District traduction Français
1,705 traduction parallèle
San Francisco'da geçebileceği tek bölge Dan White'ın bölgesi.
Le district de Dan White est le seul où ça va passer à San Francisco.
Konu, senin bölgendeki insanlar için neyin uygun olduğu Dan.
Il faut savoir ce qui est juste pour les gens de ton district.
Robert Kearns, Ford Motor Şirketi özel hukuk davası 14 Ağustos'ta başlayacak. Birleşik Devletler Doğu Michican Bölge Mahkemesi.
L'action civile Robert Kearns contre la Ford Motor Company commencera le 14 août à la cour fédérale américaine de district du district Est du Michigan.
- Bölgemizin sıkı bir politikası var...
- Notre district a une politique...
Üzgünüm, mahkeme tarafından verilen yazılı bir belge olmadan öğrenciler hakkındaki kişisel bilgileri size vere...
- Désolé, le district ne vous remettra pas des informations personnelles sur les élèves sans une autorisation écrite émanant de...
Benim bölgeme atandığından beri, bela açacağını biliyordum.
Depuis que vous êtes dans mon district, vous ne causez que des problèmes.
Indirilen uçağın analizi tamamlandı ; 502. filodan Rostock'un Sanka B savaşçılarından birine ait. 202 nolu komşu bölgede ki bir üsse ait ; ama elimizde bundan başka bilgi yok.
Il a été établi après l'identification de l'avion abattu qu'il s'agit d'un avion de chasse Sanka B de Rostock, de l'escadron 502 en poste au District 202, mais les détails ne sont pas encore disponibles.
İki saat sonraki mahkemeye çağırılıyorsunuz Bayan Armstrong.
J'ai une citation a comparaitre pour vous. Le Us District Court dans 2 heurs.
- Kolombiya Bölgesindeki Birleşik Devletler Bölge Mahkemesi tarafından çağrılmayı bekleyenler ayrılmasın ve dikkatini buraya versinler lütfen.
- All persons having business with the United States District Court in the District of Columbia will draw near. Give your attention and you shall be heard.
Onun kara büyüsü değerli iş çevremizin kalbine saplanmış bir hançer gibi.
Son magasin de la magie noire est un poignard à travers le coeur de notre beau district de l'affaire.
Ve şimdi o gittiğine göre, çocuklar, 19. Bölge Cumhuriyetçi arıyor.
Donc, le 19e District est disponible pour un Républicain.
Oylamalar sona erdi ve görünüşe göre Demokrat Kent Hance 19.Bölge Meclis yarışında Cumhuriyetçilerin adayı George W. Bush'u yendi.
Les bureaux ont fermé et il semble que Kent Hance ait battu le candidat George W. Bush dans la course pour le 19e District.
Şey bir de şu yönden bak. Bugüne kadar hiçbir Cumhuriyetçinin yapamadığı kadar yaklaştın.
Tu as le score le plus élevé d'un Républicain dans ce District.
Detektif Kraus ve Owen, Batı Yakası Detektifleri.
Lieutenants Kraus et Owen, du district Ouest.
Kendisi Bölge hastanesinde cerrahtır.
Infirmier à l'hôpital du district.
Bölgeye gidebilirsin.
À l'hôpital du district.
Olmadı, bölgeye gider tedavi olurum. Doktor arkadaşım var orada.
Si je n'y arrive pas, j'irai à l'hôpital du district.
Hapjung mahallesi.
Hapjung district.
Mangwon mahallesinde.
Dans Mangwon district.
Mangwon mahallesine.
À Mangwon district.
Mangwon mahallesinde.
Mangwon district.
Mangwon mahallesi, 24-1
Mangwon district, 24-1.
Mangwon mahallesi
Mangwon district
Kaç tanesi Mangwon mahallesinde işlenmişti?
Combien l'ont été dans le Mangwon district?
Gerçekte Mangwon mahallesinde yaşıyor.
Il habite dans Mangwon district.
44 yaşında. Ev adresi Adams-Morgan bölgesinde.
44 ans, il habite district Adams Morgan.
