Doggy traduction Français
62 traduction parallèle
- Kalanları sarabilir misiniz lütfen? - Elbete.
Pourrais-je avoir un doggy-bag?
Snoop Doggy Dog.
Snoop Doggy Dog.
- Snoop Doggy Dogg mu?
- Snoop Doggy Dogg?
Sana paket yaptırdım.
Okay. Je t'ai ramené un "doggy bag".
Herkes arta kalan yemeğini götürmek istiyor.
- Tout le monde veut un doggy bag.
Snoop Doggy Dogg, Ice Cube, QTipp, Method Man.
Snoop Doggy Dogg, lce Cube, Q. Tipp, Method Man.
Bunu paket yaptırabilir miyim?
Vous auriez un doggy bag?
Oprah Winfrey yukarıda bir ev yaptırıyor, ve Snoop Doggy doo doo ana caddede devasa bir ev yaptı.
Oprah Winfrey fait construire une maison sur Canon St, et Snoop Doggie Dog un manoir sur Main St.
Paket yaptırayım mı?
Un doggy-bag?
Sensiz yaşayamam.. bi daha doggy yapmıycam senle
Mon chéri, je peux pas vivre sans toi. Je te jetterai plus comme un chien. Oh, Luisa...
Snoop Doggy Dogg gibi saçlarını mı düzleştireceksin?
Des boucles pressées fines comme la soie à la Snoop Doggy Dogg?
Snoop Doggy Dogg ve Tupac'ı alkışlayalım lütfen.
Snoop Doggy Dogg et Tupac.
- köpekli kutulardan var mı?
Vous me faites un doggy bag? C'est parti
Öyle normal bir gerisini evde yerim durumu değil.
C'est pas un plan "doggy bag".
Bu adam Baron Von Doggy Style.
Le Baron de Levrette.
Hey, Sniff Doggy Doo-Doo.
- ARMES DE DESTRUCTION MASSIVE - Sniff Doggy crotte de chien.
Doggy. İyi çocuk!
Le beau petit chien!
Burada bir Snoop Doggy Dogg var.
C'est le pote de Snoop, là.
Sufle gibi.
On va vous le mettre dans un doggy bag.
Monkey'e yemek mutfakta. Tamam.
Il y a un doggy-bag pour Monkey, dans la cuisine... ok!
Dönebilir miyiz? "Atıştırma torbamı" orada unuttum.
J'ai oublié mon doggy bag.
Bana artanları getir lütfen.
Tu peux me rapporter un doggy-bag?
O zaman kendime biraz nevale alayım da, Morgan kapısından çıkıp gideyim.
Bon je me fais un petit doggy bag et je sors par la porte Morgan.
Artan yemek paketim.
Mon doggy bag.
50 Cent ve Snoop Doggy Dogg'u severim.
J'aime bien 50 Cent et Snoop Doggy Dogg.
Yemek artıklarını köpeklere vermiyoruz.
Nous ne donnons pas de doggy bags aux chiens.
Bunlara neden artık dendiğini düşündün mü hiç, huh?
Pourquoi ça s'appelle un doggy bag, à votre avis?
- Biraz saçma geldi yemek artığını köpeğe verememek.
- C'est un peu dingue de ne pas pouvoir donner un doggy bag à un chien.
Belki şansımız yaver gider de hiphop kanalında Snoop Doggie Dogg çalar. Michel, yapma.
Peut-être qu'on aura de la chance et qu'une fréquence de hip-hop jouera Snoop Doggy Dogg.
Sana da paket yaptırırz tamam mı?
D'accord. On te ramène un doggy-bag, d'accord?
Ee, bugün ki akşam yemeği için ne yersin, Mr Doggy?
Que veux-tu pour ton dîner, M. Toutou?
Hayır, ben.. bunun gerçekleşmesini istemez Mr. Doggy.
Non, je voudrais pas voir ça, M. Toutou.
Seni hayalarınla birlikte çantaya koyup evden kovan kadından daha mı farklı?
C'est plus celle qui t'a viré de chez toi, qui t'a castré et t'a filé tes attributs dans un doggy bag?
"Doggy bounce", bir numara. "Doggy dance", beş numara.
"Doggy Bounce", à la 1re place, "Doggy Dance", à la 5e place,
- Köpecik de gelebilir mi?
Est-ce que Doggy peut venir? Oui.
- Bunu paketlememi istiyor musun?
Un doggy bag?
Doggy ve ortak Bir imparatorluğun kadar tutmak için.
J'en parle à un ami et on s'attaque à un empire.
- Gel ve doggy'i gör.
- Viens voir le petit chien.
Benim ileri, geri ve doggy, şekilleriyle çok bilgim var.
Je maîtrise les infos par-devant, derrière et en levrette.
- Doggy sevmiyorsun ama sen.
- Mais... Tu détestes la levrettes.
Sadece doggy-style.
Seulement la levrette.
Bu doggy style. Nat'in favorisi. Öyle değil mi Nat?
En levrette, c'est comme ça que Nat préfère.
Köpekçik kayboldu demiştin.
Tu m'as dit que Doggy était perdu.
Köpek kirlendi, temizlemeye çalıştım. Olmayınca da attım.
Doggy était sale, et j'ai essayé de le nettoyer, et comme je n'ai pas pu je l'ai jeté.
- Slumdoggy Milyoner.
"Slum-Doggy-Style Millionaire"
Calvin Broadus kimsenin umurunda değildi ta ki kendine Snoop Doggy Dogg diyene kadar.
Personne n'en avait rien à cirer de Calvin Broadus jusqu'à ce qu'il commence à s'appeler Snoop Doggy Dogg.
Havali köpek kapisina bak!
Porte doggy Nice.
Anca bağlama dirseği takarsa doggy yapabildiğini söylemiş miydim sana?
Je t'ai dit qu'il peut seulement être en levrette s'il porte une genouillère?
Oh, Mr Doggy!
M. Toutou!
Hadi, Mr Doggy.
Allons, M. Toutou.
Eğer öyle diyorsanız Mr Doggy... ben...
Si tu le dis, M. Toutou...