Dosdoğru traduction Français
624 traduction parallèle
Şuna, Mata Hari dün gece buradan ayrıldıktan sonra dosdoğru genç Rosanoff'un odasına gitti. Ve önceki gece de birlikteydiler.
Simplement que Mata Hari est allée tout droit chez Rosanoff quand elle partie d'ici hier soir.
Dosdoğru, Megan.
Tout droit.
- Dosdoğru git.
- Tout droit.
Eğer grand dükü size dosdoğru bir şekilde tarif etmiş olsaydım buraya gelmeyebilirdiniz.
Si je vous avais dit la vérité... seriez-vous venue?
Dosdoğru Jamaika'ya yelken açıyoruz.
Faisons route vers la Jamaïque.
Dosdoğru bize geliyor.
Nous y avons droit.
Sadece dosdoğru yürüyeceğim.
Je connais personne à Alger... Je vais droit devant moi!
- Bildiğinizi dosdoğru söyleyeceğinize...
- Jurez-vous de dire...
Bildiğinizi dosdoğru söyleyeceğinize namusunuz ve vicdanınız üzerine yemin eder misiniz?
Jurez-vous de dire la vérité et rien que la vérité?
Bildiğinizi dosdoğru söyleyeceğinize namusunuz ve vicdanınız üzerine yemin eder misiniz?
Jurez-vous de dire la vérité, rien que la vérité? La Bible...
Oğlunu dosdoğru üniversiteye gönder.
Gardez la monnaie!
Dosdoğru belaya gidiyoruz.
On fonce droit sur les problèmes.
Dosdoğru yatağıma mı?
Dans mon lit?
Viskinin içine daldı ve dosdoğru yatağımın kenarına kadar yüzdü.
Elle plonge dans ce whisky et nage vers moi.
Oradan dosdoğru yürüyün, dümdüz devam edin, Bayan Betsy.
Dirigez-vous vers cet arbre et marchez.
- Charing Sokağı, sonra dosdoğru git.
- Par Charing Street.
Henüz tahmin edememişler için söylüyorum dosdoğru Japonya'ya gidiyoruz.
Pour ceux qui ne l'auraient pas encore deviné, nous partons pour le Japon.
Ona bakın. Dosdoğru süt aracına gidiyor.
Mais regardez comme elle se précipite!
Sizi geciktirdiğim için özür dilerim. Sapmadan dosdoğru gidin.
Désolé de vous avoir retenu, docteur.
Dosdoğru eve git, tamam mı Helen?
Rentrez directement, Helen.
Ve dosdoğru Bayan Warren'in yanına gitsen iyi edersin.
Et monte tout de suite voir Mme Warren.
Ferry Building'den dosdoğru okyanusa.
Du Ferry Building à l'océan Pacifique!
Sabah 4.00'te şehre döndüm ve dosdoğru evinin yolunu tuttum.
Il est 4 h du matin quand j'arrive chez elle.
Dosdoğru merkeze götürelim.
Au trou!
Derhal bu ofisi terkedin. Bak, ya sen Alfred'i analiz etmeyi bırakırsın... ya da ben dosdoğru Bay Macy'e gider... ne kadar adi bir düzenbaz olduğunu anlatırım.
Soit vous cessez l'analyse, soit je vais voir M. Macy... et je dénonce votre imposture.
Mark, beni istasyonda bıraktıktan hemen sonra dosdoğru New York'a geri dönmek istedim.
À la gare, j'ai décidé de rentrer à New York.
Pekâlâ. Dosdoğru odanıza gidiyorsunuz ve bütün öğlen sonrayı da orada geçireceksiniz. Duydunuz mu?
Montez dans votre chambre Vous y resterez toute l'après-midi.
Tepsinizi alıp dosdoğru yukarı çıkın.
Je viendrai reprendre le plateau plus tard.
Bu bir "erkek tüneli." Buradan dosdoğru lağım kanallarına ulaşabilirsin.
C'est un "trou d'homme". Ça va directement aux égouts.
- Dosdoğru gidin..
Tout droit.
Dosdoğru eve gitmen lazım.
Il vous faut rentrer.
Ve dosdoğru gidiyoruz
" Rien ne peut nous arrêter
Şüpheli Arango Bulvarı üstünde dosdoğru ilerliyor.
Elle va droit sur Arengo Bld.
Bakeman üstünde dosdoğru yolculuk ediyor, hızı saatte 20 mil.
Droit sur Bakeman!
Kesin benim gibi bir ahmağı şu merdivenlerden dosdoğru aşağı atarlardı.
On me jetterait du haut en bas de ces marches. C'est certain!
Dosdoğru eve gidiyorum.
Je rentre à la maison.
- Hapishane değil efendim. Onu dosdoğru akıl hastanesine yolladılar. Daha iki hafta önce çıkmış zaten hastaneden.
Pas une prison, un asile de fous il n'en était sorti que depuis quinze jours.
Eğer Angela'yı alırsak onları dosdoğru kızın ayağına götürmüş oluruz. Bu riski göze almak zorundayız.
Ça peut les aider - je les laisserai pas l'avoir.
Aracı ele geçirir geçirmez bay Wood ve bay Pendlebury dosdoğru depoya gelecek.
Ensuite, MM. Wood et Pendlebury iront droit à l'entrepôt.
Charing Cross'ta, her zamanki gibi metro değiştirmek yerine... dosdoğru Rio de Janerio'ya geldim.
Au lieu de rentrer, je suis venu à Rio de Janeiro,
Dosdoğru vagon 10, oda B'ye geç ve kapıyı içeriden kilitle.
Voiture 10, compartiment B. Entrez et enfermez-vous.
Bu trenin yolu dosdoğru mezarlıkta bitiyor.
Ce train nous emmène droit au cimetière.
Ya her yöne ayrılan kavşaklardan birine sapabilir eğer yolu biliyorsanız da hiç sapmadan dosdoğru gidebilirsiniz.
On peut choisir de tourner, ou de continuer tout droit, vous seul décidez -
Arabayı fabrikadan dosdoğru buraya getirdim.
Tu n'es pas un peu dingue?
Peki diğerlerimiz, tüm geri kalanlar. Biz ebedi azap için dosdoğru cehennemi boylayacağız öyle mi?
Et nous autres, nous allons droit en enfer pour l'éternité, c'est ça?
Bu durumda dosdoğru balıkların yanına gitmiş olmalı.
elle a fini tout droit avec les poissons
Dosdoğru güneyde değil mi?
- Elles sont plein sud, hein?
- Dosdoğru ileride.
Tout droit.
Hayır, Cora, dosdoğru gideceksin.
Pas ça... On va tout droit.
Şimdi, dosdoğru yatağa.
Au lit, maintenant.
Bir daha Cooper'in adini anan, dosdogru ceza sahasina gidebilir.
Le prochain homme qui mentionnera Cooper devant moi s'exposera a une sanction.