Doyle traduction Français
2,026 traduction parallèle
- Merhaba Rory.
- Salut, Doyle.
- Bitti mi? - Hayır.
Non, je veux une photo de Doyle.
Doyle'un ekmek kızartma makinesini kaldırırken fotoğrafını çekmeliyim.
Il emballe le grille-pain.
Doyle'ın midesiyle Vindaloo'nun birbirlerini sevmediklerini gördük.
Il s'est avéré que l'estomac de Doyle ne supporte pas le vindaloo.
- Doyle.
- Doyle.
Doyle McPoyle.
Doyle McPoyle.
- Kardeşimiz Doyle'u desteklemeye geldik.
- On supporte notre frangin.
Senin oğlan bir ibne. Ama Doyle büyük, güçlü biri.
Ton gars est une tapette et Doyle est un homme fort.
İyi yakalayıştı, Doyle!
Belle réception, Doyle!
- Doyle, iyi misin?
- Doyle, tu vas bien?
Meghan Doyle?
Meghan Doyle?
Ben Meghan Doyle.
C'est Meghan Doyle.
Meghan Doyle.
Meghan Doyle.
- Meghan Doyle.
- Meghan Doyle.
Bu sabah Bayan Doyle'un ofisindeki patlamanızdan endişelenmiştim.
J'ai été préoccupée par votre... comportement dans le bureau de Mlle Doyle, ce matin.
Meghan Doyle öldü, Kyle.
Meghan Doyle est morte, Kyle.
Meghan Doyle Tom Baldwin'den hoşlanıyor.
Meghan Doyle tient à Tom Baldwin.
Aynı uçuşta Meghan Doyle diye biri var mıydı?
Vous pouvez voir si une Meghan Doyle était sur le même vol?
Skouris, Doyle.
Skouris, Doyle.
Sör Arşur Conan Doyle, gördüğü şehirler arasında en yüksek psişik potansiyel olan yerin Winnipeg olduğunu yazmış.
Sir Arthur Conan Doyle citait Winnipeg comme la ville la plus paranormale qu'il ait visitée.
Buranın eskileri, Conan Doyle'un sezdiği şeyi zaten biliyorlardı ve yüzyıllar boyunca ölülerini dört nehrin belki de en güçlü kesiştiği yerin olabildiğince yakınına gömmüşlerdi.
Les premières nations savaient déjà lire ce que Doyle n'avait que pressenti. Leurs sépultures étaient au plus près du plus puissant confluent de nos 4 rivières :
Bayanlar ve baylar, Doyle Brunson az önce elendi.
Doyle Brunson vient d'être éliminé.
28 yıl önce, final masasında Doyle Brunson ile kafa kafaya gidiyordum.
Il y a 28 ans, j'ai joué tête-à-tête Doyle Brunson en finale.
Lindsey montunu giy. Tommy Doyal'ı ziyarete gidiyoruz.
Lindsey, habille-toi, on va chez Tommy Doyle.
Gece yarısı aşkın Tommy Doyal'ın evine bakmaya gidiyoruz.
Je t'emmène chez ton chéri, Tommy Doyle. Tu m'as rien dit.
Ben, alt kattaki Dennis Doyle.
C'est Dennis Doyle du sous-sol.
Alt kattaki Dennis Doyle öldü evsahibi tarafından öldürüldü.
Dennis Doyle du sous-sol est mort... Tue par son proprietaire.
Alt kattki Dennis Doyle'yi öldürdükten sonra evsahibine ne oldu, biliyor musun?
Tu sais ce qui est arrive au proprietaire apres qu'il ait tue Dennis Doyle du sous-sol?
Ghoshtashtidar'ın durumu gerçekten de ciddi ve ödeme desteği almasını düşünüyoruz. Bu durumda, Bay Dennis Doyle'nin şiddetli nörokraniyal vurgunu adına koşmasından memnuniyet duyarız.
Ghoshtashtidar est dans une situtation tres, euh, delicate qui necessite une assistance, et nous serions ravis de voir M. Doyle courir au au nom de l'emphasite neuro...
Senin için haberlerim var, alt katta oturan Dennis Doyle!
J'ai des nouvelles pour vous, Dennis Doyle du sous-sol.
Merhaba, Dennis Doyle adında bir hasta arıyorum.
Bonjour. Je cherche un patient, Dennis Doyle.
Selamlar alt kattaki Dennis Doyle!
Bonjours a vous Dennis Doyle du sous-sol!
"Bir maraton koşucusunun yalnızlığı", bu adam tarafından yeniden tanımlandı, Dennis Doyle.
"La solitude du coureur d'endurance" une phrase incarnee par cet homme, Dennis Doyle.
Bay Doyle, ne hissediyorsunuz?
M. Doyle, hcomment vous sentez-vous?
Bay Doyle'yi tanıyor musun, efendim?
Connaissez-vous Mr Doyle, monsieur?
Görünüşe göre, bir iç giyim mağazasında güvenlik görevlisi olan Dennis Doyle son on arasında ve 45 dakikadan beri tek bacağıyla koşarak yarış bitene kadar dinlenmeyi reddediyor.
Il semblerait que Dennis Doyle, agent de securite dans une boutique de vetements qui a couru les derniers trois quarts d'heure sur une seule jambe refuse de se reposer avant que cette course ne soit terminee.
Şimdi bir kez daha Dennis bileğini nasıl kırmış, bir bakalım!
Maintenant, regardons encore une fois comment Denis Doyle s'est casse la cheville.
Ve işte orada, Doyle'nin yanında olan koşucudan kaynaklandığı gözüküyor.
Et, c'est la. Il se trouve que ce coureur-la... a côte de M. Doyle soit implique d'une facon.
Evinizden izlerken çok uzun bir gün oldu ama Dennis Doyle için bu, hayatının en uzun günü oldu.
ca a ete une tres longue journee pour vous qui nous regardez a la maison mais pour Dennis Doyle Ca a simplement ete le jour le plus long de sa vie.
Bu sabah Dennis Doyle, Kuzey Londra'dan alçakgönüllü bir mağaza çalışanıydı!
Ce matin... Dennis Doyle etait un humble employe du nord de Londres.
Doyle Brunson ve Phil Hellmuth'la oynuyor.
Doyle Brunson et Phil Hellmuth.
Ve Doyle elindekileri sürüyor.
Et Doyle's met tout son tapis.
Benim adım Doyle, Andy.
Mon nom c'est Doyle, Andy.
Tex değil, Doyle.
Pas Tex, Doyle.
Gerçekten mi, Doyle?
Serieusement, Doyle?
Doyle Brunson ın kim olduğunu bilmezsen güzeldir.
Non, c'est un appel quand tu ne sais pas qui est Doyle Brunson.
Doyle Brunson ve Phil Hellmuth aynı elde yok oldular.
Doyle Brunson et Phil Hellmuth sont eliminés sur la même main.
Ve şu adam Andy Andy, Phil Hellmuth'u da yendim Doyle Brunson'ı da.
Je suis ce mec Andy Andy, et je sors Phil Hellmuth et Doyle Brunson.
Başarısız olunmayacak.
Jack Doyle - P.B. Division des crimes contre les enfants
"Şef Jack Doyle, Dorchester'lı kızın kaçırılmasıyla ilgili..."
Le capitaine Doyle dit que la fillette...
Çeviren :
RaceMan Sous-Titres : Valpicho, Maryline84, doyle