Takım otobüslerini ödünç alabiliriz, Bölge merkezine 3 ilave otobüs isteğinde bulunmuştum.
J'ai emprunté des bus, fait une requête auprès du district pour 3 bus supplémentaires. J'espère en obtenir un.
Kurulla birlikte kontrol ettim.
J'ai vérifié avec le district.
Burası, Amerika Birleşik Devletlerinin federal bölge mahkemesi.
Ceci est le tribunal fédéral de district, pour le district de Columbia, des États-Unis d'Amérique.
Bölge savcısı Lima araştırma komitesini ayarladı.
Le procureur du district Lima a aussi engagé un comité d'enquête.
Ben dokuzuncu bölgedeyken bir gece ailesiyle sığınmıştılar.
J'étais au 9ème District la nuit où la famille a demandé l'asile politique.
Suç örgütü lideri Rick Azari dün Adliye'nin önünde vurularak öldürüldü.
C'est ici, devant le tribunal du district que Rick Azari, le parrain présumé du crime, a été tué par balles hier.
- Kulüp bölgeleri?
- Club district?
Belediye meclisinin bilgi istediğini, bu civarda böyle şeyleri istemediğiniz filan.
Que c'était pour un conseiller municipal qui veut aucune planque sur son district.
Asahina ve Hong Gu, Kazakistan'ı savunmak için yeterli olacaktır.
Voyons... Je pourrais envoyer Asahina et Hong Gu défendre le Kazakhstan, et laisser Minase et Sugiyama gérer le district de Jianye...
Çünkü bu bölgede yaşamak çok pahalı.. O kadar ki bazı insanlar yaşadıkları daireler ve evlerin masraflarını karşılayamıyorlar.
Le coût de la vie est si élevé dans le district que certains n'ont pas les moyens de payer leur logement.
Washington, DC 07 : 30
Washington, District de Columbia. 7 h 30.
O bölgemizdeki üyelerden biridir.
C'est un membre important du Parti dans notre district.
TAKEHDER KÖYÜ - PAPUN BÖLGESİ BURMA
VILLAGE DE TAKEHDER DISTRICT DE PAPUN, BIRMANIE
Evet, ben Dedektif Russo. 22. bölge. Rozet numaram 15421.
Ici l'inspecteur Russo, District 22, carte numéro 15421.
Orası bizim görev sahamızda değil.
C'est même pas dans notre district.
Sizin sahanızda olmadığını biliyorum....... ama siz özel olarak istendiniz.
- Écoutez... Je sais que c'est à l'extérieur de votre district, mais curieusement quelqu'un vous a spécifiquement demandés.
1 0. bölgedeki 1 000'in üzerindeki bankadan para geliyor buraya.
- Nous recevons des devises de plus de 1 000 banques du dixième district.
Doğuda başarılı olacağını biliyorum.
Je sais que vous réussirez dans le district est.
Bölgede 23 : 00.
Au district, à 23 h 00.
Doğu Bölgesi'nden geldi, uyuşturucu parasının kaymağını yiyen kötü bir birimin parçasıydı.
Il vient du district de l'Est, il faisait partie d'une unité antidrogue qui écumait l'argent de la drogue.
Oraya ulaştığında, bölge şefinin olay mahallini izlediğini görüyor ona çekilmesini söyleyip kuralları hatırlatıyor.
Il arrive sur les lieux, trouve le chef du district en train de fouiner, et lui demande de se tenir à l'écart. Invoque le "G.O."
Bölge şefi?
Le chef du district?
Doğu bölgesiyle alakalı bir şey.
Quelque chose au sujet du district de l'Est.
Şef, cesetleri bölgeden alıp Cinayete vermeliyiz.
Chef, faut transférer des hommes du District pour former une équipe de surveillance.
Orta Atlantik'deki bütün emniyet teşkilatlarıyla iletişim halindeyiz ayrıca yakınımızdaki on eyalette günlük morg kayıtlarını inceliyoruz.
On a envoyé sa description à la moitié des agences du pays. On vérifie les morgues tous les jours dans dix États et le district,