Dooley traduction Français
182 traduction parallèle
Hiç Bugs Dooley adını duydun mu?
T'as entendu parler de Bugs Dooley?
Bugs Dooley mi? Hayır.
Non.
Dooley!
Duschnok!
- Hey, Şef! - Evet, Dooley?
Hé chef!
Teşekkürler, Dooley.
Merci.
- Neyin var, Dooley? - Sanırım...
Qu'est-ce que vous avez Dooley?
- Sadece yarayı sar, Dooley.
Non, soignez-moi!
Elimizdeki her şeyi yağa bulayıp yüzeye göndereceğiz. - Bize yardım et, Dooley.
On envoie des choses vers la surface.
Tom Dooley.
Tom Dooley.
Hey, Dooley.
Hé, Dooley.
Tom Dooley!
Tom Dooley!
Gel buraya oğlum. Buraya Dooley.
Viens, Dooley.
Ben, Dedektif Lewis Dooley ve Joe Carpo... bir baskında 5 kilo malı kenara ayırdık.
L'inspecteur Lewis Dooley, Joe Carpo et moi-même avons retenu 5 kilos de cette saisie.
Sağındaki Memur Dooley.
Agent Fackler, vous aurez l'agent Dooley.
Özür dilerim Bay Dooley.
Je suis désolé.
Sayın Hakim, Memur Dooley'e ceza verildiği ve emniyet teşkilatından atıldığından cihetle eyalet tahliyesine karar verilmesini önermektedir.
Je n'ai rien fait, Monsieur le juge. Monsieur le juge, puisque M. Dooley... a été condamné à une amende et renvoyé de la police... l'Etat pense qu'il est à présent approprié de lever la séance.
- Hey, Dooley? - Evet?
- Hé, Dooley?
Bekçi Norman Kane ve Frank Dooley burada...
Norman Kane et Frank Dooley, on vient se présenter...
Ukalalık taslama Dooley. Şimdi gidip nöbeti devralın.
Faites pas le finaud, Dooley.
- Dooley. - Evet?
- Dooley!
Kıpırdama, yoksa balıklara yem olursun. - Frank Dooley.
- Bouge plus ou je te fous à l'eau.
- Ne var ne yok Cappy?
- Oh, Frank Dooley.
Git başka yerde uğraş Dooley.
Mais on y travaille. Eh bien, allez y travailler ailleurs, Dooley.
Dooley ve Kane hakkında ne düşünüyorsun?
Tout ce que tu voudras. Que penses-tu de Kane et de Dooley?
Umarım o ateş için iznin vardır, Dooley.
J'espère que vous avez un permis pour cette arme, Dooley.
Dooley, sen bu ve bütün üniformaların yüz karasısın, biliyor musun?
Dooley, vous êtes la honte de tous les uniformes.
Dooley, ara ver istersen.
Dooley, laisse tomber.
Dooley, 15 dakika içerisinde kaçabileceği konusunda bizimle iddiaya girmişti.
Dooley prétend qu'il peut se libérer en 15 minutes.
Üzerine bas, Dooley.
Presse-toi un peu, Dooley.
Dool haklı.
Dooley a raison. Costaud!
Her şeyi doğru algılayamamış ama.
Non, Dooley exagère.
Dooley, öyle mi?
Dooley?
Dooley, ne dolaplar çeviriyorsun?
Dooley, tu te fous de ma gueule?
Hayır, sağ ol, Dooley.
Rien, merci.
Örgülerini sıkılaştır, genç bayan.
Ferme ta braguette, Dooley. Nelson, tu es craquant.
- Belediye başkanı Dooley. - Kart at.
- Mr Dooley, le Maire..
Eddie Flowers ya da Ferris Dooley'e ulaşmaya çalışıyorum.
Je cherche Eddie Flowers ou Ferris Dooley.
Ve Ferris Dooley.
Et Ferris Dooley.
Mickey Molloy, Peter Dooley'nin evine gitmemiz için kandırdı bizi.
Hé, le cochon. Mikey nous persuada d'aller chez Peter Dooley.
Kalk, Dooley!
Debout!
- Diğerleri umrumda değil.
Tu as acheté à manger pour Dooley.
Gel buraya, Dooley.
Viens, Dooley. Viens, le chien.
Ben yapmadım Sayın Hakim.
M. Dooley?
- Frank Dooley.
- La force avant l'arrivée de la police.
... ta ki polis gelene kadar.
- Frank Dooley.
- Sizi Dooley'in yanına veriyorum.
Je vais vous mettre avec Dooley.
Norman Kane, Frank Dooley, gece vardiyası.
Norman Kane, Frank Dooley, garde de nuit.
- Ne istiyorsun Dooley?
- Qu'est-ce que tu veux, Dooley?
Dooley, Kane, siz ne halt ediyorsunuz?
Dooley! Kane!
Dooley!
Tu l'aurais vu!
Eddie Flowers ile Ferris Dooley'i hatırlıyor musun?
Tu te souviens de Eddie Flowers et Ferris Dooley?