Duc traduction Français
1,785 traduction parallèle
Ve dük Andrew'un küçük yeğeni Vikont Ludlow. Daha çok "Çene Gamzeli James" olarak biliniyor kraliyet bebek taşıyıcısının kucağında podyumdan ilerliyor.
Le neveu du duc Andrew, le vicomte Ludlow, affectueusement surnommé "James de Bonnes Joujoues", remonte l'allée avec les alliances royales.
Ya Saxony Dükü'nün yeğeni?
Et le neveu du duc de Saxe?
Baban Dük arkanda olursa her şeyi çözersin.
Mais comme le Duc est ton père, on trouvera une solution.
- Dük burada mı?
Le Duc est là? Au fond.
- Dük burada mı?
Le Duc est là?
- Siktir lan. Dük'e bir araba getirdim.
J'ai une bagnole pour le Duc.
- Dük'ü bir arasana.
- Va chercher le Duc.
- Dük'e iyi iş çıkardığını söylerim.
Je dirai au Duc que t'as bien bossé. D'accord.
- Dük hâlâ içeride mi?
Le Duc est toujours là?
Ben Dük'le konuşurum.
J'irai voir le Duc.
Dük ikimizi de öldürür.
Le Duc va nous tuer.
Yoksa Dük'e mi borçlusun?
Tu dois du fric au Duc?
Dük benim ortağım.
Le Duc est mon associé.
- Dük'ün yanındadır.
Avec le Duc, je crois.
Narborou Dük ve Düşesinin kızı....
c'est la fille du duc et de la duchesse de Narborhy?
Pekala ; Narborou Dükü. Evet işte...
Duc de Marbury... grrrr...
Narborou Dükü geldiler...
Le duc de Marbury est ici.
O halde Düşes'in mahzeninde olmalı.
elle pourrait venir du cellier de Mr le Duc.
Narborou Dükü'nden iş teklifi almıştım. Teklifi kabul ettim.
Le duc de Marbury m'a proposé d'entrer à son service, J'ai accepté l'offre
Dük'ün dikkatini nasıl çektin?
Comment se fait il que vous ayez attiré l'attention du duc?
Lord Marham düzenlediği ve Narborou Dük'ünün de bulunduğu bir çok davette görev aldım.
En accompagnant lord Murrough plusieurs fois à des soirées où le Duc de Marbury était également présent.
Efendim. Narborou Dükü ve Düşesi geldiler.
Monsieur le duc et la Duchesse de Marbury sont ici.
Dikkat et. Cecil Beaton ve Windsor Dükü doğrudan ayakkabılarıma geliyorlar.
Cecil Beaton et le duc de Windsor foncent sur mes chaussures!
Deniz Feneri'nin bile, "Dük" ü geri getirebileceğini sanmam.
Je ne pense quand même pas que le Lighthouse puisse ramener le duc.
" Dük, Bayan Daphne'ye döndü,
" Le Duc se tourna vers Dame Daphné,
"ve Dükü bir titreme aldı"
"Et un frisson traversa le Duc."
Oh, Dük, hindistan cevizlerimi size göstermek istiyorum.
Oh, Duc, J'aimerais vous montrer mes noix de coco.
Ah, anlaşılıyor ki, Red "Arkadan Giren İsyan" dan bazı taktikler öğrenmiş
Ah, on dirait que Red a appris quelques mouvements du Duc dans "Mutinerie par derrière"!
Anjou Dükü'nün üstünde durmamamız için başka bir sebep var mı?
Y a-t-il une autre raison qui nous empêcherait de contacter le duc d'Anjou?
Majesteleri, ben ben Dük Anjou'ya güvenmiyorum!
Votre Majesté... Je ne fais pas confiance au duc d'Anjou.
Konsey'e anımsatmak isterim ki her ne kadar İspanya'nın Hollanda'daki çıkarlarına karşı'çıkabilir'olsa da Anjou Dükü yine de bir Katoliktir!
Puis-je rappeler à ce Conseil... que bien qu'il s'oppose aux intérêts espagnols dans les Pays-Bas, le duc d'Anjou reste catholique.
Seninki gibi, Dük'ün dini de özel bir konu, Robin.
La religion du duc est une affaire privée, Robin, tout comme la votre.
Jean de Simier, St. Marc Baronu'nun baş yaveri ve Anjou Dükü'nün başlıca can yoldaşıyım!
Jean de Simier, aide de camp du baron de St. Marc, et favori du duc d'Anjou.
- Bizzat Dük'ün kendisinden size mücevherat getirdim.
- Ces bijoux viennent du duc lui-même.
Kuşkum yok, Majesteleri de takdir ediyordur ki Dük, inancınıza ne kadar yakınlık duysa da efendim için Protestanlığa geçmek basit bir ifade ile mümkün değildir.
Votre Majesté comprendra certainement que bien que le duc ait la plus grande bienveillance envers votre foi, il est tout simplement impossible pour mon maître de se convertir à la religion protestante.
Efendim Dük, inançlarını mesele yapan biri değildir.
Mon maître, le duc, n'est pas homme à faire de ses croyances un problème.
Öğrendiğimize göre, Dük belirli bir yıllık gelirin beklentisinde... Altmış bin sterlin, hanımefendi!
Nous avons cru comprendre que le duc demandait un revenu annuel de... 60.000 livres, madame.
Hanımefendi, size, Hristiyanlığa olan bağlılığı tartışılmaz Fransa Kral'ı III.
Madame... J'aimerais vous présenter son altesse François, duc d'Alençon et d'Anjou.
Şu Dük d'Anjou, nasıl bir adam, peki?
Alors, quel genre d'homme est ce duc d'Anjou?
Teşrifleriyle bizi şereflendiren Anjou Dükü'nü selamlayalım!
Souhaitons la bienvenue à Sa Grâce, le duc d'Anjou.
Sayın Dük!
Monsieur le duc.
- Ben bir öneride... Gönlünü Dük'e kaptırmış gibi gözüküyor, efendim.
Elle est éprise du duc, monsieur.
Parma Dük'ü onu perişan etmiş!
Le duc de Parme l'a détruit.
Çok özür dilerim, kalırdım ama Anjou Dükü akşam yemeğinde eşlik etmem için yanıp tutuşuyor!
Je vous demande pardon, j'aimerais rester, mais... le duc d'Anjou meurt d'envie de me voir au dîner.
Anjou Dük'ü ölmüş, Majesteleri!
Le duc d'Anjou est mort, Votre Majesté.
Kral Philip, Parma Dükünü Hollandalılar'ın üzerine göndermiş.
Le Roi Philippe a envoyé le duc de Parme contre les Hollandais.
Parma Dükü'nü ve ona bağlı İspanyol ordusunu kontrol altına almazsak yıl sonuna varmaz kapımızı çalacaktır.
Si nous ne repoussons pas le duc de Parme et son armée espagnole, il frappera à notre porte d'ici la fin de l'année.
İspanyollar'ın, Parma Dükalığı'nda akıllı bir generalleri var.
Les Espagnols ont un général adroit en la personne du duc de Parme.
Şimdi Dük'ün yanındayım.
Je bosse pour le Duc, maintenant.
- Sen, muhtemelen Fransız soylusuydun.
Tu es un Duc français, au mieux.
- Ben boks hakkında bir şey bilmiyorum.
Je suis un Duc français.