Duygusal traduction Français
7,074 traduction parallèle
Bu konuda çok duygusal olmaya gerek yok ama. Olacağı varmış, değil mi? Yaptığın saçmalıklar için seni uzun zaman önce affettim, ayrıca Su ile de işleri yoluna koyduk.
hein? et je me suis réconciliée avec Su.
Jüri yaşça büyük baskın bir kadının etkisinde duygusal bir çocuk olduğuna karar vermiş. Amelia nasıl kaçmış?
Le jury a estimé que c'était un gars sensible influencé par une dominatrice plus âgée.
Duygusal olduğunu söylemek aşırı olur. Ama kaydı dinlerken hepimizi etkilemişti.
J'exagérerais en parlant de grande émotion, mais c'était un moment frappant quand nous avons écouté les bandes.
Bu ruh şeyi, çok duygusal.
Ce truc du Saint-Esprit, très sensuel.
Duygusal olarak öldü demek istemiş.
C'est plus comme une mort émotionnelle.
İyi iş, aşırı duygusal değil, güzel fotoğraflar birileri orada ne yaptığını biliyor.
Beau boulot, pas trop déprimant, belles photos... quelqu'un connait son boulot là-bas.
Hastalık, herhangi bir duygusal tetikleyiciye gerek duymadan insanların sorunlarını aktifleştiriyor.
Eh bien, on dirait que les perturbations s'agravent sans avoir besoin d'une incitation émotionnelle
İkiniz arasında her zaman var olan duygusal bağ... bu önemli bir şeydir.
Le lien affectif entre vous deux est toujours présent... c'est important.
Javier soğuk kanlıdır ama insanların ağzına silah dayamak, duygusal bir tepki gibi.
Javier a le sang froid, mais pointer des flingues dans la bouche de quelqu'un c'est émotionnel.
Tamam, ben daha duygusal bir bağ bekliyordum.
Ok, je recherchais une réponse un peu plus émotionnelle.
"Duygusal eğitimine devam edebilmen için." Bu çok güzel.
"Pour parfaire ton éducation émotionnelle."
Birinin duygusal ve finansal olarak iyi konumda olmasından sorumlu olacağım. Tamamen kendiyle ilgilenmekten aciz birinin.
Je serai entièrement responsable du bien être émotionnel et financier de quelqu'un qui est complètement incapable de prendre soin de lui tout seul.
- O evin bende duygusal değeri var.
Cette maison a une valeur sentimentale pour moi.
Beni duygusal bir adammışım gibi yaklaşıyorsunuz Bay McCall.
Vous me faites l'effet d'un sentimental.
Seni kontrol ediyorum duygusal adam.
Je vérifie, M. le sentimental.
- Tamamen dürüst olmak diplomatik bir davranış olmayacağı gibi duygusal varlıklarla da güvenli bir iletişim sağlamaz.
La franchise absolue n'est pas toujours la voie la plus diplomatique... Ni la plus adaptée pour parler à des êtres émotionnels.
İşte böyle duygusalımdır.
Je suis sentimental à mes heures.
İmkânsız bir rüyanın alevi ve duygusal bir kaosun çığı.
Un rêve impossible et un chaos d'émotions.
Arkandan " O adama dikkat et. Duygusal olarak iflas etmiş biri.
Je t'ai défendu quand les gens me répétaient :
Ay çok duygusal.
Fleur bleue.
Karınızda duygusal istikrarsızlık vardı.
Elle souffrait de graves troubles affectifs.
- Duygusal davranıyorsun. - Benim hayatım bu.
- Vous êtes émotive.
Ben duygusal uygunum.
Je m'implique. Je suis disponible sur le plan émotif.
Ben çok ağlama eğilimi ne zaman işler duygusal olsun.
Je pleure beaucoup quand je suis ému. On me taquine tout le temps.
Ann, kilisesine duygusal olarak bağlanmış durumda.
Ann est très attachée au bâtiment de l'église.
