Dokuz traduction Français
8,581 traduction parallèle
Zoe'nin partneri de ilgilenmedi ve dokuz milimetre ile kendini açıkça ifade etti.
Le complice de Zoe n'a pas été intéressé et a mis ça au clair avec 9 mm.
Dokuz binden fazla.
Plus de 9 000... 9 000!
Güven bana. Onunla bir çekyatı dokuz ay paylaştım.
Crois-moi, on a partagé un clic-clac pendant neuf mois.
Dokuz kere silahlı soygun yapmaktan tutukladık ama duruşmadan kaçtı.
On l'a arrêté neuf fois pour vol à main armée, mais il a échappé à la prison.
Dokuz?
Neuf?
Sekiz, dokuz 10... 11, 12, 13, 14.
Huit, neuf... Voilà 10..... 11, 12, 13, 14...
Ölümünden 48 saat önce Los Angeles'tan Jeff Harrison diye biriyle dokuz defa görüşmüş.
Dans les 48h avant sa mort, il a passé neuf coups de fil à un homme de Los Angeles qui s'appelle Jeff Harrison.
İki günde dokuz görüşme.
Donc neuf coups de téléphone en deux jours.
Bir keresinde salonumuzun yerinde bir domuza dokuz yavru doğurtmuştum.
Un jour j'ai aidé une truie a accouché de neuf porcelets sur le sol de notre salon.
Kadın dokuz aylık hamile!
Elle est enceinte de 9 mois!
Dokuz aydır dünyanın en muhtelem su yatağında yüzüyorsun.
Pendant neuf mois tu as flotté sur le meilleur lit d'eau du monde.
Dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki, bir.
Neuf, huit, sept, six, cinq, quatre, trois, deux, un.
Otomatik kendini yok etme başlıyor, on, dokuz...
Autodestruction dans 10, 9...
Son on saniye Dokuz, sekiz...
Impact dans dix secondes, neuf, huit...
Dokuz yaşındayken hayatımı kurtardı.
Il a sauvé ma vie quand je avais 9 ans.
Dokuz yaşındaki bir çocuğun nasıl kendi Terminatör'ü oldu?
Comment un de 9 ans gagne sa propre exterminateur?
- Dokuz çocuk.
- Neuf enfants!
"Öylesine söylemek" yüzünden Leavenworth ve Alcatraz'da dokuz yıl yattım.
"Comme ça", j'ai tiré 9 piges à Leavenworth et à Alcatraz.
On... dokuz...
Dix, neufi
- Doksan dokuz dolar bir saat. - Mmm-hmm.
Elle faisait 99 $ l'heure.
Kawasaki Dokuz.
Kawasaki Nine.
Önlemeye dokuz saniye.
Neuf tics avant interception.
Diyelim ki onundan dokuzu seni geri çevirdi hesabı sen yap, her bir buçuk haftada bir sevişeceksin. Yani, onuncumuza ulaşmak için hızla dokuz kere geri çevrilmeliyiz.
Pour arriver au oui de la 10e, il faut juste se dépêcher d'obtenir les neuf non.
Yemin ediyorum dokuz canlı olduğunu düşünüyor.
Elle se prend pour un chat, elle a 9 viess.
Dokuz on beş.
21 h 15.
Dodgers daha 30 gün önce bitime dokuz maç kala ölüme terkedilmişken artık gün ışığını görebiliyor.
Les Dodgers, laissés pour compte avec neuf matchs de retard il y a un mois, sont maintenant plein d'espoir.
... altı, yedi, sekiz, dokuz...
... 6, 7... 8... 9...
Dokuz!
- C'est ça!
Sekiz buçuk, sekiz kırkbeş, dokuz.
20 h 30. 20 h 45. 21 h.
Anne, telefondaki adam manikürden, sadece dokuz parmağı var diye... % 10 indirim alabilir mi diye soruyor
GRANDE OUVERTURE Maman, ce gars veut 10 % de rabais sur une manucure, car il n'a que neuf doigts.
- Otuz-dokuz köpek balığı.
Trente-neuf requins.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10.
- Bir, iki, üç, sekiz, dokuz.
Un, deux, trois, huit, neuf.
Dokuz yaşında değilim de ondan Ray.
- Parce que je n'ai pas 9 ans, Ray.
Bir? Dokuz kişiye karşı bir ve halledemediniz mi?
À neuf, vous n'avez pas géré une seule bestiole?
Dokuz hata yapan atılır.
Neuf bêtises, et on est éliminé.
10 ayar tüfeğin namlusunun Dokuz çekim.
Neuf coups, calibre 10.
- Dokuz buçuk.
- Neuf heures et demie. Ah!
Becky? Dokuz aydır buradayım, Ben ve onun için bir şeylere bakmamı hiç istemedi, tamam mı?
En 9 mois, pas une fois elle m'a demandé de regarder un truc pour elle.
C, istediğini alırsa dokuz ülkenin istihbaratına sınırsız erişimi olacak.
Si C obtient ce qu'il veut, il aura un accès sans limites aux données des services secrets combinées de neuf pays.
Tekrarlıyorum. Dokuz Göz Komitesi, tüm üye devletlerin birleşik istihbaratına sahip olacak.
Je répète, le comité des Neuf Yeux aura un accès complet aux flux d'informations combinés de tous les États membres.
Dolayısıyla Dokuz Göz tasarısı kabul edilmemiştir.
La mesure des Neuf Yeux est donc rejetée.
Dokuz Göz oylamasını kazanamadığına üzüldüm.
Ma modeste contribution, après avoir échoué sur les Neuf Yeux.
Dokuz Göz resmen onaylandı.
Les Neuf Yeux est désormais officiellement actif.
Sebepsiz yere dokuz yaşındakileri insanları öldürdüm.
J'ai tué des enfants de neuf ans sans aucune raison.
Ve birkaç yıl sonra, dokuz ay boyunca saklanırsın.
Puis, quelques années plus tard, vous demandez 9 mois de congé.
- Erkendi. Yedi miydi dokuz muydu? Ben saat değilim hanımefendi.
Tôt. 19 h - 21 h. Je ne suis pas une horloge ma petite dame.
DOKUZ YAŞLARIN TÖRENİ
Kaleb.
Şu anda dokuz yaşındasın, değil mi?
Tu es une Neuf ans maintenant, n'est-ce pas?
On, dokuz, sekiz! - Senin için ufak bir hediyem var.
J'ai un petit cadeau pour toi.
- Dokuz, on her neyse işte.
Neuf, dix, peu importe.