Duruşma traduction Français
2,045 traduction parallèle
Cary Agos'un davasında Diane Lockhart'ın ön duruşma tanıklarını gördüm şimdi.
Je viens juste de voir la liste de témoins de Diane Lockhart. pour le procès de Cary Agos.
Evet. Şimdi aşağıya iniyoruz. Hukuki destek bölümü ile duruşma zabtı üzerinden geçeceğiz ve gözümüzden kaçan başka zanlı var mı diye bakacağız.
On descend relire les retranscriptions de l'assistance légale, voir si on a d'autres suspects.
Duruşma için verdiğimiz kanıtlar ortadan yok oluyor :
Quand nous recevions des preuves pour les procès des choses manquaient : drogues, cash.
Eğer muhalefet yoksa, tahliye kararı duruşma gündeminde.
Un mandat d'expulsion est une ordonnance s'il n'est pas contesté.
- gelmiş olurdu. - Bu duruşma sizin yüzünüzden askıya alınmak üzere.
Vous êtes à la limite de l'outrage à la Cour!
Beni, tüm duruşma izleyicileri önünde küçük düşürdüğüne inanamıyorum.
Comment as-tu pu me mettre à l'aise devant un tribunal?
- Duruşma tarihini değiştirdi mi?
A-t-il changé la date du procès?
- Yeni duruşma için mi?
- Pour le procès?
Önümüzdeki pazartesiye sizlere duruşma ayarlıyorum.
L'audience aura lieu lundi après-midi pour cette affaire.
On dakika sonra bir ön duruşma yapılacak.
Une conférence préparatoire est en route depuis plus de 10 minutes.
Mutfakta göstermelik bir duruşma yapmıştık.
On a fait le procès dans la cuisine.
Kedi için de küçük bir duruşma salonu yapmıştı.
Avec une tribune pour les chats.
Duruşma için hazırlanacak vakti nereden buldunuz peki?
Et vous avez trouvé le temps de préparer le procès?
Duruşma iki gün sonra başlıyor.
Le procès est dans 2 jours.
Yaşayacak ama duruşma ertelendi.
Il vivra, mais le procès a été reporté.
Duruşma bitince öğreniriz.
On le saura dès que l'audience sera finie.
Duruşma bitti galiba.
Et je crois que l'audience est finie.
Ve sen beni o duruşma salonuna götürdün
Ray McWhorter n'est pas qu'un numéro.
Duruşma mı?
Un procès?
Duruşma yapılacağını mı zannediyorsun?
Tu penses qu'il y aura un procès?
Bir Boston polisinin öldürülmesi ile ilgili bilgiyi saklar ve vazgeçersen, duruşma falan olmaz.
Tu caches des infos sur le meurtre d'un flic et tu restes ici. Y aura pas de procès, rien.
Evet, duruşma olmayacak.
Il n'y aura pas de procès.
Zanlılar duruşma gününü beklerken el konulan uyuşturucularla paraları tuttukları yer orası. Fakat sadece büyük meblağlar için.
Ils y gardent les drogues confisquées et l'argent des suspects mais ce n'est que pour les grosses affaires.
Bugün duruşma vardı, hâkim kararı 30 gün daha uzatmış.
Il y avait une audience aujourd'hui. Le juge a ordonné une prolongation de 30 jours.
Biri bana bugünkü duruşma tutanaklarını getirebilir mi?
Peut-on m'apporter la transcription de l'audience du jour?
Bu karar için başvuruma izin vermezlerse yeni bir duruşma için başvururum.
Il n'y a pas d'appel. Je demande un nouveau procès.
Sivil mahkemede jüri heyeti eşliğinde yeni bir duruşma.
Un nouveau procès devant un tribunal civil, par un jury populaire...
Sadece, duruşma öncesi rehabilitasyona katılacak.
Elle fera la désintox.
Bir duruşma olacaksa da oraya çıkıp, jüriye, masum olmadığımı söylemek istiyorum.
S'il y a procès, j'irai à la barre dire que je suis innocent.
- Minton öyle mi dedi? Duruşma olmayacak mı?
Minton ne va pas au procès?
Duruşma, Savcılığın ilk tanığını çağıracağı Pazartesi gününe ertelenmiştir.
La séance est levée. Lundi, audition du 1er témoin.
USC'de, duruşma öncesi rehabilite merkezindeymiş.
Il est en désintox à l'USC.
Duruşma sonlandı.
- Affaire classée.
Karının bu kâbusun içine tekrar tekrar sürükleneceği suçlamalardan vazgeçmeyeceğini varsayarsak bunun sonucunda bir duruşma olacak.
Ensuite il y aura un procès votre femme en supposant qu'elle n'ait pas renoncé à sa plainte va se retrouver encore une fois plongée dans ce cauchemar.
İdam değil tatlım, duruşma.
Pas la pendaison, le procès.
Bilgisayarın başına gidecek, bazı değişiklikler yapacak ve temyiz için duruşma gününü bu haftaya alacaksın.
Retournez à votre PC, changez des trucs, et trouvez-moi une date cette semaine.
22 numaralı duruşma, lütfen yaklaşın.
Plumitif numéro 22, approchez s'il vous plaît.
Duruşma bitti.
Le procès est terminé.
Bu bir duruşma değil, ifade vermek için buradasın.
Ceci est une déposition, pas un procès.
- Duruşma mı?
- Au flag'?
- Evet, duruşma!
- Oui, au flag'.
Artık, şartlı tahliye kuruluyla bir duruşma isteme hakkına sahibiz. Ancak bunun için Tim'in lehine konuşabilecek birilerine ihtiyacımız olacak.
On pourrait obtenir une audience, mais des témoins de moralité devront parler en sa faveur.
Hayır, duruşma sırasında avukatların bulunmasına izin verilmiyor.
Nous n'y sommes pas autorisés.
Duruşma başlamıştır.
L'audience peut commencer.
Ceza duruşmasında, hani şu kararın bozulduğu duruşma mı?
Son procès criminel, dont le jugement a été cassé.
Yeni duruşma için bir dosya hazırlıyormuş ve görünüşe göre, karısı onunla evlenmeden önce ve sonra birçok kişiyle birlikte olmuş.
Il préparait un dossier pour un nouveau procès, et apparemment, sa femme couchait avec un peu tout le monde avant et après s'être dit "oui".
Bu bile yeni bir duruşma için sebep.
Ça suffisait pour un nouveau procès.
Duruşma yüzünden mi?
À cause du procès?
Bu duruşma sonu belli olmayan bir bahis.
Mais l'issue d'un procès reste incertaine.
Duruşma günü aldığınız için şükredin.
Encore heureux, il ne s'agit que de dates.
Sigorta şirketi poliçeyi feshetti ve hızlı bir duruşma için Diane'i zorluyor.
Il a été lâché par son assurance, il veut donc un procès rapide.