- Sana gerçekten aşıksa şu anda aşırı duygusal bir durum yaşadığını ve biraz zamana ihtiyacın olduğunu anlar.
S'il est vraiment amoureux de vous, alors il comprendra que vous êtes juste débordée et... et que vous avez besoin d'un peu de temps.
Bu noktada, bir duygusal dengesizliğin ortaya çıkmasını riske edemem.
Je ne peux pas risquer d'être émotionnellement perturbé.
"Bir duygusal dengesizliğin ortaya çıkmasını riske edemem."
"Risquer d'être émotionnellement perturbé"!
İlk aşkın verdiği duygusal çalkantıdan...
Le stress émotionnel le premier amour?
Kayıp maaşları ve duygusal travmadan dolayı sana dava açıyor.
Il te colle un procès pour perte de salaire et traumatisme émotionnel.
Şey yani biriyle, duygusal, tensel birliktelik çok güzel bir şey..
C'est bien d'être attiré physiquement et émotionnellement par quelqu'un.
Duygusal seviye olarak 12 ya da 13 yaşındaydılar.
Avec le niveau émotionnel d'enfants de 12 ou 13 ans.
Duygusal ipuçları kullanarak onlara ilkel inanç sistemlerini öğretebileceğimizi keşfettik.
Nous avons découvert qu'en utilisant des signaux émotionnels, on peut leur enseigner des croyances primitives.
Dürüst olmak gerekirse Paul'un önünde içki içmemen veya içmekten bahsetmemen çok duygusal bir hareket. Haydi ama bir yıl oldu.
En toute franchise, c'est fleur bleue de croire que tu peux aider Paul en ne buvant jamais devant lui ou en refusant d'en parler.
... sana özel duygusal şeyler yapmamı isteme.
De faire des trucs sentimentaux pour toi.
Bırakın da duygusal açlığımı bastırayım.
- Laisse-moi manger mes sentiments en paix.
Bana sorarsan normal bir celp yolla derim. Daha işin çok başındasınız. Duygusal davranıyorsun.
Mais, avec la demande vous avez encore une chance.
"Duygusal biri olabilirim."
Une fille de la vieille école
"Duygusal biri olabilirim"
Mais que je peux lire entre chaque lignes Mon cœur peut les entendre à chaque fois
Yani hiçbir duygusal bağı yoktu sana göre. Hayır. - Sadece bir kravat yani.
Parce que ça allait bien avec mon costume.
Duygusal muhakeme üçüncü sırada, uyarlanabilir öğrenme değil.
C'est du raisonnement émotif de troisième ordre, pas de l'apprentissage adaptatif.
.. neredeyse mükemmel tek bir albüm veren.. .. duygusal bir adam var.
Qui nous donne un seul album presque parfait des bois du Maine, d'accord?
Hayran olduğun bunca erkeksi yönlerin altında ben son derece duygusalım.
Derrière tous ces actes nobles que vous admirez, je suis carrément fleur bleue.
24 saatlik deliliğin sonucu bu mu? Duygusal bir erkeksin yani.
Vos airs bizarres, depuis 24 h, c'est parce que vous êtes fleur bleue?
En önemli şey kadınlarla duygusal bağ kurmaktır.
Avec les femmes ce qui compte, c'est l'émotion.
Okuldaki kötü performans, duygusal hassasiyet.
Mauvaises notes à l'école, très vigilante...
Duygusal havamdayım.
Je suis dans une humeur sentimentale.
"Duygusal biri olabilirim"
- Je l'ai appris en écoutant BBC.
"Duygusal biri olabilirim"
Non, américain. - Non, pas du tout.
"Duygusal biri olabilirim"
Je pleure et je pleure! Chaque fois que je vous dis au revoir.
Bu yumuşak noktalar insanlar da titremeye ve duygusal durumun ortaya çıkmasına neden olabilir.
Quand la personne frémit ou a un nouveau tic, cela démontre une émotion et un état négatif.