Doluyuz traduction Français
260 traduction parallèle
- Tamamen doluyuz bayım.
- C'est complet. Désolé.
İkimiz de hayaletlerle doluyuz. Biraz romantik oldu ama durumumuzu özetliyor. Geçmişimizin esiriyiz.
Ne sommes-nous pas tous deux prisonniers de notre passé?
Gurur ve Japon ruhu ile doluyuz.
Nous sommes pleins de fierté et de l'esprit du Japon
Kapılar açıldığından beri doluyuz.
C'est la cohue depuis l'ouverture.
Üzgünüm. Doluyuz.
Désolé, c'est complet.
Kusura bakmayın. Doluyuz.
Désolé, on est complets.
Çünkü çok doluyuz. Hickam Üssü'nden büyük bir grup geldi az önce.
Ces soldats sont arrivés en premier.
- Bayan Ozaki, bugün ağzına kadar doluyuz!
Mlle Osaki, servez-les bien.
Tamamiyle doluyuz bayım, Noel gecesindeyiz.
Toutes les places sont prises. C'est Noël...
Doluyuz, müşteri alamıyoruz.
Tout est complet.
Ne yazık ki bu imkansız. Tamamen doluyuz.
Je suis navrée mais l'avion est complet.
Bir dava raporuyla ilgiliyse, üzgünüm, zaten doluyuz.
Si c'est pour une affaire, je regrette.
Kusura bakmayın bayan. Ne yazık ki doluyuz.
Désolée, madame, mais c'est complet.
Günlerdir doluyuz.
Nous sommes complets.
Özür dilerim, doluyuz, bu hafta at yarışları var.
Désolé, nous sommes complet la semaine du Derby.
- Hayır, üzgünüm. Şu anda tamamen doluyuz.
Désolé, tout est occupé.
Şey, maalesef sizi ağırlamamız mümkün olmayacak. Şu toplantı yüzünden çok doluyuz.
Je regrette... tout est complet à cause du congrès.
- Hayır, tamamen doluyuz.
- Non. L'avion est plein.
Üzgünüm, tamamen doluyuz.
Je crains que nous ne soyons pleins.
Tamamen doluyuz.
Nous sommes complets.
Hepimiz günah doluyuz.
Tous pécheurs.
Doluyuz. Bruno, bu gece dünyayla barışığız.
Bruno, nous sommes en paix avec le monde.
- Doluyuz.
- Ah non, ca c'est pas vrai.
'Ful'mu? Evet efendim,'tıklım tıklım'doluyuz.
Oui, tous les hôtels sont pleins à craquer.
Üzgünüm, bugün için bu konuda birşey yapamam. Tamamen doluyuz.
Désolé, impossible de la changer, tout est plein.
Evet, bu ara acayip doluyuz.
Nous sommes vraiment débordés.
- Sürprizlerle doluyuz, değil mi Fenny?
- On a plein de surprises, hein, Fenny?
Bugün çok doluyuz. Haftaya gel.
Revenez la semaine prochaine.
Doluyuz! Davıd, sonsuza kadar burada kalamazsın.
David, vous ne pouvez pas rester ici.
- Doluyuz.
- On est complet.
- Sadece rezervasyonla. Bir hafta için doluyuz.
- Sur réservation uniquement.
Doluyuz beklemek ister misiniz?
C'est complet. Vous voulez attendre?
Bu gece olmaz, çok doluyuz
Je ne peux pas ce soir. On est complets.
- Üzgünüm çocuklar, doluyuz.
Désolé, complet.
- Ne? Duydun, doluyuz.
T'as entendu... complet.
Çok özür dilerim efendim ama doluyuz.
Désolé, nous sommes complet.
- Üzgünüm efendim, doluyuz.
- Désolée, nous sommes complets.
Üzgünüm. Doluyuz.
Désolée, nous sommes complets.
Biliyorum ama ikimizde sevgi doluyuz.
Mais on a tant d'amour à donner.
Ah, korkarım bu akşam doluyuz, bayım.
Désolée, l'avion est plein.
Tamamen doluyuz.
Nous sommes complet
Hayır tatlım, yapamayız. Mart ayı boyunca her gün doluyuz.
Non, on ne peut pas, on est pris tous les week-ends jusqu'en mars.
- Memnun olmana sevindim. Doluyuz. - Elinizde bir şeyler olmalı.
Et que le lycée a été la pire période de ma vie.
Pekala. Genciz, zenginiz ve şekerle doluyuz.
On est jeunes, riches et pleins de sucre.
Doluyuz.
Tu vois bien, non?
- Doluyuz.
On est complet.
- Bu gece tamamen doluyuz.
- On est complets.
Doluyuz.
- Occupé.
Doluyuz!
C'est occupé.
Biraz doluyuz ama.
Si les circonstances étaient différentes...
ne çok sürprizlerle doluyuz değil mi?
Tu m'en diras tant!