Downing traduction Français
211 traduction parallèle
Bu sabah saat 11.15 de Başbakanımız halka yaptığı bir açıklamayla İngiltere'nin Almanya'yla savaş hâlinde olduğunu bildirmiştir.
À 11 h 15, le Premier ministre a annoncé du 10 Downing Street la guerre avec l'Allemagne.
Dunham Sokağı'na gitmem gerekiyordu.
- J'étais à Downing Street.
Kahire'yi aldıktan sonra Downing Sokağı, 10 numaraya doğru halini postalayacağım.
Après Le Caire, j'enverrai une carte 10 Downing Street avec la bonne solution.
Evet efendim. Albert Hall'daki toplantıdan sonra onları başbakana atmak için Downing Caddesi'ne gideceğiz.
Après le meeting, nous irons jeter des choses au Premier ministre!
Başbakanlık binasından henüz bilgi gelmedi.
Toujours aucune nouvelle de Downing Street.
Baylar, duyacağınız bu kaset Downing Sokağı 10 numaraya geldi.
Messieurs, la bande que vous allez entendre... a été reçue ce matin au 10 Downing Street.
Downing adlı kadınla tekrar temasa geçsem iyi olacak. Hayır.
Je ferais mieux de contacter la fille de Downing.
Bugün, Delphine Downing'e yazacağım.
J'écris à Delphine Downing dès aujourd'hui.
Ben, Bayan Delphine Downing'in bir komşusuyum... 3435 Byron Center Road.
Je suis une voisine de Mme Delphine Downing. 34-35 Byron Center Road.
Kabine ekonomik kriz yüzünden Downing Sokağı'nda saat ondan beri oturum yapıyor.
... Ia crise économique. Le cabinet a siégé en continu.
Binbaşı Downing!
Commandant! Le diable les emporte!
Downing Sokağından biraz önce yapılan açıklama ile...
La déclaration qui vient d'être prononcée par Downing Street condamne :
Başbakanlık konutundan daha önce yapılan bir açıklama ile hükümetin... barışçıl bir çözüme ulaşılacağı konusunda iyimser olduğu söylendi.
Une déclaration récente de Downing Street a affirmé que le gouvernement s'attend à une solution diplomatique de la crise.
Hükümet toplantı yapacakmış.
On convoque une réunion à Downing Street.
Sizlere 10 Downing caddesindeki kabine salonundan sesleniyorum.
Je m'adresse à vous de la salle du Conseil 10, Downing Street.
Bu da polis memuru Downing.
Et voici l'agent Downing.
Downing, sen burada kal.
Downing, restez ici.
Üstesinden gelmeden önce neredeyse polis memuru Downing'in baş parmağını koparıyordu.
Il a failli arracher le pouce de l'agent Downing avant que nous ne le maîtrisions.
10 Numara, Downing Caddesi.
Numéro 10 Downing Street.
Ben Prestatin Powell, Downing Caddesi'nden...
Prestatyn Powell, 10 Downing Street...
Downing Caddesinde kim var?
Qu'est-ce qui se passe? ! On a quelqu'un à Downing Street?
Başbakan ile Alec Nevin'in aşikâr bağlantıs, ortaya çıkarsa, tüm gözler İngiliz Hükümeti'ne döner.
Si la vérité émerge, vu les liens de Nevin avec le 1e ministre, - le 10 Downing Street aura des ennuis.
Sizlere Downing Sokağı 10 numarada bulunan resmi konuttan sesleniyorum.
"je vous parle..... du cabinet du 10 Downing Street."
94D696, Downing, 98M922, Masters,
94D696, Downing : 98M922, Masters :
Downing, McNally Dima'da avukatım.
Je suis avocat chez Downing, McNally Dima.
Downing Sokağından gelen bir talimat ulaştı elime ve Başbakan Londraderry isyanı yüzünden küplere binmiş.
J'ai eu des instructions directement de Downing Street, et le premier ministre en a assez de la révolte de Londonberry.
Rahip John Downing ve Rahip Jack Hurlbert, papaz evinin üst katında kilitli kalmışlardı.
Les deux prêtres, le père John Downing et le père Jack Hurlbert, se sont retrouvés bloqués à l'étage du presbytère.
Askeri Birim, Dış İşleri Bakanlığı, Basın ve pek çok üstlerimiz grubun varlığından bihaber.
Les Affaires étrangères et la quasi-totalité de Downing Street ignorent l'existence du groupe.
- Başımızdakiler mi?
Downing Street?
- Baştakilerden destur almalıyız.
Pas de quartier. Il faut l'autorisation de Downing Street.
Sebep biz de baştakiler de değilse, O zaman...
Si ce n'est pas nous ni Downing Street, c'est...
Bu olay da oradakini andırıyor.
Ou pire, foutre le feu à Downing Street.
Downing Sokağı 10 numarada, başbakan sabah toplantısının ortasındaydı 93 00 : 06 : 55,600 - - 00 : 07 : 00,500 - Fikir anketinin sonuçları geldi mi? - Evet, işte buradalar başbakan.
Au 10 Downing Street, le Premier Ministre tient son briefing du matin.
Hükümet neler olduğunu bilmek istiyor mu?
Downing Street veut savoir ou pas?
Bu kadın nasıl oluyor da Danny'nin kimliğini biliyor?
Comment se fait-il que notre Gremlin de Downing Street soit au courant?
Hükümetin onayı var mı?
J'ai l'accord de Downing Street?
'Paul Dunbarton, Hükümet Binası acil durum yöneticisi.
Paul Dunbarton, R.U. de Downing Street.
- Hükümet Binası boşaltıldı?
Downing Street a été évacué?
'Hükümetle, Turnstile ya da Londra'daki herhangi bir acil durum birimiyle bağlantı kuramıyoruz.
Impossible de joindre Downing Street ni Turnstile ni les services d'urgence de Londres.
- Başbakanlık konutundan arıyorlar.
Downing Street au téléphone.
'Hükümet bu bankada olanları bilmek ister mi istemez mi?
Downing Street veut-il ou non être au courant? Adaptation Jean Esch Sous-titrage NICE FELLOW
Direk hükümete iletmeyi düşünüyorum.
Je la ferai parvenir directement à Downing Street.
Downing sokağı, 10 numaradaki kabin odasından sesleniyorum.
Je m adresse a vous depu / s le Cab / net Room du 10 Down / ng Street.
Başbakanlık dini bir tartışmanın içine çekilmek istemiyor.
Downing Street refuse de s'engager dans un débat religieux.
Ben sadece, onu geri getirmenizi istiyorum.
J'ai appelé Downing Street pour ça.
- Şimdi birbirimiz hakkında mı casusluk yapıyoruz? Hadi, Harry, ikimiz de oranın gözetlenen bir yer olduğunu biliyoruz.
Downing Street se demande si cet anoblissement était une bonne idée.
- Bunu sen de yaşadın, değil mi? - Oraya tekrar gitmeye hazırım.
Downing Street a étouffé l'affaire.
O Hükümet Binasının sinyal karıştırıcısı.
C'est Downing Street.
Hala gitmek istemiyorum. Bob Fossil. Hayvanat Bahçesi Müdürü
Je devais le voir à propos d'un truc, de toutes façons. # Je marchais sur Downing Street
Hükümet kararlı, Harry.
Downing Street insiste. Il est bon que le MI5 se montre affectueux.
Minibüs caddede. Evin arka tarafında.
Downing Street tire les ficelles partout.