Dudley traduction Français
437 traduction parallèle
- Bay Dudley Horn'la tanıştırayım.
- M.Dudley Horn.
- Ne oldu Dudley? O ne?
- Qu'est-ce qui est arrivé Dudley?
Dudley buna önem veriyor olabilir. Ben vermiyorum.
Il intéresse Dudley, pas moi.
- Dudley.
- Dudley.
Sana gelince Dudley. Yaptıklarından utanmalısın.
Toi Dudley, tu devrais avoir honte de toi.
Belki de babam Dudley hakkında haklıydı. Onu dinlemedim.
Papa avait peut-être raison et je ne l'ai pas écouté.
DUDLEY HORN'U POLİS VURDU
LA POLICE TUE DUDLEY HORN PAR BALLE
Babamın ve Dudley'nin ölümünden dolayı kafam çok karışık.
Je suis perdue avec la mort de papa et de Dudley.
Dudley Tennant.
M. Tennant.
- Nereden geliyorsun Dudley?
- d'où venez-vous?
İyi geceler Dudley.
Bonsoir, Dudley.
Dudley'in diğer adı ne?
Quel est le nom de Dudley?
Ben Dudley, piskoposun yeni asistanı.
Je suis Dudley, le nouvel assistant.
Günaydın, Dudley.
- bonjour, Dudley.
Bu toplantılarda Dudley seni temsil edebilir, değil mi?
Dudley pourrait Te représenter à ces réunions.
- Sen Dudley misin?
- Vous êtes Dudley?
- Hoşçakal, Dudley.
- au revoir, Dudley.
Burada ne yapıyorsun?
Dudley, que faites-vous ici?
Masanıza geldiğim için beni bağışlayın bayanlar.
Pardonnez-moi, mesdames. Je m'appelle Dudley.
Bay Dudley ile öğle yemeğine gitti.
Elle est sortie déjeuner avec m. Dudley.
- Dudley ile mi?
- avec Dudley?
- Evet. Dudley.
- oui, c'est Dudley.
- Evet, dostum.
- Dudley? - oui, mon ami.
Sana inanıyorum Dudley.
Je vous crois, Dudley.
Sağ ol Dudley.
Merci, Dudley.
Artık, Dudley burada olduğuna göre umarım biraz rahatlarsın.
Tu devrais te ménager Maintenant que Dudley est là.
- Günaydın, Julia. - Günaydın, Dudley.
Bonjour, Julia.
Dudley, herhalde... taksiye verecek paran vardır?
Dudley, je suppose que vous avez De l'argent pour le taxi.
Bu Bay Dudley, piskoposun yeni asistanı.
M. Dudley, l'assistant de monseigneur.
- Benim için bir zevk.
- m. Dudley, enchanté.
Bu da Dudley.
Voici M. Dudley.
- Size de Bay Dudley.
Vous aussi, m. Dudley.
Keşke Julia ya da Dudley ile bağlantıya geçebilseydim.
Je ne peux même pas Prévenir Julia ni Dudley.
Dudley, çok tuhaf.
- c'est étrange.
Çok eğleniyorum, Dudley.
Je m'amuse comme une folle.
Nasılım, Dudley?
Comment je me débrouille, Dudley?
İyi geceler, Dudley, iyi geceler Julia.
Bonsoir, Dudley.
Dudley çok harika bir patenci.
Dudley est un champion.
Debby, Dudley'e iyi geceler demek istiyor. - Nerede o?
Debby veut que Dudley Monte lui dire bonne nuit.
Anne, Dudley'in bir daha asla dönmeyeceğine eminim.
Je suis sûre Que Dudley ne reviendra jamais.
Dudley bir şey söylemeden gitmez
Il ne partirait pas sans dire au revoir.
Bu, Bay Dudley'e yakışmaz.
Il n'est pas comme ça, m. Dudley.
Dudley nerede?
Où est Dudley?
Sen ve Dudley evleniyorsunuz!
Il va y avoir un mariage.
- Bütün gün buraya gelip gitti. Seni görüp görmediğimi ya da bir haber alıp almadığımı sordu.
Elle n'a pas cessé de venir Me demander : "avez-vous vu Dudley?"
- Hadi git. - Teşekkür ederim Dudley.
- sauvez-vous, Mildred.
Mutlu Noeller, Mildred. Mutlu Noeller, Dudley.
- joyeux noël, Mildred.
Ben Dudley.
Je m'appelle Dudley.
- Güle-güle, Dudley.
- au revoir, Dudley.
- Dudley, cennetteymişim gibi.
- c'est divin.
Dudley, sensin.
Dudley, c'est vous.