Dna traduction Français
9,220 traduction parallèle
Bir kutu çöp DNA'yı açıp içinden şifre çözücü bulmuş.
Comme si elle avait fouillé dans une boîte d'ADN à jeter et en avait sorti un décodeur.
- Benim DNA'm
- Mon ADN.
Hafızam beni yanıltmıyorsa insan DNA'sında ikili sarmal olur.
L'ADN humain est à double hélice, si ma mémoire est bonne.
Nasıl olmuşsa DNA'm uzaylı DNA'sıyla birleşmiş.
D'une certaine manière... mon ADN s'est joint à de l'ADN alien.
Gebelik sırasında anne ve çocuk hücreleri ve DNA'yı paylaşır.
Pendant la grossesse, la mère et l'enfant partagent des cellules et de l'ADN.
Kalan uzaylı hücreleri asıl DNA'mı değiştirdi.
Le reste des cellules extraterrestres ont changé l'essentiel de mon ADN.
DNA'larında bu var.
C'est dans leur ADN.
DNA dizisi nerede?
Où est le séquençage de l'ADN?
- Seni iki ataç ve bir şişe iyotla DNA testi yaparken görmüştüm, öyle değil mi?
- Je t'ai vu faire un test ADN avec deux trombones et une bouteille d'iode.
- Evet. Onun DNA'sı lazım.
J'ai besoin de son ADN.
DNA'larına şifrelenmiş bir mesaj buldum.
J'ai découvert un message codé dans leur ADN.
DNA örneğine ihtiyacım var.
Il me faut un échantillon de ton ADN.
Onların DNA'sı sana bulaşmış.
Tu es infectée par leur ADN.
Ahdu'nun DNA'sını aldık.
Nous avons l'ADN d'Ahdu.
Şimdi buradan gidelim ve DNA'yı laboratuvara götürelim.
Partons d'ici maintenant et ramenons ça au labo. Ce que je vais faire... c'est expliquer ça a Shepherd. Non.
DNA'ları tıbbi bir çözüm içeriyor olabilir.
Leur ADN pourrait contenir une formule magique pour la médecine.
- Ekzon dizeleme ve DNA sekanslama ve kemik iliği özü testi yapıyor.
Il exécute un CMP, un séquençage de génome - et un extrait de moelle.
Mei Frong'un DNA'sı bir şekilde üçlü sarmala dönüşmüş.
Croyez-le ou non, l'ADN de Mei Fong a d'une certaine manière... été converti en une triple hélice.
Virüslü DNA'yı veri tabanında girmeliyim.
J'ai besoin de comparer l'ADN viral avec la base de données.
İnsan genleri "Çöp DNA" denen şeyle doludur.
Le génome humain comporte plein d'ADN considéré comme "surplus", ok?
- DNA kanıtlandı ama.
- L'ADN a été vérifié.
DNA eşleşti evet. Bilgisayar kırıldığında saat ayın 12'sinde 13 : 07'de durmuş. Bu bizim için iyi.
Il y a correspondance pour l'ADN, yeah.
Dokunan kişiler için DNA taraması yaptım.
J'ai testé le couvercle pour trouver de l'ADN.
Abby DNA karşılaştırması yapıyor.
Abby est en train comparé l'ADN.
Teröristlerin dairesindeki White'ın DNA ve Nasry'in parmak izi dışında ikisini bağlayan bir şey var mı?
Très bien. A part l'ADN de White et les empreintes de Nasry dans l'appartement des terroristes, est-ce qu'on a quelque chose qui les connecte entre eux?
Cesedi üzerinde yapılan DNA testi için gelmiştim.
Je suis venu pour l'analyse ADN.
Fatah'ın DNA'sını bulabilirler ama bir ceset bulamazlar.
Ils trouveront l'ADN de Fatah, mais ils ne trouveront pas de corps.
Onu yakalayamadılar ama kullandığı şarap kadehinden DNA örneği almayı başardılar.
