Dude traduction Français
320 traduction parallèle
MUSTAFA DUDE
Mustafa le "Dandy"
Mustafa Dude!
Mustafa le "Dandy"!
İşte o, Mustafa Dude!
Eh voilà le Dandy Mustafa!
Dude, bak bakalım koşum takımı var mı.
Dude, vois si tu peux me trouver un harnais.
Evet efendim. Bana öyle geliyor ki, Dude'la ben her dönümden iki balya kaldırırız çünkü şu anda kendimi, eskiden her bahar hissettiğim gibi hissediyorum.
Oui, je crois bien que Dude et moi, on va récolter une balle de coton par acre, car je me sens comme je me sentais à chaque printemps d'antan.
Hazır elin değmişken, Dude'dan bahsedebilirsin çünkü evin en günahkârı odur.
Tant que tu y es, tu pourrais lui parler de Dude, c'est le plus grand pécheur de la famille.
Dude?
Dude?
Bu mu Dude?
C'est Dude, ça?
Gel Dude, Rahibe Bessie senin için dua etsin.
Viens, Dude. Bessie va prier pour toi.
- Diz çök Dude.
- Agenouille-toi, Dude.
Tanrım, Dude Kardeşi şeytandan koru onun için cennette bir yer ayır.
Seigneur, sauve le Frère Dude de Satan et fais-lui une place au ciel.
Dude gibi bir günahkâr için o dua çok kısa geldi.
Ça me paraît un peu court pour un pécheur comme Dude.
Dude'a dua gerekmez.
Il n'en a pas besoin.
- Ve Dude.
- Et de Dude.
- Dude.
- Dude.
Dude. Sesi kornadan çok kornaya benziyor.
Il imite encore mieux le klaxon que le klaxon lui-même.
En küçük oğlum Dude, onunla gurur duyuyorum.
C'est le dernier de mes fils et je suis fier de lui.
Eve gidip mısırın birazını yiyelim Dude'la Ellie May hiçbir şey fark etmeden.
Rentrons manger ce maïïs avant que Dude et Ellie May apprennent son existence.
Fazla geç kalma Dude.
Dépêche-toi, mon petit Dude.
Bessie, Dude'a kocaman kornalı yepyeni otomobil alacağını niye söyledin?
Bessie, pourquoi as-tu promis à Dude de lui acheter une auto toute neuve avec un gros klaxon?
Dude'la ihtiyacımız olacak, dolaşıp vaaz vermek için.
Dude et moi, on en aura besoin pour nos prêches.
Dude yavrum, çok yakışıklısın.
Oh, Dude, tu es mignon comme tout.
Otomobili almaya niye Dude gidiyor?
Pourquoi c'est Dude qui va chercher l'auto avec toi?
Niye Dude'un yerine ben gitmiyorum?
Pourquoi c'est pas moi?
Dude, kornası dışında otomobilden anlamaz.
Dude connaît rien à une auto à part le klaxon.
Bana Dude gibi göründü.
Et Dude me paraît parfait.
Dude'un vaiz olacak kadar aklı yoktur.
Dude est trop fou pour devenir pasteur.
Dude yavrum.
Le petit Dude.
- Dude'la evlenmek istiyorum.
- Je veux épouser Dude.
"Sowing in the Morning." Pekâlâ, Dude yavrum.
"Sowing in the Morning." Maintenant, Dude.
Bizim olana dek bekle Dude yavrum.
Arrête, Dude, attends qu'elle soit à nous.
- Dude Lester, Tobacco Road'dan.
- C'est Dude Lester.
- Sevdin mi, Dude yavrum?
- Elle te plaît, Dude?
İşte buna şoför derim, Dude yavrum.
C'est ce qui s'appelle conduire, Dude.
- Elbette geçirirsin, Dude yavrum. İttir.
- Mais si tu peux.
Yapabilirsin demiştim, Dude yavrum.
Je t'avais bien dit que tu pouvais le faire.
Yapabileceğini biliyordum, Dude yavrum.
Je savais que tu y arriverais, Dude.
Senin için onarayım, Dude.
Je vais te la réparer, mon Dude.
Sen Dude'la evlenince nikâh kıyacak mısınız yoksa ilçe izniyle mi evleneceksiniz?
Dude et toi allez vous marier sans problèmes ou vous faut-il l'autorisation du comté?
Dude, çok şanslı bir çocuksun.
Dude, tu as sacrément de la chance.
Bilirsin Bessie, Ada ile ben seninle, Dude'la ve o otomobille çok gurur duyuyoruz.
Tu sais, Bessie, Ada et moi, on est vraiment fiers de toi et de Dude, et puis de cette auto.
- Yapma Dude yavrum...
- Allons, Dude...
- Çok yaşlısın zaten yakında öleceksin. - Dude yavrum.
- T'es vieux, tu crèveras bientôt de toute facon.
- Ama Dude... - Dude yavrum.
- Oui, mais Dude...
Dude yavrum.
- Oh, mon Dude.
Dude. Dude yavrum!
Oh, mon petit Dude!
Gitme Dude.
Ne pars pas, mon Dude.
Evet, tek bildiğimiz Dude, Pearl ve Ellie May.
On dirait qu'on ne connaît que Dude, Pearl et Ellie May.
- Evet.
- Où est Dude?
Dude nerede? - Birazdan döner.
- Il va revenir dans une minute.
Jeeter, Dude'un yaptıkları için çok üzgünüm.
Tu sais, je suis vraiment désolée - pour ce que Dude a fait.