif bir şey.
Le sexe est une distraction, comme le football
Başka bir dikkat dağıtma mı?
Une autre distraction?