Dollar traduction Français
2,984 traduction parallèle
Umarım payımı bekar erkekler olarak almam.
Espérons que je serai pas payée en billets de 1 dollar.
Ellerini kullanmadan bir dolar almaktan başka becerisi var mı?
Elle a des compétences, à part attraper un dollar sans les mains?
Gümüş bir doların üstünde Richard Nixon var.
- Nixon sur un dollar en argent.
Şans getiren gümüş paramı.
Mon dollar en argent porte bonheur.
Plakaları sorgulattım, bir sonuç çıkmadı. Yani elimde bir kanıt yok ama bu işte o kadar tecrübe kazandım ki bu ikisinin Federaller'den olduğuna kalıbımı basarım.
j'ai rien trouvé, donc je n'ai pas de preuves, mais j'ai pas mal d'expérience dans ce type d'affaire et je parierais mon dernier dollar que ces deux-là sont des fédéraux.
Kalçama, sırf canı istediği için tokat atan her erkekten bir dolar alsaydım..... bir düşünsene.
Si j'avais eu un dollar pour chaque tape sur les fesses juste car le type en avait envie... En y repensant, c'est le cas. Excusez-moi.
Louisiana Music Factory sizin asla göremeyeceğiniz bütün dolarları cebine atacak, sizi korkak herifler!
Chaque dollar touché par Louisiana Music Factory le sera à vos dépens, bande de baltringues! - Allez!
- Gelmez ki. 1 dolarlık telefon bu.
Je te l'envoie. Mon portable coûte un dollar.
30 santime 3 dolar mı düşüyor?
Ça fait quoi, un dollar pour 10 cm?
Henüz duymamış olman beni şaşırttı. Bu oyunun adı babamın botlarını koklamak. - Çek şunu üzerimden!
{ \ pos ( 192,220 ) } Chaque dollar que l'on gagne servira à poser des portes dans les toilettes.
Liv teyze, cips makinesi verdiğin parayı yuttu.
Tante Liv, le distributeur a englouti le dollar que tu m'as donné.
- Bana para ver de gideyim.
Donne-moi un dollar et j'y vais.
Ben bir süre para babası ile takıldıktan sonra? Hayır, Amber.
Je passe un moment avec Papa Dollar, et on reprend où on en était?
Tazesi bir, çürüğü iki dolar.
Un dollar la fraîche, deux pour une pourrie.
Tam şu an, bir dolar çalacaksın.
Vous devez aller voler un dollar, tout de suite.
Peki. Sana paranı vereceğim.
Allez tiens, le voilà, ton dollar.
Paramı çalmaktan dolayı tutuklusun!
Vous êtes en état d'arrestation pour le vol d'un dollar.
Dev Ogre'nin parasını aldığın zaman...
Quand je pense à ce que tu as fait avec le dollar de l'ogre...
Eğer bir sodaya ihtiyacın varsa bunun için kardeşini satabilirsin.
Vous vendriez votre frère pour un dollar si vous aviez soif.
Bir dolar.
Un dollar.
Bu kadar süpersin sözleri ama birkaç dolar bile ödemiyor musun? Ne demek oluyor bu?
Tout ça et vous ne mettez même pas un dollar.
Bir dolarım nerede?
Où est mon dollar?
Bir milyon takipçiye ilk ulaşan kazanır.
Le premier qui a un million d'adeptes gagne un dollar.
Baban da bu durumda yatırdığının % 40'ını kurtarabilecek. Ama sıfırla ayrılmaktan iyidir, değil mi?
Il obtiendra environ 40 cents par dollar, mais c'est mieux que zéro!
- Beni yoklamak için harcadığınız her kuruş,... yalnızca zararınızadır.
- Chaque dollar utilisé pour me sonder est un dollar perdu.
Bu da 50 taksim, 13, taksim dolar işareti.
Donc ce serait 50... slash, 13, slash symbole du dollar.
- 1 dolar.
- Un dollar.
- 1 dolar mı?
- Un dollar?
1796'da yapılmış kartal armalı gümüş bir dolar.
C'est un dollar en argent frappé en 1796.
Küstahlaşmak istemeyiz ama... Yatırımcılarla konuşan Joseph Cassano AIG Toplantısı, Ağustos 2007. ... bu işlemlerde herhangi bir sebeple tek bir dolar kaybetmemize neden olacak bir senaryoyu mantık sınırları içinde görmemiz zor.
C'est dur pour nous, sans paraître désinvolte, d'envisager un scénario, ne serait-ce que plausible, dans lequel on perdrait un seul dollar dans ces transactions.
Paulson, Bernanke ve Tim Geithner daha düşük bir fiyat pazarlığı yapmak yerine AIG'yi dolar başına 100 sent ödemeye zorladılar.
Paulson, Bernanke et Tim Geithner forcent AIG à payer 100 cents par dollar, plutôt que de négocier un rabais.
Dolar başı 40 sent.
40 centimes le dollar.
Dolar yeşili.
Le vert du dollar.
Harika. Tüm bir dolar.
Un dollar, rien que ça!
Başkalarının sırtından geçinen tiplerin para kazanmasını hiç bir şey durduramaz.
Des sangsues que rien n'arrête pour gagner un dollar.
Mickey Mouse'lu mu, madenî para şeklinde mi?
Mickey Mouse, une pièce d'un Dollar?
Bilirsin her dolar sayılır.
Vous savez, chaque dollar compte.
Güzelim, onu her yapışımda kenara bir dolar atsam zengin olmuştum.
SI j'avais un dollar à chaque fois, je serais riche.
Diğer tarafta 20 yıl ve bir dolar bile yollamadın.
Tu as passé 20 ans de l'autre côté sans nous envoyer un seul dollar!
Şimdi bu sendikalar, sürekli yeterli maaş alamadığından ve güvende olmadıklarından yakınan işçiler yüzünden, işi devam ettirmek ve para kazanmak zorlaştı.
Mais avec les syndicats et toutes ces plaintes, sur le fait de ne pas être assez payés, protégés, et tout... c'est dur de maintenir l'affaire et de gagner un dollar.
St. Matthew'un çocuklarına bir dolar bağışlar mısınız?
Vous voulez donner un dollar pour les enfants?
Bana bir dolar verin, ben de zili çalayım herkes bağış yaptığınızı öğrensin.
Donnez un dollar, je sonne la cloche, et on sait que vous avez fait un don.
Göz, zihnimizdeki üçüncü gözü temsil eder. Tıpkı Horus ve de doların arkasındaki gibi.
Les yeux symbolisent le 3ème œil dans notre esprit, comme le Dieu Horus et aussi... comme... l'arrière d'un billet d'un Dollar.
Evet, büyük bir ekran koyup bir dolar karşılığında film izletiyorlar.
Ils installent un grand écran. Un dollar la séance.
- tamam lan 1 dolar ver a.q. - hayır lan ver 10 sent ver hadi
- Donne-moi un dollar. - Non. Donne moi dix cennes.
Çıkartmaları bir dolara malzeme yerinden alabilirsiniz.
On les vend pour un dollar.
İşin gerçeği, kadınlar hala erkeklerin 1 dolar kazandığı aynı işi 70 kuruşa yapıyor.
Une femme gagne 70 centimes quand un homme gagne 1 dollar pour le même travail.
Belçikan.
Comme le dollar.
Eğer ölürsem.
Mon dollar porte bonheur en argent, si je meurs.
1,65 dolar.
1,65 dollar.
1 dolar, 5 dolar ve 10 dolar.
Un dollar, cinq et dix.