Durmayın traduction Français
1,195 traduction parallèle
Sokakta durmayın, gidin.
Rentrez chez vous.
Durmayın, kaçın!
Cachez-vous!
Durmayın!
N'arrêtez pas!
Peder, lütfen dalgın durmayın.
Mon Père, ne vous éloignez pas de moi.
Orada öyle salak gibi durmayın da silahımı bulmama yardım edin.
Restez pas planté là! Trouvez-moi mon feu!
Orada öyle durmayın!
Répondez, quoi!
Burada durmayın, lütfen.
Circulez, s'il vous plaît.
Devam edin, durmayın sakın!
Continuez à courir! Ne vous arrêtez pas!
Durmayın!
Continuez!
# Ormanın kralıyım ben # # ve geçmenize izin veriyorsam # # burada durmayın kaçın ve saklanın #
Au roi de la jungle qui vous regarde Et si jamais je vous laissais filer Ne restez pas sans bouger Courez vous cacher
Bodruma inince durmayın. Dümdüz gidin.
Ne vous arrêtez pas à la cave...
Boş durmayın, veteriner çağırın!
Restez pas là. Appelez le vet.
Durmayın, ilerleyin lütfen.
Je vous en prie, allez-y.
Siz durmayın yiyin, beni boşverin.
Mangez, mangez... Ne vous occupez pas de moi.
3 tanesi 50 fenik. Yolda durmayın bayım yoksa araba çarpacak. Bir de onunla uğraşamam şimdi.
Ne restez pas là, vous serez écrasé, et qui nettoiera?
Ayın arkasında durmayın.
Ne restez pas derrière la lune.
Beni dolaştırıp durmayın sersemler.
Ne me touchez pas!
Biraz zayıf kaldı, o yüzden girdiğinizde fazla durmayın, tamam mı?
Elle est encore sous le choc. Alors, fais vite.
Burada durmayın hanımlar.
Ne restez pas là!
- Öyle durmayın!
- Que ca saute!
Çıkın lan dışarı. Herkes çıksın. Hadi durmayın.
Foutez tous le camp d'ici, tout le monde dehors!
Durmayın, çabuk olun.
Ne vous arrêtez pas! Faites vite!
Güneşte fazla durmayın. Dikkat edin!
Attention au soleil.
Hadi durmayın!
Allez-y!
Yağdırın bakalım! Hadi durmayın!
Je les encaisse, vos putains de balles!
Durmayın. Biz burada yokmuşuz gibi.
Joue... comme si nous n'étions pas là.
Ama lütfen, lütfen durmayın.
Mais ne vous arrêtez pas!
Durmayın.
Allez-y.
Çekingen durmayın, bize bir şans tanıyın.
Laissez-nous vous le prouver.
- Durmayın!
- En avant!
Bize dert yanıp durmayın.
Épargnez-nous vos jérémiades.
Falkon, durmayın, kaçın!
Falkon, dégagez-vous!
Bir tabak sürekli ısıtılmış bezelye gibi durmayın.
Ne restez pas plantés là.
O'neıll! Sımmons! Durmayın hadi.
O'Neill, Simmons, suspendez ça!
Bayan Dıpesto, haydi durmayın!
Mlle DiPesto. Venez ici.
Siz de öyle süt dökmüş kedi gibi durmayın.
Qu'est-ce que c'est que cette tenue, vous autres? De la dignité!
Sakın durmayın.
Ne vous arrêtez pas.
Durmayın...
N'arrêtez rien...
Orda durmayın!
Ne restez pas plantés là.
Orada durmayın. haydi. haydi.
Restez pas là. Allez! Allez!
İsa Aşkına, öyle durmayın.
Ne restez pas là.
Durmayın, durmayın!
Vous arrêtez pas.
Sen evrendeki en büyük fatihe yakın durmayı düşleyen tek IL-serisi Cylon değilsin
qui rêve de servir le plus grand conquérant de l'univers. Pardonnez mon effronterie.
Ölüyü gömemediniz mi? Demek, uzak durmayı başaramadınız?
Vous n'avez pas pu vous éloigner.
Onun hıncını alma günü geldiği zaman ayakta durmayı başaran kim olacak?
"car voici venu le grand jour de sa colère, " qui peut en réchapper? "
Durmayın, durmayın.
Ne vous arrêtez pas.
Sadece kralların ve başbakanların sırlarını saklayan biri değil... aynı zamanda başı dertte bir kadın görüp de yardım etmeden... durmayı aklına getiremeyecek birisiniz.
Vous êtes dans le secret des Rois et des Premiers Ministres... Et vous êtes aussi homme à aider la femme en détresse.
Sağ olun komutanım ama Atılgan'ın güncelleme çalışmalarının başında durmayı tercih ederim.
Amiral, je préfère assurer la remise en état de l'Enterprise.
Durmayın beyler!
Allons-y, soldats!
Hadi, durmayın.
Allez-y.
Salınıp durmayın orada.
Je ne traînassais pas.