Doner traduction Français
4,276 traduction parallèle
Ona Valliant'ın kazanmasına yardım edecek bir şey verecektim.
j'allais lui doner un truc qui aiderai Valliant à gagner!
Edmund'un karakterinin geçmişine döner ve ilk başta neden Noel baba olduğuna odaklanırdı.
Si c'était un roman, tout dépendrait d'Edmund et des raisons de son changement.
- İyiliğin için, umarım Gabby yakında döner. - Aman ne komik!
Pour ta santé, j'espère vraiment que Gabby sera vite de retour.
O hamile kalsa, tamamen çılgına döner miydin?
Et si elle tombait enceinte, est-ce que tu, genre, flipperais totalement?
İnsanların yarısı bir şey unuttuğunu düşünüp geri döner.
La plupart du temps les gens pensent qu'ils ont oublié quelque chose et reviennent
Döner dönmez.
Dès qu'on rentre.
Tüm bu işlemlerin ortasında kafan takoya döner.
Un raccourci pour ça, ta tête se transforme en taco.
Çoğu makara orada döner.
C'est là où la plupart des amusements se font.
Yapması gereken şeyi yaptıktan sonra senin yanına döner.
Il reviendra vous voir après avoir fait ce qu'il avait à faire.
Neden sen? Camille geri döndüyse Audrey de belki geri döner.
Pourquoi toi? peut-être que viendra le tour d'Audrey.
Döner mi sence?
Tu crois qu'il va venir?
ve bir çocuğun doğumgününe gider ve arkasını döner, burada kameraya doğru dönmem gerekiyordu ve gerçekten tehditkar ve korkunç görünmeliydim.
Et se rend à la fête d'anniversaire d'un enfant puis il se retourne, j'étais supposé me retourner vers la caméra et être vraiment menaçant et terrifiant
Kızın kendisi yüzünden kaçırıldığını öğrenirse gözü döner tuzağımıza düşer.
Une fois qu'il découvrira qu'elle a été kidnappée à cause de lui, il deviendra fou de rage et viendra la sauver?
Öğrenciler kaçmasın diye polisler onları gözetliyor. Kaçar da memleketlerine döner diye ailelerini bile gözetliyorlar.
Des officiers les surveillent pour éviter qu'ils ne prennent la fuite. la police va même jusqu'à surveiller leurs parents.
Fakat her gece, şüpheler içinde uğuldayarak geri döner.
Chaque nuit, les doutes reviennent hurler en lui.
Karın sana Nasıra'ya gideceğini söylüyor ve sen arkanı döner dönmez, o da Tel Aviv'e geri dönüyor.
Ta femme dit qu'elle va à Nazareth, et dès que t'as le dos tourné, elle revient à Tel-Aviv.
Hiç döner yedin mi?
Vous avez déjà essayé le shawarma?
Sonra döner yeriz.
Et on prendra un shawarma après.
Sen olsan böyle sikik işi yapacağına döner arkanı gidersin, değil mi?
Ils auraient pu filer, non?
Yanlış yönlendirilmiş delikanlı yaşadığı aile trajedisinden sonra suça sırtını döner.
Un ado tourmenté qui renonce au crime après une tragédie familiale.
Akasya'yı Edinburgh'a götürdüğümü düşününce başım döner
Je veux rentrer tête haute et que Miss Acacia m'accompagne
Sular ekvatorun yukarısında saat yönünde döner, bu da kuzeydeyiz demektir.
L'eau tourne dans le sens inverse des aiguilles d'une montre au-dessus de l'équateur, donc nous sommes au Nord.
Birleşik Krallık'ın İlk Döner Kavşağı 1909 civarında İnşa Edildi
PREMIER ROND-POINT DU ROYAUME-UNI
- Burada bekle, belki geri döner. - Tamam.
Restez là au cas où il reviendrait.
Bütün bu konuşmanın ardından insanlar kendi saçma işlerine geri döner.
Quand toutes les causeries seront terminées, tout le monde va retourner s'occuper de ses niaiseries.
- Arkanı döner misin lütfen? - Neden.
- Vous voulez vous retourner?
Ve acaba eve dön desem döner misin diye merak ediyorum.