Il l'ont manqué. mais ils ont réussi à obtenir de l'ADN d'un verre de vin qu'il a utilisé.
- Ve DNA sana ait.
Mais ton ADN y est allé.
DNA'larımız aynı.
On a le même ADN.
Yeni DNA bulguları ortaya çıktı diyelim.
Disons que des preuves ADN ont été produites.
- Tilki kulübesinde bulduğumuz bulduğumuz dokunun DNA'sına bakmak üzereyken ilginç bir şey fark ettim. Şuna bak.
J'allais rechercher l'ADN du mouchoir que j'ai trouvé dans la hutte quand j'ai remarqué quelque chose d'intéressant.
Yarısını DNA'sını incelesin diye Dr. Saroyan'a verdim.
J'ai donné la moitié à Dr Saroyan afin qu'elle puisse tester l'ADN.
- Şu an DNA'sına bakıyorum.
Je fais une recherche ADN maintenant.
DNA'ları döllenmeyle sonuçlanan tüm sperm donörleriyle kimliklerinin kamuya açılabileceklerini söylemek için iletişime geçiyoruz.
On contacte chaque donneur de sperme dont l'ADN a abouti à une conception pour leur faire savoir que leur identité peut être devenue public.
Benim DNA'mdan bir çocuk olması mümkün mü demek istediniz?
Vous suggérez que mon ADN a pu entraîner la naissance d'un enfant.
Katilin de muhtemelen bu kıyafeti giydiğini düşünürsek DNA da olmayacak.
Et vu que le tueur portait probablement une combinaison, il n'y aura pas d'ADN.
Cesedini morga götürelim ve DNA var mı bakalım.
On ne le saura qu'une fois le corps à la morgue.
O.Y.İ. maskenin yüz bölümünün içindeki nefes borusunun içinden DNA almayı başardı.
L'équipe technique a pu en tirer un condensat de l'air expiré à l'intérieur du masque. Il contient une quantité infime d'ADN.
- Bizim sistemimizde değil ama Mars 2018 programı kapsamında adayların hepsinden DNA örneği alınmış.
Pas dans notre système, mais dans le cadre du programme Mars 2018, chaque candidat a dû soumettre un échantillon d'ADN.
Gaz maskesinde DNA'nı bulduk.
Nous avons trouvé votre ADN sur le masque à gaz.
Arkasında ne DNA ne de parmak izi bıraktı ama kendi işi olduğunu gösterdi. Kurbanın ağzındaki çay poşetiyle.
Il n'a laissé ni ADN, ni empreintes, mais il a laissé sa carte de visite, un sachet de thé dans la bouche de sa victime.
DNA'nızı kullanarak uyumlu nakil yapabiliriz ama bu birkaç dakikanızı alır.
on peut créer un greffon compatible en utilisant votre ADN, mais ça prendra quelques minutes.
Bir sebepten ötürü DNA taraması sistemde arandığımı gösterdi.
Pour une raison, le scanner ADN qu'il m'a fait l'a alerté.
Kapsül DNA'nı işleyip beyninin haritasını çıkartıyor.
La cellule séquence ton ADN et scanne ton cerveau.
Hayır dur bir dakika. Altı hayatta DNA taramasına girmez.
Non arrête, Six ne se serait jamais soumis à un scan ADN.
Bütün DNA profillerinin büyük bir gizlilik içerisinde tutulduğunu söylüyor.
C'est dit que les profils ADN sont strictement confidentiels.
Olamaz, bu beden senin DNA yapına göre oluşturuldu.
Peut-être pas, le corps est construit à partir de ton ADN, aussi
Son istasyondaki transfer kapsüllerinden aldığım DNA'mı kullanıp tarama yaptım.
J'ai fait une recherche de données en utilisant mes infos génétiques depuis les nacelles de transfert au dernier arrêt.
Laboratuvarda DNA inceleyebilirim.
Je peux lancer une analyse ADN de retour au labo.
DNA testi, size ait olduğunu teyit etti.
La DNA a confirmé qu'il venait de vous.