Je me disais que tu pouvais rentrer chez toi.
Bu da demek oluyor ki unvan bir önceki şampiyona geri döner, Louis Cyr'a.
Son titre revient au champion précédent... Louis Cyr.
O da evine geri döner ve boşanır.. Bundan senin ne çıkarın olur?
Et alors il va chez lui et obtient le divorce, Mais qu'est-ce que ça vous laisse?
Batıl inanca göre başkasının öfkesini bebekten çıkarana o öfke döner dolaşır geri döner.
Il y a une superstition qui dit que celui qui se sert d'une poupée pour exprimer sa colère finira par attirer aussi la colère sur sa propre personne.
326 Dusty bebeği, 143 anten topu 203 döner fincan sattık...
On a vendu 326 poupées de Dusty, 143 balles pour antenne, 203 tasses à café...
Baba yakında döner.
Papa reviendra bientôt.
- Bunun için daima geri döner. - Evet.
Il revient toujours vers moi à cause de ça.
Onu bıçaklarsam şeytan olarak geri döner.
Si je le poignarde, il revient comme Satan.
Dualar ile defetme şansınız olmuyor. Ve bu tarz bir hikaye... size yapışıp etrafınızda döner ve döner... ve yaşantınızın sonuna kadar...
Une telle histoire vous colle à la peau et hante vos rêves pour le reste de votre vie.
Ve ayrıca 100.000 dolarla gidersek Ike evine döner.
Dès qu'on y va avec 100 000 $, Ike rentre à la maison
Arkamı döner dönmez bıçaklamazsın sanki.
Comme si tu n'allais pas me poignarder dès que possible.
Benim ateşlediklerim döner.
Ils le feront avec moi.
Dokuz Diyar, Yggdrasill'in içinde dolaşır, sizin Dünya'nız nasıl güneşin yörüngesinde dönüyorsa o da Dünya'nın yörüngesinde döner.
Les Neuf Royaumes se déplacent sur Yggdrasil, ils gravitent autour de Midgard comme ta planète autour du Soleil.
Evren beş bin yıllık periyotla döner ve tamamlandığında tüm dünyalar hizaya gelir.
L'univers effectue une rotation de 5 000 ans, et une fois par cycle, tous les mondes s'alignent.
Bugün döner tekmeyi öğreneceğiz!
Aujourd'hui on apprend les coups de pied tournant.
Artık itfaiye olduğumuza göre ortaya bir yanar döner yapmamız gerek.
Maintenant que nous sommes une caserne, nous devrions faire du chili de pompier.
Son iznimde Almanya'dan döner dönmez Chicago'daki kulübünde çalmıştım.
J'ai joué dans son club, à Chicago, à mon retour d'Allemagne.
Evet. Tamam, yarın sabah gideriz. Sonra da buraya döner, hindiyi doldururuz.
On y va demain matin, et on revient farcir la dinde.
Kocam geri döner mi diye.
Une chance qu'il revienne.
- Boyd Carrington... kendini beğenmiş sıkıcı biri, belleği öyle kötü ki ona anlattığın şeyleri döner yine sana anlatır!
- Mais Boyd Carrington... Est un raseur pompeux, avec si peu de mémoire qu'il vous redit ce que vous lui avez raconté!
Leydi Stubbs'ın kafası hep kendi etrrafında döner.
Madame Stubbs ne pense qu'à elle-même.
Ve trende tanıştığı pansiyonerle birlikte geri döner.
Et elle revient avec une jeune randonneuse vue dans le train.
Geceyi gençlik pansiyonunda geçirir, kahvaltı için Nasse'ye döner. Kahvaltı sonrası sabahın geri kalan kısmını baş ağrısı nedemiyle odasında geçirir.
Elle passe la nuit à l'auberge de jeunesse, revient à Nasse pour le petit-déjeuner, puis passe la matinée dans sa chambre avec sa migraine.
Döner ve içeride onunla konuşur gibi yapar.
Il fait même semblant de lui parler à l'intérieur.
Ve Michael yaşayabileceğini düşündüğü tek uygun yere geri döner.
Et Michael retourne au seul endroit viable auquel il peut penser vivre...